Merkez Bankası milyar 250 milyon dolarlık döviz satım ihalesi açtı. Ancak bu müdahaleler doların tansiyonunu düşürmeye yetmedi. Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras’ın dün gündeme getirdiği “Merkez Bankası döviz satacak yerde, bankaların zorunlu karşılık olarak Merkez Bankası’na yatırdıkları dövizleri, bankalara iade etmesi piyasayı rahatlatmaya yardımcı olabilir” önerisi ekonomi çevrelerinde yankı buldu. Tartışmaya açılan öneriyle ilgili görüşleri Milliyet derledi. Görüşler şöyle:
‘Bugün değilse hangi gün?’
Ege Cansen / Ekonomist
Şu an Türkiye’de bir döviz türbülansı var. TL mevduatın munzam karşılığının döviz olarak yatırılması iyi bir uygulama değil. Çünkü TL’nin karşılığının TL, dövizin ki de döviz olmalı. Bu, geçen yıl bir nevi dövizi merkeze akıtmak için icad edilen bir yoldu. Çünkü döviz boldu. Şimdi döviz kıtlığı varken bu garip uygulama bu suretle yavaşça tasfiyeye tabi tutulmuş olur. Bu iş bugün yapılmayacaksa hangi gün yapılacak. Türkiye’nin temel iktisadi sorunu cari açıksız yapamaz olmasıdır. Meselenin özü buradadır.
Cari açık meselesine çare bulmadıkça, yani cari açığı milli gelirin yüzde iki seviyesine kadar düşürmedikçe Türkiye daha çok döviz fırtınalarına maruz kalır.
‘Dövize keskin müdahale şart’
Yaman Törüner / Merkez Bankası Eski Başkanı
Merkez bankamız son yıllarda munzam karşılıkları bir politika aracı olarak kullanmaya başladı. Hem döviz, hem altın üzerinden munzam karşılık tesis edilmesinin yolunu açtı. Merkez bankamızın 130 milyar dolar civarında bir rezervi var. Bu rezervi de hiçbir
faiz almadan yabancı bankalarda tutuyor.
Merkez bankamız piyasaya olan borçlarını ödediği takdirde elinde kendi gerçek döviz rezervi kalacaktır. Merkez bankası son zamanlarda belli miktarlarda döviz satıyor. Sattığı dövizin ihtiyaca yetip yetmediği ya da hangi seviyede döviz kuru oluşacağı belli değil.
Oysa merkez bankaları
faiz kadar döviz fiyatını da belirlemek durumundalar. Hele elinde bizimki gibi çok yüksek miktarda döviz rezervi bulunan bir merkez bankası bunu rahatlıkla yapabilir.
Bunun için bir taraftan merkez bankası bankalara olan döviz ve altın borçlarını öderken diğer taraftan da piyasada miktar değil fiyat üzerinden belirleyici olacak döviz satışları yapmalıdır. Yani mesela 200 milyon dolar yerine o günün şartlarında belirleyeceği bir kur üzerinden mesela 1 dolar: 1.95 TL’nin üzerindeki tüm talepleri karşılamalı ve dolar fiyatını geçici olarak bile olsa sabitlemelidir.
Böylelikle hem iş alemi önünü görebilecek hem de merkez bankamız istediği döviz kurunu belirlemiş ve istikrarı sağlamış olacaktır.
‘23 Temmuz’dan önce Merkez adım atamaz’
Kerem Alkin Ekonomist
Merkez Bankası para politikası araçlarıyla ilgili düzenlemeleri ayda bir kez açıklıyor. Para politikası araçlarıyla ilgili bir yöntem değişikliğini 23 Temmuz’dan önce açıklaması imkân dahilinde değil.
Bunun için olağan dışı para politikası kurulu toplantısı yapması gerekir ki, bu da işlerin çok ters gittiği şeklinde yanlış anlaşılabilir. Bu nedenle 23 Temmuz’a kadar Merkez Bankası daha çok doğrudan veya dolaylı satış müdahalesiyle ve TL’yi günlük bazda sıkıştırarak döviz kurlarını sakinleştirme çalışıyor. Güngör Uras’ın teklif ettiği metod, 23 Temmuz için Merkez Bankası’nın masasındaki alternatiflerden biri olabilir.