<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemDurmuş Yılmaz sessizliğini bozdu----

Durmuş Yılmaz sessizliğini bozdu

Durmuş Yılmaz sessizliğini bozdu
04 Kasım 2015 - 06:02 www.finansingundemi.com

Eski Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, "Siyasette algı neyse doğru odur. Ben 7 Haziran’dan sonra ülkede ortaya çıkan fotoğrafın kefaretini ödedim” dedi

MHP'nin ekonomi kurmaylarından, eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 7 Haziran'da kazandığı milletvekilliğini 1 Kasım'da kaybetti. Uğur Gürses, Yılmaz'ın seçim sonuçlarıyla ilgili açıklamalarına Hürriyet'teki köşesinde yer verdi. 

İşte Gürses'in o yazısı: 

7 Haziran seçiminde MHP’den aday olarak Uşak’tan milletvekili seçilen, ancak 1 Kasım’da seçilmek için yeterli oyu alamayan Merkez Bankası eski başkanı Durmuş Yılmaz buruktu; “7 Haziran’dan sonra ülkede ortaya çıkan fotoğrafın kefaretini ödedim.” Seçim sonucunu nasıl karşıladığını sormak için aradığımda Yılmaz;  “Üzülmeye gerek yok; Uşak halkı üstüne düşen görevi yaptı. Bana 7 Haziran’da ‘seni biliyoruz, takdir ediyoruz’ dedi. 1 Kasım’da da, kişisel yönde kanaatimiz değişmedi ama sizin bizim beklediğimiz hizmeti veremeyeceğinizi düşünüyoruz, o nedenle oyumuzu geri alıyoruz dediler” yorumunu yaptı. Bu fotoğraf için, partili-partisiz hatırı sayılır bir kesim MHP genel merkezini işaret ederken, Durmuş Yılmaz’ın bunu kimseyi üzmeden kibarca ifade etmeye çalışması anlamlı.  Peki, Yılmaz’ın partideki duruşu değişecek mi? Durmuş Yılmaz, Süleyman Demirel’in bu konudaki yaklaşımını örnek veriyor; “Siyasette daima var olabilmek lazım, bunun için de sağ ve sağlıklı olabilmek lazım, sonra ideallerinize bağlı olacaksınız. Türkiye’de bir değerler yozlaşması vardı, bu düzelinceye kadar, keyfi hukuk, kişiye göre hukuk evrensel değerlere ve normlara gelinceye kadar bunu sürdüreceğim” diyor.

YÖNETİMDE DEĞİLİM

Konuşmasından MHP’de olmaya devam edeceğini düşündüğüm Yılmaz, “insanlar omurgalı olmalı. Felsefi görüşler, inançlar bir gecede değişmez. Parti yönetiminde değilim ama gönlümden geçen, partilerin nüanslara rağmen ortak paydalarda olabilmesi, buluşabilmesidir. Özellikle evrensel değer ve normlar ortak noktalar olmalı” görüşünde. Uşaklı Durmuş Yılmaz 7 Haziran’da mührü veren 1 Kasım’da da geri alan Uşaklılara darılmış mıydı? Yılmaz, “Uşak halkına çok teşekkür ediyorum. 1 Kasım’da başka partilere oy verseler de, değer verdiklerini hissettirdiler. Benim gönlümdeki değerleri de değişmedi,” diyor. Demirel’in deyimiyle “70 cent’e muhtaç” olunan dönemde, 1980’de Merkez Bankası’na giren, Özal’lı yıllarda Merkez Bankası’nda kurulan piyasaların teknik kalbinde yer alan, ‘çekirdekten yetişme’ merkez bankacı olan Durmuş Yılmaz 5 yıl başkanlık yaparak kuruma veda etmişti.

VATANDAŞ AŞ İSTİYOR

Ankara’daki kaynaklarımdan öğrendiğim; 7 Haziran seçimlerinde MHP’den aday olan Durmuş Yılmaz’ın Ankara siyaseti ile ‘tanışması’ da hayal kırıklığı ile başlamış. MHP’nin seçim beyannamesi ve taahhütleri hazırlanırken kimse Durmuş Yılmaz’a bir şey sormamış, işe dahil etme girişimi bile göstermemiş. Neyse ki 1 Kasım seçim beyannamesi hazırlanırken birkaç noktada katkısı olabilmiş. AK Parti’nin 1 Kasım başarısının nedenini Yılmaz nasıl değerlendiriyordu? Durmuş Yılmaz’a göre, “Vatandaş icraat istiyor, aş-iş istiyor. Ekonominin büyütülmesini istiyor. İktidar partisi, 7 Haziran sonrasındaki tablonun ortaya çıkardığı endişeleri çok güzel biçimde propaganda olanakları ile lehine çevirdi. Ben gelmezsem kaos olur dedi. Siyasette doğru; algı neyse doğru odur”.

SIRTINDA YÜKLE REFORM YAPILMAZ

Durmuş Yılmaz’a göre AK Parti başlangıçtaki temel değerlerine dönmedikçe, evrensel hukuk ve normlara saygılı hale gelmedikçe, Türkiye istikrara kavuşamaz. Yılmaz bu konuda umutlu değil, çünkü “12 yıllık iktidarı boyunca sırtında biriken yükle temel değerlere dönemez”. Nedir bu yük? Yük, 12 yıl boyunca icraatının şeffaf biçimde hesabını vermeyen, Anayasal denetim otoritesi olan Sayıştay denetiminin bile doğru dürüst yapılmadığını anlatıyor. Hayır işi ile kamusal hizmetin birbirine karıştırıldığını, kamu malına uzanılarak vakıflara hibeler yapıldığına örnekler vererek, hesabı verilmeyen kamusal akçeli işleri olan, köklü rant ilişkileri olan uzun süreli iktidarların reforma soyunamayacağını anlatıyor. Buna da hükümetin açıkladığı ama sonra rafa kaldırdığı, Şeffaflık Yasası ile Siyasi Etik Yasası’nı örnek veriyor.
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)