Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Merkez Bankası sert yükselen kura karşı nihayet işe yarar bir müdahaleyi dün yaptı. Bankalara haftalık bazda ve politika faizi üzerinden verdiği parayı kesti. Sisteme likidite akıtan musluklardan birini kapatması, bankaların fonlama faizinin yükselmesini beraberinde getirecek.
Bu açıklamanın yapılmasıyla birlikte dolar 3.93 seviyesinden 3.77’ye kadar indi ve TL karşısında kısa bir sürede yüzde 4.1 değer kaybetti.
Euro’nun kaybı da yüzde 3.8’de kaldı, çünkü dışarıda dolar değer kaybederken euro güçlendi. Sadece döviz piyasasında değil hisse senedi ve faizde de iyimserliğin geri gelmesinde doların zayıflaması ve buna bağlı risk iştahının güçlenmesi de etkiliydi. Özellikle yeni ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk basın toplantısında yaptığı açıklamalar böyle bir sonuç yarattı.
Faiz artışının yolunun açılması, likiditenin sıkıştırılmaya başlanması, Bankalar Birliği yönetiminde bulunan bankaların Ankara’ya çağrılması, yerlilerin döviz satışı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olabildiğince etkili bir şekilde döviz satışını teşvik etmesi, hatta “Eline silah alan teröristle doları alan terörist arasında amaç olarak fark yoktur” diyerek zorlaması, bütün bunların aynı güne denk gelmesi, sert yükselişe karşı etkili oldu.
Ancak faizleri sıçratmamak için çok parçalı veya çok yönlü bu müdahale yöntemi uygulandı. Bu yöntemin istikrarlı şekilde sürdürülmesi zor. Cumhurbaşkanı’nın her gün doları konuşacak, halktan fedakarlık isteyecek hali yok. Her gün doların dış piyasalarda değer kaybına uğrayacağı da yok. Bankaların da her gün Ankara’ya çağrılması söz konusu olmaz. Dolayısıyla müdahale etkisinin zayıflayarak devam etmesi beklenebilir.
Kurda kalıcı istikrarı yakalamak için de geriye ortamın düzeltilmesi, risklerin azaltılması, kuru yükselten nedenlerin ortadan kaldırılması kalıyor. Bu açıdan da siyasi, jeopolitik, askeri, güvenlik konularında gelişmelerin yaşanması ve bitmesi beklenmeli veya bu süreçlerin hızlandırılması ve bir an önce sonuçlandırılması sağlanmalı.
Bu çerçevede önümüzde çok zorlu bir gündemin bulunduğu da bir gerçektir. Bir kere Türkiye’nin yönetim sistemi değişiyor. Anayasa değişikliği Meclis’ten geçerse 2 ay sonra referanduma gidecek. Bu da yaklaşık 2.5-3 aylık bir siyasi belirsizlik ve gerginlik döneminin yaşanabileceğine işarettir.
Kaldı ki anayasa değişikliği Meclis’ten geçmez ise erken seçimin gündeme geleceğini dün Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop açıkladı. Halbuki piyasalarda böyle bir beklenti ve fiyatlama yoktur. Erken seçim gündeme gelirse de tam bir siyah kuğu etkisi yaratmaya adaydır.
Diyelim ki anayasa değişikliği Meclis’ten geçti ama referandumdan geçmedi, o durumda da yine seçim gündeme gelecek. Çünkü referandumda hayır demek iktidara karşı bir güvensizlik demektir. Gündeme gelebilecek bu tür siyasi belirsizlikler karşısında da finansal tarafta ve kurda yüksek tansiyonun devam etmesi beklenir.
Ama bu süreç aşıldığında ve ilk çeyrek geride bırakıldığında da, bugünkü piyasa eğilimlerinin tersi yaşanmaya başlayabilir. Normalleşme başlayabilir. O döneme kadar da Merkez Bankası’nın devrede olması ve olağanüstü önlemlerin uygulanması gereklidir.
Bu açıdan Merkez Bankası’nın güçlü bir müdahalede bulunması gerekliydi, işe de yaradı. Ama kur sorunun kalıcı bir istikrara kavuşması için, bir çeyrek dönemin atlatılması beklenmeli. Tabi bu dönemi nasıl atlattığımız da önemli olanacak. Normale dönüş başlarsa durum başka, yeni siyasi belirsizliklerin kapısı açılırsa durum başka olacak, dalgalanmanın ve tansiyonun devamı gelecek.
YERLİLERDEN BİR HAFTADA 3.8 MİLYAR DOLAR SATIŞ
Yeni yılın ilk haftasına dolar kuru hızlı girdi ama yerlilerin satışları da ivme kazandı. Yılın ilk saatlerinde İstanbul’daki terör olayı moralleri iyice bozdu, ardından İzmir Adliyesi’ne saldırı oldu. Aynı haftada enflasyon sıçradı. Yılı yüzde 7.5’tan bitirmesi beklenen tüketici enflasyonu aralık ayındaki sıçramayla yüzde 8.53’ten tamamladı. Önümüzdeki ayların olası enflasyon seyri de çift haneli rakamların görülebileceği yönündeydi. Bu gelişmelere karşısında kur da sepet bazında 3.6191’den yüzde 3.4 artışla 3.7416’ya yükseldi. Bu haftanın ilk üç günündeki sepet kur artışı ise yüzde 9.8’i buldu. Demek ki yerlilerin satışları olmasaydı geçen haftaki yükseliş çok daha hızlı olacaktı. Geçen yılı toplam 145.5 milyar dolarlık döviz tevdiat hesabıyla kapatan yurtiçi yerleşikler bir haftada 3.8 milyar dolar sattı ve 6 Ocak’ta döviz hesaplarını 141.7 milyar dolara indirdiler. Bu hafta ne yaptıklarını ise gelecek hafta göreceğiz.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.