Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
TÜSİAD'ın “Ekonomik Göstergeler Merceğinden Yeni İklim Rejimi Raporu" bugünr düzenlenen online toplantıyla tanıtıldı. Toplantı, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı ve İklim Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
TÜSİAD Enerji ve Çevre Yuvarlak Masası faaliyetleri kapsamında hazırlanan raporun “online” tanıtım toplantısının açılış konuşmaları, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Enerji ve Çevre Yuvarlak Masası Başkanı Murat Özyeğin tarafından yapıldı.
KASLOWSKI: DERİNDEN HİSSEDİYORUZ
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski açılış konuşmasında, “İnsanlık tarihinde çok zorlu bir dönemden geçiyoruz. İçinde olduğumuz pandemi sürecinde küresel tehditlerin etkilerini çok acı bir şekilde tecrübe ediyoruz. Bu süreç, küresel risklerin ne kadar kritik sonuçları olabileceğini de gösteriyor. Halihazırda iklim değişikliğinin etkilerini çevresel, sosyal ve ekonomik yansımaları ile derinden hissediyoruz.
Doğal kaynaklarımız genel algının aksine oldukça kısıtlı. İçinde bulunduğumuz Akdeniz Bölgesi iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgeler arasında. Bu endişelerden hareketle, zorlu gündeme rağmen, iklim değişikliği ile mücadele konusunu kararlılıkla gündemimizde önceliklendiriyoruz” dedi.
Kaslowski sözlerine özetle şöyle devam etti:
“Düşük karbonlu kalkınmanın sağladığı fırsatları ve yaratılan katma değeri artıracak; yeni istihdam alanlarını destekleyecek bir ekonomik dönüşümü kurgulamalıyız. Bu sürece yönelik zihinsel dönüşümü hızla gerçekleştirmeliyiz. Raporlarımız düşük karbonlu kalkınmanın çevresel hedeflerimize hizmet ederken, ekonomik göstergeler bağlamında da önemli fırsatlar barındırdığını gösteriyor. Politikalarımızla ve uygulama mekanizmaları ile bu dönüşümü ivmelendirmeliyiz. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği potansiyelimiz çok güçlü. Daha etkili finansal araçları bu dönüşüm için yönlendirmeliyiz.”
İŞTE RAPOR / YÖNETİCİ ÖZETİ
İklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınmayı ve tüm ekosistemi tehdit eden en öncelikli küresel risklerden biridir. Bu çerçevede iklim değişikliği ile mücadele ve iklim değişikliğine uyum tüm ekonomilerin yanı sıra başta Birleşmiş Milletler olmak üzere diğer çevre, ekonomik ve toplumsal alanda faaliyet gösteren uluslararası örgüt ve kuruluşların da öncelikli gündem maddeleri arasındadır.
2016 yılında yürürlüğe giren Paris Anlaşması “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli imkan ve kabiliyetler” anlayışı doğrultusunda gelişmiş ve gelişmekte olan bütün taraf ülkelerin emisyon azaltımına yönelik önlem almasını şart koşmasıdır.
Öte yandan, AB’nin yeni büyüme stratejisi olan Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde öngördüğü dönüşüm ve 2050 yılında karbon-nötr Avrupa hedefi sanayiden ulaştırmaya, ambalajdan veri korumaya kadar birçok boyutta stratejik düzenlemeyi kapsamaktadır. Burada önemle vurgulanması gereken husus, AYM Planı ile salt bir “çevre” stratejisi değil, ülkemizi de yakından ilgilendiren yeni bir uluslararası ticaret sistemi ve işbölümünün kurgulanmakta olduğudur.
Bu yeni iklim rejimi, ekonomilerin, finans kurumlarının, uluslararası örgütlerin siyasi, ekonomik ve ticari bağlamdaki değerlendirmelerinde iklim değişikliği ile mücadele bağlantılı unsurların yansıtılması şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Raporun hedefleri neler?
Rapor, Paris Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile şekillenen yeni iklim rejiminin ülkemiz ekonomisi ve ticaretine olası doğrudan ve dolaylı etkilerini ele alıyor. İklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik politika araçlarını irdeliyor.
Raporun çıktıları
- Raporda Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında öngörülen Sınırda Karbon Düzenlemesi devreye girdiğinde Türkiye’den AB’ye ihracat yapan sektörler üzerine olası etkisi tüm ekonomiyi temsil eden 24 üretici sektör için analiz ediliyor.
- Bunun için 2 ayrı senaryo (SKD30 ve SKD50) karbonun ton fiyatı 30 Avro/tCO2e ve 50 Avro/tCO2e olarak çalışılmıştır.
- Bu senaryolar altında Türkiye ihracatının maruz kalabileceği toplam karbon maliyeti (faturası) ortaya konmuştur (kapsama alınan emisyon kaynaklarına bağlı olarak)
Raporun ulaştığı makroekonomik bulgularla varılan değerlendirmeler ise aşağıdaki şekilde özetlenmektedir:
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.