<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaDöviz borçlusu firmayı zorlayacak seviye----

Döviz borçlusu firmayı zorlayacak seviye

Döviz borçlusu firmayı zorlayacak seviye
25 Ocak 2014 - 04:14 www.finansingundemi.com

Reel sektörde döviz borçlusu firmaları bu seviye zorlamaya başlıyor. 2,30 TL’nin üzerindeki kurlar bu olumsuzluğun daha da artması anlamına gelir

Merkez Bankası'nın, önceki gün doların 2.30 TL olması üzerine iki yıl aradan sonra yaptığı doğrudan müdahaleye rağmen dolar dün 2.3360 ile yeni bir rekora daha imza attı. İki yıl aradan sonra doğrudan müdahaleyle 3.3 milyar dolar satan Merkez Bankası'nın kırmızı çizgisi ne? Daha ne kadar doğrudan müdahale gelecek? Merkez Bankası başka hangi silahları kullanabilir? Hürriyet'ten Barış Balcı, uzmanlarla bu soruların yanıtlarını görüştü. İşte o yazı: 

REEL KUR ENDEKSİ KRİTİK SEVİYEDE

Döviz piyasaları ve makroekonomik dengelere bakıldığına birçok yönden Merkez Bankası’nın dolar kurunda kırmızı çizgisi 2.30 TL olduğu görülüyor. Haziran 2013’ten sonra Gezi Parkı olaylarından sonra yükselen dolar kuru karşısında Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı Reel Efektif Döviz Kuru’na işaret edip asıl baktıkları göstergenin bu olduğunu belirtmişti. 2003 için değer olarak 100 alınan TÜFE Bazlı Reel Efektif Döviz Kuru endeksi 120-130 seviyesine çıktığında TL aşırı değerlenmiş olarak kabul ediliyor. Tam tersine 100’e doğru gerilediğinde ise TL değer kaybetmiş olarak algılanıyor. Bu kurun Türkiye’nin dış ticaret rekabetçiliği, kısa vadeli borçlarını ödeyebilmesi açısından önemi olduğu kadar cari açık için de önemi var. Doların 2.30 TL ile rekor kırması ile birlikte reel efektif döviz kuru 2011 yılının üçüncü çeyreğindeki seviyelerine gerileyerek 100’e yaklaştı. Yani TL’de aşırı değer kaybına işaret etti. Nitekim Merkez Bankası en son doğrudan müdahalesini de toplamda 2.5 milyar dolarla 30 Aralık 2011 ile 4 Ocak 2012 arasında gerçekleştirmişti.

“DÖVİZ BORÇLUSU FİRMALARI ZORLAYACAK SEVİYE”

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Erhan Aslanoğlu reel kur endeksinin bu seviyesinin, genel trend açısından önemli olduğunu belirtti. Merkez Bankası’nın doğrudan müdahaleye başladığı noktanın da bu olduğuna dikkat çeken Aslanoğlu Merkez Bankası’nın kırmızı çizgisinin dolarda 2,30 TL gibi durduğunu söyledi. Aslanoğlu bu seviyede kurlardaki artışın enflasyon ve faizi yukarı çektiğine dikkat çekerken “Reel sektörde döviz borçlusu firmaları bu seviye zorlamaya başlıyor. 2,30 TL’nin üzerindeki kurlar maalesef bu olumsuzluğun daha da artması anlamına gelir” diye konuştu.

Aslanoğlu Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin halen yüksek olduğunu belirtirken “Müdahaleler devam ederse etkisini muhtemelen göreceğiz. Müdahalenin yanında faizleri belirlemede etkili olacak istisnai günlerin önceden açıklanması ve sayısının arttırması da TCMB politikalarının gücünü artırır” diye konuştu.

Merkez Bankası'nın 17 Ocak itibariyle brüt döviz rezervi 107 milyar dolar seviyesinde bulunuyor.

“BİREYSEL YATIRIMCI DA DOLARA KAPILIRSA…”

Merkez Bankası’nın doğrudan müdahalesinin etkinliği halen tartışılırken Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Burak Saltoğlu da bir başka önemli riske dikkat çekiyor: Bireysel yatırımcıların da dolar akıntısına kapılması. Burak Saltoğlu da 2.30 seviyesinin şirketlerin kısa vadeli ödemelerinden kaynaklanacak sorunlarla birlikte sıkıntı yaratacağını belirtirken “Her durumda hiç bir şey yapılmadığı durumda kurun yukarı yönlü gideceği yer var en azından Mart sonuna kadar. Bunların domino etkisi yaratmaması için beklenti yönetimi çok önemli” diye konuştu. Merkez Bankası’nın Euro krizinde piyasaya daha net mesajlar verdiğini hatırlatan Saltoğlu “MB'nin yüzde 9 ları telafuz ediyor olması bence olumlu bir adım. Adına faiz değil de fonlama da desek bir araç var.  Piyasanın temel sorunu gerektiğinde bu silahı kullanamayacağı kaygısı. Eğer para politikası tarzı ne olursa olsun bu konuda daha rahat tepki verebileceğini iletişim politikası olarak piyasa ile paylaşmalı."
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)