Donald Trump’ın seçim stratejisinin sırrı

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Cumhuriyetçilerin katıldığı görkemli akşamda, Donald Trump ve eşi Melania Trump sahneye yürüdü. ‘Tanrı ABD’yi korusun” çığlıkları arasında kameralar Washington ve Lincoln anıtlarını çekti. 24 milyon izleyen için, dört günlük Cumhuriyetçiler toplantısının son günü her anlamda sihirliydi.

Bilge kişiler “Trump’ın stratejisini” soruyor ve kampanya sürecinde var olmayan mantık ve gerçeklikleri arıyorlar. Bu da uzun zaman sonra ilk kez gerçekleşiyor. Analistler mantıklı tutarsızlıklar tespit ediyor: Trump kendini “hukuk ve düzenin başkanı” olarak tanımlıyor ancak daha sonra, ateş etmeyi golf vuruşlarına benzetiyor. Her gün attığı Tweetler ise oldukça düşüncesiz. Trump’ın yaptığı açıklamalarsa yanlış yönlendirme potansiyeline sahip. Örneğin “ABD büyük ülkeler arasında en düşük ölüm oranına sahip” demişti. Birkaç gün önceyse, Amerikan vatandaşlığına hak kazanan beş göçmeni tebrik ederken, Meksikalı göçmenler için kullandığı “tecavüzcü” ve “hayvanlar” tanımlarını aniden şildi.

Bütün bu tutarsızlık analistlerin Trump’ın bir stratejisi olmadığını düşünmesine neden oluyor. Ancak bir stratejisi var. Bu duygusal bir strateji ve sihirli bir etki yaratıyor. Stratejinin hedefi birçok duyguyu uyandırmak ya da bastırmak: Korku, depresyon, öfke, sevgi ve her şeyden öte kendine hayran bırakmak. Bu stratejiyi izlerken, duygular çok önemli bir rol oynuyor.

Duygusal stratejiler izleyen başka siyasetçiler de var elbette ancak onlar bu taktiği genel stratejilerinin bir parçası olarak kullanıyorlar. Ancak Trump kendisini güçlü bir şekilde seçtiği hedef kitlesiyle özdeşleştirmek için çaba gösteriyor: Beyaz, korku dolu, sitemkar ve küçük düşürülmüş. Trump gerçeklikleri de bir araç olarak kullanıyor. Örneğin iklim değişikliği, korona virüs pandemisi gibi gerçeklikleri istediğinde durdurabileceği bir kuvvet olarak gösteriyor.

Bu stratejinin ana hedefleri ve bunun karşısında en duyarlı olanlar, belli bir yaşın üzerindeki beyaz, üniversite mezunu olmayan erkekler. Bu kişiler ekonomik olarak gelişmemiş kırsal alanlarda ve mavi yakalıların yaşadığı banliyölerde yaşıyorlar. Milyonlarca beyaz erkeğin iş garantisi yok, aile ilişkileri istikrarsız ve çeşitli bağımlılıkları var.

Bazı bayraklar ve posterler Trump’ın sihirli stratejisini daha da ileriye taşıyor. Bir poster Trump’ı Delaware’i cesurca geçen Washington olarak gösterirken, kolunda kanatlarını açmış bir kartal dikkati çekiyor. Bir başka posterde, askeri bir tankın üzerinde takım elbisesiyle duruyor, ardında bir bayrak ve patlamalar görülüyor. Bir üçüncü posterdeyse, yine takım elbisesiyle bir dinazorun üzerinde ateş ederken gösteriliyor.

Ulusal çapta, üniversite eğitimi almamış kişiler, yaşam standartlarının düştüğüne tanık oluyor. Özellikle şimdi işlerini kaybetme korkusu, şehrin keşmekeşiyle bu grup yaşadıkları hayat için protestocuları, göçmenleri ve sol görüşlüleri suçluyor ve çareyi sihirli çözümlerde arıyor. Trump’ın stratejisi de işte bu kesimi hedef alıyor ve her şeyi yalnızca kendisinin düzeltebileceği iddialarını taşıyor.

Arlie Hochschild, The Guardian’daki yazısında, ancak Biden, gerçek gücün sihirle bir ilgisi olmadığını göstermeli diyor. Gerçek güç her konuda dürüst olmaktan geliyor: İklim değişikliği, korona virüs, ırkçılık gibi. İyiliği ödüllendirmekten, gereksiz utancı iyileştirmekten ve ulusa bütünleşme çağrısı yapmaktan geliyor. Hochschild, ABD sert bir yarışa hazırlanıyor ancak bu uzun yolda güç korkutucu ama zayıflık anlamına gelecek dedi.

Biden bağış rekoru kırdı: 364,5 milyon dolar

Trump ve Biden'dan seçmene mesajlar

Trump'tan bomba iddia: Uçak dolusu haydut