<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisEkonomide toplu fişleme yasası----

Ekonomide toplu fişleme yasası

Ekonomide toplu fişleme yasası
21 Şubat 2014 - 06:52 www.finansingundemi.com

MİT yasasındaki değişiklik ekonomiyi ‘büyük birader’ gözetimine sokacak

Radikal Gazetesi yazarı Uğur Gürses ekonominin  büyük irade gözetimine gireceğini yazdı. Yeni MİT yasa teklifine göre kamu kurum ve kuruluşları ve bankalar, bilgi ve belge, veri, kayıt ne varsa MİT’e vermek zorunda olacak. Daha da ötesi, bu kuruluşlar kendi veri tabanlarını MİT’e bağlayarak doğrudan ve ‘online’ teslim etmiş olacak.

Önceki gün, istihbarat hizmetleri ve MİT yasası ile ilgili değişiklik içeren yasa teklifi Meclis’e sunuldu. Bu yasa teklifi, giderek otokratik bir kamu düzenine kapıları sonuna kadar açarken; toplu bir finansal fişleme ile ekonomide de serbest piyasayı ‘büyük birader’ gözetimine alıyor. Eğer yasalaşırsa bankacılık sektörünü ‘dışarıya’ taşıyacak, sermaye kaçışına neden olabilecek son derece tehlikeli bir girişim bu teklif. Hukukun üstünlüğünün bireyler açısından da çöpe atılması, kişisel bilgilerin devletçe fişlenmesi gibi vahim unsurları bir tarafa, bu tür girişimlerin küresel konjonktürde ülke ekonomisini daha da kötü bir yöne çekeceği çok açık. Bırakın tahvil alımını azaltmayı, FED’in faiz artırmayı konuşmaya başladığı bir konjonktürde, hızla ‘Orwell ülkesi’ olmaya koşan bir ülkeye kısa vadeli sermaye de gelmez, gelen de kaçar.

Kanun teklifine göre; kamu kurum ve kuruluşları ve bankalar, bilgi ve belge, veri, kayıt ne varsa MİT’e vermek zorunda olacak. Daha da ötesi, bu kuruluşlar kendi veri tabanlarını MİT’e bağlayarak doğrudan ve ‘online’ teslim etmiş olacak. Müşteri sırrı, ticari sır, kişisel veriler ve özel yaşamın gizliliği diye bir şey kalmayacak. Kamu sermayeli şirketler (örneğin THY ve Telekom) ve bankalar her bilgimizi MİT’e online olarak teslim edecek. Ne kadar paranız olduğu, ne kadar borcunuz veya kredi yükünüz olduğu, nakit akışlarınız, size borç verenler, alış-veriş yapanlar, kredi kartı harcamalarınız, yurtdışından hangi kitapları ısmarladığınız, nerede ne harcaması yaptığınız, gündelik alışkanlıklarınız ve zaaflarınız, abonelikleriniz, tıbbi sorunlarınız, tedavileriniz, hangi ilaçları kullandığınız, kimle nereye seyahat ettiğiniz, hangi otelde kaldığınız, size ait ne varsa devletin istihbarat örgütüne online teslim edilecek. Ülke yurttaşları için toplu ve de ayrıntılı bir fişleme programı demek bu.

MAHKEME KARARI

Bugünkü uygulamada bile ilgili cumhuriyet savcısı ya da mahkeme kararı olmadan bu bilgilere polisin bile erişimi mümkün değil. Herhangi bir şüpheli ile ilgili finansal bilgiler, BDDK ve SPK gibi kurumlarda bile ilgili adli mercilere bilgi vermekle görevlendirilmiş kişilerce araştırılarak yine savcılara yazılı olarak aktarılabiliyor. Ya da doğrudan bankalarca savcılıklara ya da mahkemelere yazılı olarak gönderiliyor. Anayasa bir kez delindikten sonra gerisi geliyor demek ki; Bu teklif, Anayasa’nın 20. Maddesine de açıkça aykırı bir teklif; “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz” diye başlayan maddeye, Başbakan Erdoğan’ın il il gezerek kabul edilmesini istediği 2010 referandumunda “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir” fıkrası ilave edilmişti.

BABACAN BUNA NE DİYECEK?

Meclis’e sunulan bu teklif ve buna imza atan milletvekillerine bakınca; demokrasi, hukuk ve insan hakları konusunda hiçbir inanç ve beklentilerinin kalmadığını düşündürüyor. Bundan 5 yıl önce ‘parlayan ülke’ öyküsü olan Türkiye’nin; şimdi hızla ifade ve basın özgürlüğü kalmayan, güçler ayrımının kalmadığı ve yürütmenin tek egemen olduğu, internet yasakları ve trafik bilgileri kaydedilen, polis ve istihbarat devletine doğru koşan bir hikâyesi var. Bize ‘birinci sınıf demokrasi olmadan birinci sınıf ekonomi olunmaz’ söylevi veren bakan Ali Babacan şimdi buna ne diyecek?
ETİKETLER :
YORUMLAR (4)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)