'Ekonomik zaferler taçlandırılmalı'

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, ''Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferler yani ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa sonuç sürekli olmaz'' dedi.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nce Taşlıçiftlik Kampüsü Konferans Salonu'nda düzenlenen ''Türkiye Ekonomisinin Geleceği'' konulu konferansta konuşan Özince, geleceği gençlerin belirleyeceğini söyledi.
Geleceği değerlendirmek için geçmişten başlamak gerektiğini belirten Özince, ''Bir ülkenin ekonomisinin yönetimi ve finans sektörünün çok büyük önem arz ettiğini düşünüyorum. Dolayısı ile Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, hatta kurulmadan önce bizim toplumumuzun önderleri kendi ekonomik imkanlarımızı kendi finansal imkanlarımızı ulusal bir perspektifle değerlendirmek için bankaları kurmaya çalışmışlar. Bir çok yerel banka kurulmuş. Osmanlı döneminde de kurulmuş'' diye konuştu.
Cumhuriyet döneminde de ilk olarak bankaların kurulduğuna işaret eden Özince, şöyle dedi:
''Cumhuriyet döneminde de ilk yapılan işlerden bir tanesi, Kurtuluş Savaşı'ndan kalan para ile İş Bankası'nı kuruyorlar. Neden- Ulusal banka olması ihtiyacını o kadar hissediyorlar ki, Osmanlı döneminde Merkez Bankası'nın para basma işini dahi yabancı bankaya bırakmak zorunda kalıyorlar. Adı Osmanlı Bankası olan Banka maalesef bir Fransız bankası ve netice itibariyle Cumhuriyetin kuruluşu sırasında elde kalan paranın bir kısmı ile kurulan bankanın bugün dünyanın 100 bankası arasına girmesi bizim için iftihar vesilesidir. Hepimiz için iftihar vesilesidir. Ben Ziraat Bankası kumbarası ile büyümüş bir devlet memuru çocuğuyum. İş Bankası kumbarası ile büyümedim. Ama İş Bankası'nın böyle bir konumda olması bizim için, Türk ulusu için bir gurur vesilesidir.''
Ersin Özince, ekonomik başarının her şeyin temeli olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
''Atatürk diyor ki, ulusal egemenlik iktisadi egemenlik ile yani ulusal bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık ile birleştirilmelidir. Görülüyor ki, bu kadar kesin ve yüksek bir askeri zaferden sonra bile bizi barışa kavuşmaktan alıkoyan nedenler doğrudan doğrudan ekonomik nedenler, ekonomik sorunlardır. Ekonomik başarı olmazsa, askeri başarı hiçbir anlam ifade etmiyor. Çünkü sonunda mutlaka ekonomik bir eylemin mutluluğunu, başarısını sağlamak zorundasınız. Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferler yani ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa sonuç sürekli olmaz.''