Dünya ekonomisini neler tehdit ediyor

Dünya Bankası’nın en son yayımladığı ‘Global Economic Prospects’ adlı rapounda dünya ekonomisinin mevcut gidişatı gündeme getirilmekte.

Piyasa fiyatlarıyla yapılan hesaplamalarda 2017 yılında global büyüme yüzde 3 olarak gözükmekte idi.

2018 yılı için ise global büyüme yüzde 3.1 olacak deniyor.

Her zaman olduğu gibi Asya en güçlü ve en çok büyüyen ekonomi. Ama diğer bölgelerde büyüme pek cesaret verici değil. Mal ihracatı yapan gelişen ve de kalkınan ekonomiler 2017 yılında yüzde 1.8 büyümüşken, şimdi 2018’de yüzde 2.7 büyüyecek gibi duruyor.

İyi haber global şartların büyümeye uygun olması. Emtia fiyatları artmış bulunuyor. Ticaret ise toparlanmakta, çünkü yatırım kuvvetli. Ancak geçen yıl dünya ticareti yüzde 4.3 büyümüştü, bu yıl ise sadece yüzde 4 civarında büyüyecek.

Raporun doğru şekilde dikkati çektiği gibi, finansal baskı, artan korumacılık, ve de jeopolitik gerilim gelişen ve kalkınan ekonomileri tehdit etmekte. Gelişen ekonomilerin en büyükleri dış gelişmelere uyabilecek durumda, Çin ve Hindistan ise dış gelişmelerin çıkardığı sorunlara uymuyorlar. Ama Brezilya ve de Rusya gibi büyük ve gelişen ekonomiler, bir kriz daha gerçekleşirse, oldukça büyük sorun yaşarlar. Bu ülkeler dinamizm artışını geliştirmek zorundalar. Dünya Bankası’nın raporu bunu vurgulamakta.

Gelişen ve kalkınan ülkeler gelişmiş yüksek gelir ülkelerinden daha fazla büyüme ihtiyacı içindeler. Gelişmiş ülkelerin prodüktivite düzeyine de yaklaşmak zorundalar.

Ancak, gelişen ve de kalkınan ülkelerin büyüme potansiyali de yavaşlamakta. Dünya Bankası’na göre, yapılan tahminler 2018-2027 arasında gelişen ve kalkınan ekonomilerin büyüme potansiyelinin ortalama yüzde 4.3 civarında olduğunu gösteriyor. Bu 2013-2027 arasındaki ortalamadan yüzde 0.5 daha küçük bir sayı ve de 10 yıl evvelki büyümeden de yüzde 0.9 daha düşük!

İlginç olan bu ülkelerde de, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, yavaşlama yaşanmakta. Yavaşlama insanların yaşlanmasından kaynaklanıyor. Yavaş yatırım ve total faktör prodüktivitesi azalması da, bu ülkelerdeki potansiyel büyümeyi yavaşlatıyor. Bu da yatırımı azaltıyor.