Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Dolardaki yükseliş, abartılacak bir konu değil. Bu gelişmekte olan bir para çıkışının sonucudur" dedi.
Bakan Şimşek, piyasalarda artan dalgalanmaya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
"2002 yılında dolar 1,6 lira civarındaydı. Bugün ise 2 lira olmuş. Yani yaklaşık 11 yıllık bir süreçte dolardaki artış ortada. Ama enflasyon bu dönemde yüzde 150 olmuştu. Dolayısıyla lirada son bir yıldaki düşüşe baktığınız zaman, o kadar abartılacak bir durum yok. Bu gelişmekte olan bir para çıkışının sonucudur. Türkiye'ye özgü bir hareket değildir. Yani Türk piyasasındaki iniş çıkışlar, gelişmekte olan ülkelerin çoğunda gördüğümüz iniş çıkışlardır. Hindistan para birimi rupinin, Brezilya para birimi realin yılbaşından bu yana değer kaybı, Türk lirasından daha az değildir. Yani, Güney Afrika rantındaki değer kaybı, liradan az değildir. Dolayısıyla olaylara bu çerçevede bakmak lazım."
Dünyada varlıklar yeniden fiyatlanıyor
Piyasalardaki çalkantıların, varlıkların yeniden fiyatlandırılmasıyla ilişkili olduğunu açıklayan Bakan Şimşek, bunun reel bir ekonomik krizle ilişkili olmadığını bildirdi.
Bunun Türkiye'nin temel bir sorunuyla ilişkisi olmadığını da anlatan Bakan Şimşek, şunları ifade etti:
"Tabii ki burada her ekonomi bu süreçlerden bir miktar etkilenebilir ve bu doğaldır. Bu dünyanın bir parçası olmanın bir sonucudur. Türkiye bir ada değil, Türkiye dünya ekonomisine entegre bir ekonomidir. Dolayısıyla Türkiye, dünyadaki gelişmelerden olumlu da olumsuz da etkilenir. Burada sonuç itibariyle temel yapısal bir krizden çok, varlıkların yeniden fiyatlanması sonucunu yaşıyoruz."
Amerikan, Avrupa ve Japon merkez bankalarının, küresel krizden çıkmak için çok ucuz, büyük ölçekte genişleyici para politikası uyguladığını söyleyen Bakan Şimşek, bu ülkelerin bol keseden para basıp, ucuz şekilde dünyaya saldığını kaydetti.
Bakan Şimşek, "Şimdi bu para kısılır mı, bunun faizi artar mı? diye bir kaygı var. Şimdi o para bolken çıkan borsa, değerlenen lira, düşen
faiz bir miktar bu süreçle ilişkiliydi. Bugünkü çıkışlar da bu süreçle ilişkilidir. Ama Türkiye'nin temellerine bakın. Türkiye’nin bütçesinde bir bozulma var mı? Avrupa’nın, dünyanın en sağlam bütçelerinden biri Türkiye'dedir" diye konuştu.
Türkiye'nin borç dinamiklerinin kötüleşmediğini ve devletin bilançosunun güçlü olduğunu belirten Şimşek, "Türkiye’nin bankacılık sektöründe kriz yok ve sapasağlam duruyor, iyi yönetiliyor, gözetiliyor ve iyi denetleniyor" dedi.
Aşırı döviz borcu bulunan firmalara yansıması olacaktır
Türkiye’nin dünya ekonomisine entegrasyonda başarı sağlamış bir ülke olduğunu dile getiren Bakan Şimşek, ülkenin açık bir piyasa ekonomisi olduğunu söyledi. Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye dünya ekonomisine entegrasyonda başarı sağlamış bir ülkedir ve dünyanın bir parçasıdır. Bu iniş çıkışlar dünya ekonomisinde yaşanan gelişmelerin bir yansımasıdır. Türkiye'nin temelleri sağlamdır. Türkiye en büyük krizi, kalıcı bir tahribat yaşamadan atlatmıştır. Bu iniş çıkışları da rahat bir şekilde atlatacaktır. Onun için herkes sakin olup, işine bakarsa çok daha az bir zararla bu süreci kapatacaktır. Bu süreçten etkilenmeler tabii ki olacaktır. Hesabını iyi yapmayanlar, aşırı döviz cinsinden borç alan bazı şirketlerimize yansıması olacaktır."
Vergi gelirlerimiz bir miktar etkilenebilir
Bakan Şimşek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Eğer bu süreçte büyüme biraz yavaşlarsa, şirketler daha az kar ederse, bizim vergi gelirlerimiz bir miktar etkilenir. Ama bu gelişmeler ihracatçıyı destekleyici nitelikte. Dolayısıyla ihracat yapan sektörlerde de istihdam ve gelir artacak. Bu konular ilgiyle takip ediliyor ama biz günübirlik yorum yapmayız. Türkiye'nin makroekonomik temellerinden, bunların sağlamlaştırılmasından, uzun vadede geleceğini inşasından sorumluyuz. Türkiye bu süreci kalıcı bir tahribat yaşamadan atlatır ve tam aksine temellerini sağlamlaştırarak, daha sonra da yıldızlaşarak bu süreçten çıkar."