<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaYaşam-MagazinMilliyet 'tarihi'ni, Türk basını çınarını kaybetti----

Milliyet 'tarihi'ni, Türk basını çınarını kaybetti

Milliyet 'tarihi'ni, Türk basını çınarını kaybetti
10 Haziran 2017 - 15:22 www.finansingundemi.com

Duayen gazeteci Doğan Heper, tedavi gördüğü hastanede dün hayata gözlerini yumdu. 53 yılı Milliyet'te geçen Heper, geride basın tarihine imzasını atan bir hayat öyküsü bıraktı...

'Memuriyette iki emekliliğe denk geliyor' dediği 53 yılını Milliyet'te geçiren duayen gazeteci Doğan Heper, dün 80 yaşında tedavi gördüğü Florance Nightangale Hastesi'nde hayatını kaybetti. 1937 yılında İstanbul Aksaray'da doğan, Fatih'te büyüyen, Ataköy ve Moda'da yaşayan, Levent'te ise yaşlanan bir İstanbul beyefendisi olarak da tanınan Heper, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü'nü de bitirdi. 1964'te Abdi İpekçi'nin isteği ile Milliyet gazetesi kadrosuna girdi. Milliyet'te Abdi İpekçi'den sonra en uzun süre genel yayın yönetmenliğinde bulundu. Muhabirlik, sayfa sekreterliği, sorumlu müdürlük, yazı işleri müdürlüğü, genel yayın yönetmenliği, murahhas üyelik, icra kurulu başkanlığı, yönetim kurulu üyeliği, Doğan Medya Grubu yayın konseyi üyeliği ve yazarlık dahil gazetede hemen her birimde görev aldı.

Gazetecilik ruhuna işlemişti

Milliyet'le özdeşleşen gazetecilik yaşamını 3 yıl önce kaleme aldığı 'Milliyet'le 50 yıl' kitabında toplayan Heper, meslekte yaşadıklarını gelecek kuşaklara aktaracak önemli bilgileri okuyucuyla paylaşmıştı. "Gazetecilerin bir eksiği var. Okurlar bizi yazdıklarımızla, haberlerimizle, köşe yazılarımızla tanıyorlar. Ama gazetenin içini bilmiyorlar" sözleriyle kaleme aldığı kitabı anlatan Heper, "Onlara göstermek faydalı mı, faydasız mı, o ayrı bir münakaşa konusu. Ama gazetenin dışını gösterdiğimiz kadar içini de göstermeliyiz" diyordu. Milliyet'te yaşadıklarını yazarken "Yanlış yapmamanın şartı olayların yaşandığı sırada not almak" sözleriyle aktaran Heper, "Olay işlendiği zaman not alınırsa yanlış az olur. Bu hataların az olması için vaktinde not almak lazım. Eğer almasaydım Kitap atmasyon olurdu, amiyane tabirle" demişti.

"3 ayrı baskı türünü gördüm"

Kitapta Turhan Aytul, Hasan Pulur ve Abdi İpekçi zamanında günümüz teknik imkanlarının olmadığını anlatan Heper, "Biz emeğimizi vererek, mürettiphanelere inerek çalışırdık. Yeni nesil bu çalışmaları bilmez. Biz üç ayrı baskı tipini gördük. Kurşun kalıp, ofset, şimdiki elektronik sistem. O zaman kurşun kalıp vardı. Turhan Aytul benim cumartesi-pazar da, akşamları da çalıştığımı görüyordu. Turhan Aytul'a Bâbıâli’deki işine bağlılığından dolayı Deli Turhan deniyordu, öyle olduğu halde benim çok çalışmama acıdığı için Hasan Pulur’a bunu söylemişti, 'Doğan çıldıracak, bir şey yapmamız lazım' diye" ifadelerini kullanmıştı.

"Kesin boşardı"

Yoğun çalışma temposunu "Başkasının karısı olsa kesin boşardı" sözleriyle anlatan Heper, "Bu çalışma düzenine, bu evden uzaklaşma, senelik iznini az yapma düzenine başka kadın katlanamaz. Eşimle 43 senedir beraberiz, başka bir kadın olsa boşanırdı. Ben bu hayattan memnunum, memnun olmasam zaten bu kadar sürmez. Arkadaşlarla iyi geçinmek, patronla iyi geçinmek bizim şiarımızdı" ifadelerini kullanmıştı.

DOĞAN HEPER’İ ANLATTILAR

Melih Aşık: Kapısı herkese açıktı

Doğan Heper’i kaybettik haberiyle bir Milliyet acısı daha geldi yüreğimize oturdu... Milliyet’te yazmaya başladığımız 1986 yılında gazetenin genel yayın müdürü oydu. Kadroya onun teklifiyle dahil olmuştuk. Milliyet’e benden 22 yıl önce Abdi İpekçi tarafından muhabir olarak dahil edilmiş, gazetenin her kademesinde çalışmıştı. İpekçi gazeteciliğini en iyi özümseyenlerden biriydi. İşe başladığımız günlerde ilk dikkatimizi çeken çalıştığı oda kapısının her zaman açık olmasıydı. Yazarından muhabirine, hatta odacısına kadar sorunu veya sorusu olan herkes odasına kimseye haber vermeden hatta bazen kapıyı bile çalmadan girerdi. Doğan Ağabey, sapına kadar gazeteciydi. Başka hiçbir meşgalesi olmadığı gibi aklından gazetecilik dışında bir şey geçmezdi. Mesleğin Bizans oyunlarına hiç mi hiç kafa yormazdı. Gazetedeki görevleri son bulunca tek isteği haftada bir kere de olsa bir sütunda yazı yazabilmekti. Bu isteği kırılmadı. Perşembe günleri genişçe bir sütunda son nefesine kadar dilediklerini yazdı. Hiç mecbur olmadığı halde sabah toplantılarına da katılıyordu. Gazeteye sabah erken geliyor, toplantıya giriyor, dikkatini çeken haber ve olayları bir ağabey olarak genç gazetecilere iletiyordu. Bu görevi de hiç aksatmadan amatör bir heyecanla sürdürüyordu. Odalarımız çok yakındı. Ben sabahları birkaç dakikalığına uğrar, “Abi bugün ne var ne yok, önemli ne var?” diye sorardım. O da neyi önemsemişse onu anlatırdı. Herkesle barışık, dost, güler yüzlü idi. Mutlu öldüğünü düşünüyorum.    Gerçek gazeteciydi. İçinde gazetecilik ukdesi kalmadı, ömrünün son gününe kadar gazetecilik mesleğinin içinde kaldı, hasretini hiç çekmedi...  Nur içinde yatsın.  

Güneri Cıvaoğlu: Hem babaydı hem kardeşti

Çok iyi bir gazeteciydi, çok iyi bir yöneticiydi. Çalışanlara hem otoriter hem babaydı hem kardeşti. İnsan olarak da çok iyiydi. Dürüst bir insandı. Ailesine de gazetemize de baş sağlığı diliyorum.

Abbas Güçlü: Son nefesine kadar Milliyet’e hizmet etti

Doğan Ağabey Milliyet’in olmazsa olmaz isimlerinden biriydi. Milliyet’e bu güne kadar en fazla katkı sağlayan üç isim sayın denilse biri de oydu. Ama günün birinde Milliyet’e zerre kadar katkısı olmayan isimlerden biri tarafından kapı önüne koyulmuş ve o da buna çok üzülmüştü. Ama son nefesine kadar o Milliyet’e hizmet etmeye devam etti. O Milliyet’e vefa örneğini gösterdi, bazılarıysa ona vefasızlığın ne olduğunu damarlarına kadar hissettirdi. Ona bu üzüntüyü yaşatanların hiç biri Milliyet’te kalmadı. Hepimizin başı sağolsun.

Sami Kohen: Haber onun için çok önemliydi

Çok acı bir kayıp. Doğan Heper, 60’lı, 70’li yıllarından itibaren Milliyet’in temel direğiydi. Abdi İpekçi’nin hem öğrencisi, hem asistanı hem de Milliyet’te yazı işleri müdürlüğü yaptığı yıllarda sağ koluydu. Gerçekten benim görüşümce Türk basının yetiştirdiği en dürüst, en yetenekli ve en yaratıcı genel yayın müdürlerinden biriydi. Ruhuna işlemişti gazetecilik. Bütün bilgisini ve tecrübesini her zaman yanında çalışanlarla paylaşmasını bilmiştir. Habere çok önem verirdi. Ben onunla birlikte yıllar boyunca çalıştım. Ben o zamanlar dış haberler müdürüydüm. Diğer gazetelerin dış haberlere çok önem vermediği o dönemlerde hakikaten çok önem verirdi. Haber onun için çok önemliydi. Gazetenin esas fonksiyonunun habercilik olduğuna inanırdı. Haberin değerlendirilmesinde çok isabetli kararlar alırdı. Gençleri teşvik etmesini bilmiştir. Genel olarak Türk basınına yaptığı hizmetler çok değerlidir, kalıcıdır.

Tunca Bengin: Onun için öncelik hep Milliyet’ti

Doğan Heper’in gazeteciliğini anlatacak en doğru tanımlama kendisine ait: ‘Bizim meslekte bir vitrindekiler vardır, bir de hamallar. Ben hep hamal oldum...’ Doğan Abi gerçekten öyleydi hiç adına yatırım yapmadı. Hocası Abdi İpekçi’nin koltuğuna oturduğu uzun yıllarda da, yazarlık yaptığı dönemlerde de... Onun için öncelik hep Milliyet’ti. Aslında yaşamı demek daha doğru çünkü her anı ona endeksliydi. Son 4 ayını geçirdiği gazete binasının hemen bitişiğindeki hastanenin odasında bile. Ne kadarını anlıyordu bilmem ama Milliyet manzaralı yatağının başındaki her konuşma onun ne zaman işine döneceği üzerine odaklıydı. O’nu çok özleyeceğim...

TGC: Heper’i hiç unutmayacağız

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de Doğan Heper için başsağlığı mesajı yayınladı. “Uzun yıllar gazetecilik mesleğine başarıyla hizmet eden Doğan Heper’i hiç unutmayacağız” denilen mesajda, “Üyemiz usta gazeteci-yazar Doğan Heper’i kaybettik. Milliyet Gazetesi’nde 53 yıl görev yapan gazetecilik mesleğine başarıyla hizmet veren değerli meslektaşımız Doğan Heper’in ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz. Doğan Heper’i hiç unutmayacağız” ifadelerine yer verildi. 

CENAZE TÖRENİ PAZARTESİ GÜNÜ

Doğan Heper icin 12 Haziran 2017 Pazartesi günü Milliyet gazetesi önünde saat 11.00’de anma töreni düzenlenecek. Duayen gazeteci Heper’in cenazesi Levent Camisi’nde öğleyin kılınacak namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)