Dolar, dünya para birimleri karşısında son 11 yılın en yüksek seviyesine yükseldi. Dolar/euro paritesi ise dün itibarıyla 1.1026 seviyesine gerileyerek 2003 yılındaki seviyelerini test etti. Goldman Sachs ise dün yayımladığı analizinde euronun 1 dolara kadar düşeceğini öngördü. Paritede devam eden bu düşüş hareketini yorumlayan uzmanların üzerinde birleştiği bir konu var: Dolar, küresel para birimleri karşısında 30 yıllık düşüş trendini yukarı doğru kırdı.
TÜM DÜNYADA DOLAR ÇAĞI BAŞLADI
Akşam!da yer alan habere göre,başta euro olmak tüm küresel para birimleri bu yükselişe karşı duramıyor. Özetle küresel anlamda euro dönemi bitti, dolar çağı başladı… Dünya yeni dengesini arıyor. Bu arayış, en net etkisini de ‘parite’ üzerinden gösteriyor. Paritedeki hareketi AKŞAM’a değerlendiren Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut, “Yeni dünyanın ‘doğum sancısı’na tanıklık ediyoruz” dedi ve ekledi: “Dünyadaki yeni denge arayışında sosyolojik ve ekonomik tüm alt dinamiklerin doğru analiz edilmesi gerek. Türkiye’de dolar kuruyla ilgili bir hareket var. Ama bu hareketin tamamını içerdeki dinamiklere bağlamak doğru değil.”
EURO, DOLARDAN DEĞERLİ OLAMAZ!
Tarihin her döneminde; yeni dünya denklemi kurulurken bu tip geçişlerin her zaman yaşandığına dikkat çeken Yiğit Bulut’a göre bu denge önümüzdeki birkaç hafta içinde yerine oturacak. Ardından da kurlarda bir dengelenme süreci yaşanacak. Doların euro karşısındaki yükselişinin ister istemez TL’yi de etkilediğini söyleyen Yiğit Bulut, “Bu noktada dünyadaki büyük resmi görmek lazım. Bu resmi gördükten sonra içerideki resmi analiz etmek daha doğru olur” diye konuştu.
Yiğit Bulut, şunları söyledi: “Benim görüşüm 10 yıldır hiç değişmedi. Euro, dolardan daha değerli olabilecek bir para değil. Ben euronun bir para birimi olduğuna da inanmıyorum. Euronun neye dayanarak dolardan daha değerli olduğunu ciddi sorgulamak gerekiyor.”
AB'NİN NEYİ EKSİK, ABD’NİN NEYİ FAZLA?
Bu noktada 'para birimi' ve 'devlet gücü' korelasyonunu örneği veren Bulut, para birimlerinin arkasında bulunması gereken '3 büyük güç' vurgusu yaptı. Ardından da bu güçleri
- Güçlü merkez bankası,
- Yumuşak gücü (soft power) kullanabileceği bir silahlı kuvvetler ile
- insan kaynakları ve yer altı kaynağı kombinasyonu olarak özetleyen Bulut, ardından da şöyle bir kıyaslama yaptı:
- “ABD’de merkez bankası güçlü, yumuşak gücü politikaya yansıtacak silahlı kuvvetler var, insan ve yeraltı kaynakları gayet iyi.
- Avrupa’da ise insan kaynağı yetersiz, yeraltı kaynağı (Norveç hariç) yok. Çok sesli Merkez Bankası tek başına hareket edemiyor. Avrupa Ordusu’ndan bahsetmek de mümkün değil...
DENİZLER DALGALANMADAN DURULMAZ
Bu üç eksende analiz ettiğimizde, pariteye yansıyan bu arayışın bir yeni dünya denklemi yazım süreci olduğunu görüyoruz. Tüm düzenler kaostan doğar. Denizler dalgalanmadan durulmayacağı için; Yeni denge arayışında bu hareketin normal olduğunu düşünüyorum.”
Kurlar üzerinden yeni algı operasyonuna giriştiler
Doların TL karşısındaki yükselişine bakarken dünyadaki genel dolar hareketinin görmezden gelindiğine de dikkat çeken Yiğit Bulut, “İçerde kur hareketini “Sayın Cumhurbaşkanı konuştu, Merkez Bankası’nı sıkıştırdı diyerek bir algı operasyonuna dönüştürmeye çalışanlar var. Aynı şekilde petrolde düşüş olmasına rağmen akaryakıt fiyatlarında indirim olmuyor, zam geliyor gibi bir çok söylemi alt alta yazıp bunu köşelerinde paylaşanlar var. Bunun hepsinin sonucunda topu getirip Sayın Cumhurbaşkanı’nın önüne koymaya çalışıyorlar. Bir kısmı bu saydığım büyük resmi göremediği için bunu yapıyor. Bir kısmı da dünyadaki doğum sancısını görmelerine rağmen bir suçlama malzemesi olarak kullanmaya gayretinde” diye konuştu.
Türkiye’nin dolar kaygısı yok
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, yaratılmaya çalışılan algıyla ilgili olarak "Bu manipülasyon ellerinde patlayacak ve elleri yanacaktır. Çünkü Türkiye'nin böyle bir kaygısı yok, böyle bir sıkıntısı yok. Diledikleri kadar oynasın bir şekilde bu onların elini yakar" diye konuştu. Sanayi Bakanı Fikri Işık ise, “Kurdaki hareekt kamuyu ve hanehalklarını etkilemiyor. Kur artışının şitrketlerde sıkıntıya yol açmasını beklemiyoruz, takip ediyoruz. Döviz borcu olan şirketlerin geliri de döviz cinsinden. Vatandaş talebi gerektiren bir durum yok” dedi.
Raradigma yeniden tanımlanıyor
Yiğit Bulut, "Sayın Cumhurbaşkanı yeni bir paradigmadan söz ediyor. 1830’ların başından beri bu topraklar üretime dayalı olmayan; Yani yüksek faiz-sıcak para girişine dayalı bir paradigma üzerinden emeklemiş ve sürünmüş. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı üretim odaklı, düşük faizli, sıcak paraya rant verilmeyen bir modelden söz ediyor. Bundan rahatsız olan iç ve dış yerleşik unsurlar gürültü yapıyorlar. Bu gürültüyle yeni paradigma sürecini engellemeye çalışıyorlar. Sabırla bu yeni paradigmayı yaratmaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı’nın uyarısı bir
faiz uyarısı değil. Türk ekonomisinin temel dinamiklerini değiştiren, ekonomik paradigmayı yeniden tanımlayan bir açıklama.