<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemDönmez: İran gazına ihtiyacımız var----

Dönmez: İran gazına ihtiyacımız var

Dönmez: İran gazına ihtiyacımız var
20 Eylül 2018 - 06:35 www.finansingundemi.com

ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarının doğalgazı kapsayıp kapsamadığının hâlâ tartışıldığını belirten Enerji Bakanı Dönmez, Türkiye’nin arz güvenliği açısından bu gaza ihtiyacı olduğunu söyledi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye Petrolleri’nde petrol ve gaz arama faaliyetlerine hız verdiklerini belirterek, “Güneydoğu’da bir takım güvenlik gerekçesiyle arama yapılamayan yerler vardı. Teknik olarak gidilmesi uygun olmayan. O kapsamda aramaları artırdık şu anda hem Hakkâri’de hem Siirt’te yeni arama bölgelerimiz, sondajlarımız var” dedi. Dönmez, ABD’nin İraniçin uygulamaya koymayı planladığı doğalgaz ambargosu için de “Yaklaşık 10 milyar metreküp doğalgaz alıyoruz. Ülkenin arz güvenliği açısından ihtiyacımız var” dedi.

Basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya gelen Dönmez, şu mesajları verdi:

GÜNEŞ ENERJİSİ DEPOLANACAK

Rüzgarda ve güneşte her yıl bin MW kurulu gücümüzü artırmak gibi bir hedefimiz var. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları’na (YEKA)  devam edeceğiz. YEKA ihalelerimizden bir tanesine güneşle ilgili kısmen depolama şartı getirdik. Onun ilanlarına çıkacağız. Bin MW’lık geçen sene yaptığımız KonyaKarapınar’dakine benzer yapıyoruz. 3 bölgede yapacağız. Niğde Bor, Urfa ve Hatay’da yer seçtik. Buradan da 90-100 MW’lık bir batarya teknolojisiyle burada üretilenin depolanması ve akşam saatlerinde şebekeye verilmesiyle alakalı bir çalışma da yürütüyoruz. 90-100 MW’lık batarya ile bir yerde depolama herhalde dünyada da en büyük kapasiteli depolama alanlarından da biri olacak gibi gözüküyor. “Batarya management software” dedikleri batarya yönetim sistemi var. Yazılımla bunlar denetleniyor. Onun Türkiye’de yerlileşme imkanı var. Haziranda yaptığımız araştırmaya göre Ankara’da ortalama bir ev için sistem kendisini 7 senede geri ödüyor.

SİNOP SANTRALİNDE FİZİBİLİTE SUNULDU

Sinop’ta (nükleer santral için) Japonlar ile çalışmalarımız var. Şimdi onlar fizibilite çalışmasını Temmuz’da yapıp sundular. Bizim ekibimiz, o fizibiliteyi inceliyor. Üçüncü santral de büyük ölçüde Trakya gibi gözüküyor. Orada Çinliler ile görüşmemiz devam ediyor. Orada da fizibiliteler çıkacak. Yer seçimi için en az 25-30 kriter birlikte değerlendiriliyor. Yapımından daha çok bu tip izinler zaman alıyor. 

ELEKTRİK FİYATI İÇİN MALİYETE BAKILACAK

Fiyat ayarlaması için maliyetlere bakacağız. İki fiyat ayarlaması yaptık. Maliyet artışları, kur ve petrol fiyatlarındaki artış zorunlu kıldı. Elektriğimizin yüzde 30-35’ini hala doğalgazdan elde ediyoruz. Doğalgazda da dışa bağımlıyız. Son iki yılda petrol fiyatları 40-45 dolardan 70-80 bandına geldi. Kur, neredeyse iki kat arttı. Onun etkisiyle doğalgaz fiyatları ve neticesinde elektrik fiyatlarına yansımış oldu. Bu da tüketiciye yansımış oldu. Ama biz bunu yine minimumda tuttuk. Gazda Avrupa ortalaması kilovat saati 7.62, biz de de 2 cent. Avrupa’nın en ucuzu. 

HAKKARİ’DE SONDAJ

Oyunun rengini değiştirecek tek unsur, bizim doğalgaz veya petrolü bu topraklarda veya denizde bulmamız. Bu kapsamda Güneydoğu’da güvenlik gerekçesiyle arama yapılamayan yerler vardı, teknik olarak gidilmesi uygun olmayan. Aramaları artırdık. Şu anda hem Hakkâri’de hem Siirt’te yeni arama bölgelerimiz, sondajlarımız var. Ümitliyiz. Hem Karadeniz’de hem Akdeniz’de sismik çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam etti. Akdeniz’de de inşallah planımız önümüzdeki ayın içerisinde ilk sondajımıza başlamak. Antalya açıklarında olacak. Biliyorsunuz geçtiğimiz yıl bir gemi satın almıştık. İkinci geminin alımı ile ilgili belirli bir noktaya geldi. Şimdi onun finansmanı ile alakalı görüşmelere başladık. 

ALTIN ÜRETİMİ ARTACAK

Bizim madenlerimizin uluslararası geçerliliğe sahip kişiler tarafından sertifikasyonun yapılması gerekiyor, aksi takdirde finansman sağlayamayız. Borda ciddi bir çalışma var. Dünya rezervlerinin aşağı yukarı yüzde 75’i bizde. Dünyanın yüzde 57’sini biz satıyoruz. Bor bizde biraz yakıt gibi algılanıyor. Enerji kaynağı gibi algılandı. 

Bor aslında kimyasal bir tuz. Tek başına bir yerde kullanılmıyor. Mesela cama kattığını zaman ısıya dayanıklı oluyor. Demir çelikte kullanabiliyorsunuz. Seramikte kullanabiliyorsunuz. Gübre de olabiliyor. Deterjan sanayinde de kullanılıyor. Türkiye’de altın üretimimiz yıllık 25-30 ton civarında, bunu artırmak da istiyoruz. Biz ülke olarak biraz altına meraklı bir ülkeyiz, 100 tonun üstünde ithal ediyoruz. 

İRAN AMBARGOSU

2013’teki yaptırımlarda doğalgaz dışarda tutulmuştu. Sadece petrol vardı. Şimdi bu yeni yönetim doğalgazda var mı yok mu onlarda tartışıyorlar. Biz yaklaşık 10 milyar metreküp doğalgaz alıyoruz. Ülkenin arz güvenliği açısından ihtiyacımız var. İkincisi; hukuki açıdan baktığımızda, ortada bir kontrat var. O kontrata göre satıcının da alıcının da yükümlülükleri var. Yani o benim istediğim miktarda gazı vermek, ben de bedelini ödemek zorundayım. Bu arada orada al ya da öde maddesi de var. Tüm uluslararası bu gaz kontratlarında bunlar zaten var. Eğer gazı almazsanız bedelini ödemek zorundasınız. Bir de hukuki böyle durum söz konusu. Bu iki yönden baktığımızda zaten bir zorunluluk olarak karşımızda duruyor. (Didem Özel Tümer - Milliyet)

YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Gökhan Çetinoğlu20 Eylül 2018 09:57

    Petrol ve gaz aramak ile niye uğraşılır anlamak mümkün değil! Tüm konsantrasyon 1) Eğitim 2) Üretim olmalı. - Güçlü taraflarımıza yönelmeliyiz. Tarım ve Tekstil gibi... Yakın gelecekte, Yiyecek, Fosil yakıt tan daha değerli olacak ve tahıl ambarı dediğimiz Anadolu ya rağmen her yiyecek ithal ediliyor. Normalde satıp, döviz girdisi olacak bir şeye döviz ödüyoruz şaka gibi. 3 tarafımız su ile çevrili iken en kısa zamanda içilebilir su kaynakları arttırılmalı, Petrol savaşlarının yerini almaya başladı bile! Kaldı ki, Tüm dünyada fosil yakıttan uzaklaşma eğilimi varken, coğrafi olarak da daha temiz ve maliyeti düşük, yenilenebilir enerjisi kaynakları açısından avantajlıyken sadece bugünü kurtarmak pahasına hayal peşinde koşmak neden!?

  • Talip 20 Eylül 2018 07:50

    Sizin ihtiyacınız olamayan bir şey yok ki...