BERRİN UYANIK BEKAR – FINANSGUNDEM.COM
“Adı tarihe geçmiş, hakkında belgesel çekilmiş Türkleri sayın” desem, bilirim, çoğunuz 3,5 isim sayarsınız. Peki, “Adı starların arasında geçen, tarihi yeni yazmaya başlayan genç bir Türk kızının belgeseli çekildi, tüm Hollanda büyük bir heyecanla izledi, izliyor, 6 ülke ise sırada” desem, ne söylersiniz?
Cevabınızdan önce ne hissettiğinizi sormak isterdim… ‘Gümm, gümm’ atan kalp atışlarınızı duyar gibiyim…
Nasıl bir gurur değil mi? Hele bir de tanısanız, piyanoya hükmedişini bir görseniz, o insanı uçuran sesini karşınızda duysanız, şirinliğine, neşesine, canlılığına tanık olsanız eminim, Karsu’yu sadece sahnede değil oracıkta da ayakta alkışlardınız.
Karsu adı, soyadı Dönmez. Türkiye’ye döner mi bilinmez! Çünkü Karsu, Hollanda doğumlu bir Türk kızı. Her ne kadar vatan olsa da oralar, anavatan buralar. Zaten Türkiye’yi de, Türk yemeklerini de seviyor. Geliyor, hasret atıyor, gidiyor.
Ve bu gelişinde bizi bekliyor. Taksim’de kahvaltıda buluşuyoruz. O bizi, biz onu meraktan heyecanlanıyoruz. Tanışıyoruz. Göz göze geliyoruz. Hani derler ya elektrik, işte ondan çarpıyor. Samimiyet akıyor. Konuşuyoruz. Soruyoruz. Anlatıyor. Şaşırtıyor. O Hollandalı Türkçesiyle, o kadar sempatik ki…
Carnegie Hall’de üç kez konser verdim
-
Müzik serüveniniz nasıl başladı?
Karsu Dönmez: 7 yaşında piyano çalmaya başladım. Televizyonda insanlar piyano çalarken çok hoşuma gidiyordu, etkilendim ve bende piyano çalmaya başladım. 14 yaşında okulda düzenlenen bir yarışmaya katıldım ve şan üzerine kazandım. Daha sonra ise kendimi sürekli yarışmaların içinde buldum ve hepsini kazanmaya başladım. Ve fark ettim ki ben iyi bir şeyler yapabiliyorum. Amsterdam’da babamın restoranları var; orada servis yapıyordum, bu arada çalmaya başladım. Sonrasında ise bir baktım ki popüler olmuşum. 2006 yılında Amerikan Elçiliği bana burs verdi. Hollanda’ya döndüğümde de liseyi bitirdim. 2007 yılında ise konser vermek için Carnegie Hall’e davet edildim. O andan itibaren de profesyonel müzik hayatım başladı. Ben klasik müzik ve klasik piyano eğitimi ve bir yıl da konservatuar eğitimi aldım. Carnegie Hall’de ise ilk kez jazz söyledim. Herhalde beni çok beğendiler ki Carnegie Hall’e yeniden davet edildim. İlk başta konservatuar eğitimini tamamlayan 4-5 kişi davet edildik. Daha sonra ise sadece beni çağırdılar. Üçüncü kez ise albümümü çalmak için gittim. Belki dışarıdan bakıldığında çok zor ve hayal edilemez bir şey ama benim için Carnegie Hall’de çalmak çok normal bir şey. Hollanda tarihinde 4 kişi Carnegie Hall’de sahneye çıkmış iken, ben 22 yaşında burada sahne aldım. En önemlisi ise ben buraya üç kere gittim. Bu da herkesi çok şaşırtıyor.
-Carnegie Hall’de çalan ilk Türk müsünüz?
Karsu Dönmez: Sanırım Sezen Aksu ve Sertap Erener de burada sahneye çıkmışlar.
-Genç yaşta bu kadar başarı… Sizin farkınız ne?
Karsu Dönmez: Yetenek diyelim. Bu işi sadece şöhret olmak ve sadece para kazanmak için yapmıyorum. Müziğin gitmediği yerlere müziği götürüyorum. Her yerde insanlar beni dinlesinler istiyorum. Bana göre diğer genç müzisyenler benim kadar dünyayı gezmiyorlar. Şimdiye kadar 10’dan fazla ülkede konser verdim. Bu çok güzel bir duygu ve sevdiğim bir iş. Ben akşam dokuzda yatıp sabah 5’te kalkmıyorum. Hayatım çok güzel çünkü dünyayı geziyorum ve müzik yapabiliyorum. Bunun yanında dünyadaki bütün yemeklerin tadına bakabiliyorum.
ABD Başkanı Clinton ile tanışma
-Bill Clinton’la birlikte fotoğraf… Nasıl tanıştınız onunla?
Karsu Dönmez: Amsterdam Belediye Başkanı, 6-7 yıl önce yılbaşında bütün Avrupa Birliği büyükelçileri ve eşleri ile birlikte bir gala verdi. Ben de davetliydim ve orada çaldım. 15 yaşında küçücük parmaklarımla çaldım. O sırada Yunanistan, Amerika ve Fransa büyükelçileri ve eşleri de salondaydı. Ben piyanomu çalmaya başladığımda eşleri gizli gizli gözyaşları dökmeye başlamışlar. Babam ve annem de salonda beni izliyorlardı, Onlara, “Karsu’nun annesi ve babası siz misiniz?” diye sormuşlar. Daha sonra babamdan e-mail adresi istemişler ve iki hafta sonra Amerika Gençlik Olimpiyatı’na davet ettiler. Eski ABD Başkanı Bill Clinton da oradaydı. Bill Clinton aç ve yardıma muhtaç çocuklarla ilgili bir konuşma yaptı. Ben bu konuşmadan çok etkilendim ve hemen bir yardım kampanyası başlattım. Bütün dünya çocuklarının arasından yaklaşık 4 bin dolar para topladım ve yardım fonuna verdim. İlk kez orada tanıştım Başkan Clinton ile. Daha sonra Hollanda’ya geldim ve en genç yetenek olarak birinci seçildim. Bu vesile ile de Carnegie Hall’e davet edildim. Bu hikâye tüm dünya basının çok ilgisini çekti. Carnegie Hall’de 17 yaşında konser veren ilk Türk olarak duyuruldum..
Clinton için özel konser verdim
-Dünyanın en güçlü isimlerinden biri sizi dinlemek istemiş, bunu nasıl öğrendiniz?
Karsu Dönmez: 2011’de Hollanda da Achmea Sigorta Şirketi’nin 200. kuruluş yıldönümü nedeniyle çok özel 2 bin kişinin katıldığı bir davet verildi. Buraya Bill Clinton da gelecekti ancak Bill Clinton Hollanda’ya gelirken menajerleri aracılığıyla bir espri yapıyor ve “Sizin ünlü bir sanatçınız var, eğer bana konser verirse Hollanda’ya gelirim” diyor. Bunun üzerine bize telefonlar, e-mailler yağdı; “Clinton gelecek ancak Karsu Dönmez’in konser vermesini istiyor” diye. Buraya menejerlerin bile girebilmesi için üç kez kontrolden geçirilip gümüş renkte bilezik takılıyordu. Sadece Bill Clinton ile iletişime geçecek 50 kişiye altın renginde bilezik verildi. Bu davetlilerin arasında bakanlar, politikacılar, iş adamları ve sanatçılar da vardı. Ben de bu 50 kişinin içindeydim, bana da altın renginde bir bilezik taktılar. Ve Bill Clinton için özel bir konser verdim, işte fotoğraf o geceden…
-Günde kaç saat çalışıyorsunuz?
Karsu Dönmez: Şöyle söyleyeyim, dün akşam 4 saat, önceki akşam ise 5 saat uyudum.
Çankaya Köşkü muhteşem, çok etkilendim
-Hem Hollanda Kraliçesi’nden hem de Cumhurbaşkanı Gül'den davet almak çok onur verici. Çankaya’yı nasıl buldunuz?
Karsu Dönmez: Evet, Hollanda Türkiye ilişkilerinin 400. yılında Kraliçe tarafından davet edildim. Türkiye’nin diplomatik çevreleri geldiği zaman Kraliyet Ailesi beni mutlaka ister. Ankara’ya ise Kraliyet Ailesi ile birlikte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından davet edildim. Çankaya Köşkü’nden içeri girdiğim zaman çok etkilendim. Çok görkemli ve ihtişamlıydı. Dünyanın en önemli isimleri, büyük şirketlerin CEO’ları, genel müdürleri ve çok özel davetliler de vardı. Bu benim için gurur vericiydi.