<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiECB ikinci euro krizini önleyebilecek mi?----

ECB ikinci euro krizini önleyebilecek mi?

ECB ikinci euro krizini önleyebilecek mi?
21 Haziran 2022 - 11:10 www.finansingundemi.com

Avrupa ekonomisinde ikinci bir euro krizinin ayak sesleri hissediliyor. ECB personeli ‘ayrışmayı’ önlemek için yeni bir plan hazırlamakla görevlendirildi

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Avrupa Merkez Bankası (ECB) geçtiğimiz hafta Çarşamba günü olağanüstü para politikası toplantısı gerçekleştirdi. Bu ECB’nin karşı karşıya olduğu kriz sebebiyle hızlı ve erken hareket etmek için attığı ilk adımdı.

Avrupa devlet tahvili piyasasının istikrarına ilişkin endişeler on yıl önceki euro krizinden bu yana tazeliğini koruyor. Londra merkezli küresel yatırım firması M&G’nin Makro Fon Yöneticisi Eric Lonergan Financial Times’taki yazısında Mario Draghi’nin başkanlığından bu yana Avrupa ekonomisinin karşı karşıya olduğu ciddi bir sorun olduğuna işaret etti. Bazı Avrupa ülkeleri aşırı tahvil alım programlarıyla sürekli olarak devlet tahvillerinde kredi risk primlerini artırıyor.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Avrupa devlet tahvilleri piyasası birçok açıdan benzersiz özellikler taşıyor. Zira tahviller Avrupa Birliği üye devletleri tarafından üretilirken para ise bir uluslar üstü kurum olan Avrupa Merkez Bankası tarafından basılıyor.

Para basma gücü, finansal sistemde risksiz varlık kriterlerinin oluşturulmasının temeli niteliğinde. Bu sebeple Lonergan ECB desteği olmadan Euro Bölgesi ülkelerin bu varlıklara sahip olamayacağına işaret etti.

Ancak ECB'nin devlet tahvil piyasasına verdiği destek her zaman fiyat istikrarı yetkisiyle olan tutarlılığına bağlı olmuştur. 2012 ve pandemi dönemindeki deflasyon tehditleri sırasında ECB paniği durdurmak için gereken sınırsız desteği sağlama konusunda her şeyi netleştirmişti. Buna karşın son dönemde ortaya çıkan enflasyon tehdidi dengeleri değiştirir nitelikte.

Lonergan krizin bu sefer Yunanistan’dan değil İtalya’dan patlak verdiğini belirtiyor. İtalya'nın devlet borcunun gayri safi yurtiçi hasılasına oranı, yüzde 150'ye yakın bir oranla 2010'a göre çok daha yüksek seviyede. Borç seviyeleri GSYİH'dan önemli ölçüde daha yüksek olduğunda, devlet tahvili getiri oranındaki değişiklikler mali aritmetikte ağırlığını hissettirir hale gelir. 10 yıllık İtalyan tahvillerinin (BTP) getirisi geçen yılın Eylül ayında yüzde 0,5 iken, geçen hafta yüzde 4'e yükseldi. Buna karşın İtalya’da büyümeye ilişkin hiçbir tahmin yüzde 4'e yakın değil.

ECB acil bir toplantı çağrısı yapmasaydı ve piyasalara bir uyarı göndermeseydi, getiriler birkaç hafta içinde yüzde 5 veya 6 olabilirdi. Lonergan son toplantıyla birlikte ECB’nin şimdi kendine zaman kazandırdığını belirtiyor. Fon yöneticisine göre, ECB nispeten erken ve hızlı hareket ederek, en azından BTP satışlarının tek yönlü bir yatırım olduğu algısını kırdı.

Tüm bunlara rağmen ciddi bir politika müdahalesine ilişkin detaylar ertelendi. ECB personeli, "ayrışmayı" önlemek için planlar hazırlamakla görevlendirildi.

Lonergan son 15 yılın modelinin aksine, siyasetin ECB politikalarında daha az engel teşkil eder hale geldiğini belirtiyor. Bunun için iyi sebepler de mevcut. Avrupa'nın sınırlarında bir savaş var, gelecek yıl İtalya seçimleri yapılacak ve şimdi başbakan olan Draghi'nin politika sahnesini terk etmesi muhtemel. Popülistler ve aşırı milliyetçilerse hiçbir yere gitmedi. Fon yöneticisi bu tür siyasi hareketleri cesaretlendirmek yerine susturmanın kolektif bir sorumluluk olduğuna dikkat çekiyor.

Fon yöneticisine göre ECB Başkanı Christine Lagarde’ın izlediği çizgi de aynı yönde. Lonergan diğer ECB üyelerinin kamuoyuna yaptığı açıklamalara dikkat çekerek merkez bankasının yeni bir krizi önlemek için uyum içerisinde çalıştığına işaret etti.

Mali politikalarda sürdürülebilirlik için Avrupa’da en savunmasız durumdaki ülkelerin tahvil ihraçlarını sınırlaması gerekiyor. Lonergan alınacak önlemler her ne olursa olsun ECB’nin kendi kurumsal sınırlarını aştığı tartışmalarını başlatacak biçimde olmayacağını yazdı. Buna karşın teknik zorluklarsa küçümsenmeyecek boyutta. Fon yöneticisi devlet tahvili ihraçlarını doğrudan etkileyebilecek alternatif politika olmadığına işaret etti.

Ancak devlet tahvili ihraçları Avrupa ekonomik sistemini yeni bir krize sokacak riskleri de bünyesinde barındırıyor. Lonergan’a göre olağanüstü bir durumda ECB, BTP’ler ve diğer tahviller için piyasa düzenleyicisi haline gelebilir. Likidite kaybolabilir. Lonergan, “İtalya birincil piyasada tahvilleri nasıl ve hangi fiyata ihraç edecek? Düzenlemeler piyasa katılımcıları tarafından oynanabilir mi? ECB’nin çıkış stratejisi nasıl olacak?” sorularına sordu.

Fon yöneticisi bu sorunların hiçbirinin aşılamaz olmadığını belirtiyor. Bununla birlikte Lonergan’a göre ECB’nin önümüzdeki haftalarda cevap vermesi gereken birçok soru bulunuyor.

ECB, ayrışma riskine karşı harekete geçecek

 

Bullard: ABD ekonomisi büyümeye devam etmeli

 

Avrupalı şirketlerin Çin aşkı bitiyor

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)