Geçtiğimiz hafta kurda çok hareketli bir hafta yaşandı. Kurdaki hızlı artışın ardından Merkez iki yıl aradan sonra ilk kez doğrudan müdahalede bulundu. Ama bu da doların ateşini indirmedi.
Vatan ekonomi yazarı Ali Ağaoğlu bugünkü köşesinde dolarda kritik seviyeyi yazdı.
İşte Ağaoğlu'nun o yazısı;
Doların 2.2880 TL’deki kritik eşiği aşmasıyla yükseliş hız kazandı. Kurlarda 2.3550 TL seviyesi önemli. Bu seviyesinin de aşılması halinde 2.40 TL’nin üzerini görebiliriz. Hem bizim hem de ABD merkez bankasının atacağı adımlar kurda yönü belirleyecek.
Dolarda 2.20 TL seviyesinin kırılmasıyla hızlanan, benim Mart-Mayıs dönemine “tarihlediğim” kur hareketleri Ocak ayı içinde gerçekleşmeye başladı bile. Cuma günü 2.3350’lere kadar çıkan dolar kuru, sığ ABD ve Uzakdoğu piyasalarında 2.3447’den bile işlem görmüş.
2.20 TL sonrasında 2.2880 ilk “direnç” idi. Direnemedi! Bir sonraki direnç 2.3550 TL’de ve bana göre önemli bir eşik. Merkez Bankası’nın “başarısız şok müdahalesi” sonrasında 2.40’ların konuşulmaya başladığı bir dönemde 2.4130 seviyesi çok önemli bir “eşik” olacak. Bu seviye test edilirse, son günlerde piyasalarda konuşulmaya başlayan “Merkez Bankası sürpriz bir PPK toplantısı yapar mı ve ‘şok
faiz artışı’ kararı alır mı?” sorusu gündeme gelecek.
Bunca hengameden sonra böyle bir karar alınır mı?
Politik tavrı göz önüne aldığımızda zor görünüyor. Eğer bir “kararlar silsilesi” gelirse kurlarda bir gerileme mümkün olur mu? Biraz da Fed’e bağlı bu durum. Bu hafta Çarşamba-Perşembe günü Fed’in Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı var.
Korku yeniden hortladı!
Yellen’ın ilk kez başkanlık edeceği toplantıdan 10 milyar dolarlık bir indirim daha çıkabileceği endişeleri nedeniyle Cuma günü sadece gelişen değil, başta ABD olmak üzere gelişmiş ülke piyasalarında da ciddi düşüşler yaşandı. Dow Jones ve S&P 500 endeksleri 50 günlük hareketli ortalamalarının altına indiler.
Gelişmekte olan ülkelerle başlayan; Türkiye, Arjantin ve Ukrayna’nın yaydığı “grip virüsü” her yere yayılmaya başlamış görünüyor! “Korku endeksi-VIX” Cuma günü yüzde 31.7’lik bir yükselişle 18.14’e yükseldi. Fed bu sefer pas geçerse (ABD piyasalarındaki satışlar biraz da bunun için bir “şantaj” izlenimi uyandırıyor) piyasalar kısa süreliğine toparlanabilir. Ancak Fed, Mart ayında büyük ihtimalle “daraltmaya” devam edeceğinden, etki kısa süreli olacaktır.
Kısaca dolar/TL kurlarında 2.3550 ve ardından 2.4130 seviyeleri bu hafta için önemli. İkinci seviyenin aşılması dolar kurunun 2.00 seviyesinin üzerinde kalıcı olma olasılığını artırıyor. İkinci seviyenin aşılması teknik analiz açısından “haritasız bölgeye” geçiş anlamı da taşıyacağından oynaklığın çok arttığını da göreceğiz! MB’nin işi daha da zorlaşacak demektir!
BIST’te 2.60 dolar seviyesi kritik
Cuma günkü “doğrudan müdahale” sonrasında kurların müdahale öncesinden de yükseğe çıkması BIST katılımcılarının “korkularını” depreştirdi! 27 Aralık’ta görülen 2.84 dolar seviyesinin de altına inilerek 2.70 dolar test edildi. “Hacimli” yaşanan bu düşüşün bu hafta içinde; yıl başında belirttiğim; 2.60 (hassas seviye 2.56) dolar seviyesinin test edilmesi olasılığını artırıyor. Bu seviye kırılır ise 2.16 dolar seviyesi resmin içine giriyor ki ben ilk denemede bu olasılığı düşük görüyorum.
Gösterge bono bileşik faizleri Ocak 2012’den bu yana ilk kez Cuma günü 10.99 seviyesine çıktı. Yüzde 11 bileşik seviyesi kırılacak olur, kur tarafındaki kargaşa devam edecek olur ise yüzde 12.45 seviyesi resmin içine girecektir.
Türkiye için sıradaki en büyük tehlike: FATF
İç politik belirsizliğin tırmandığı; TÜSİAD’ın vatan hainliği ile suçlandığı bir ortamda; piyasalardaki güveni geri getirmek hayli zor olacak. Acil bir PPK bile çözüm olmayabilir. Neden derseniz; Cenevre’deki Suriye görüşmelerinden bir sonuç; daha doğrusu “barış” çıkacak gibi değil. Bizim piyasalarımızı ilgilendiren; yavaş yavaş daha fazla katılımcının konuşmaya başladığı bir başka konu da; 9-14 Şubat tarihlerinde Paris’te yapılacak FATF’ın (Financial Action Task Force) genel kurul toplantısı. FATF; kara para aklama, terörist faaliyetlerin finansmanı ve küresel finansal eşgüdümü bozan hareketleri izlemek ve bu konuda gerekli adımları atmak için kurulmuş bir organizasyon ve Türkiye de bu örgütün resmi bir üyesi. Şubat’ın ilk haftasında yapılacak bu toplantıda; şu anda “koyu gri” listede olan Türkiye’nin İran ile altın ticareti (İran kara listede) ve Suriye’deki teröristlere “yardım yapıyor” görünmemiz başımıza bela açabilir. Eğer “Kara Liste’ye” girersek işimiz gerçekten çok zorlaşır.
Yurt dışından fon girişinde ciddi sorunlar olabileceği gibi, içeridekiler de çıkmak isteyeceklerdir. Üstüne üstlük Türkiye’ye giren ve de çıkan her türlü döviz hareketi yakından izlenir hale gelecek, para trafiğinde birçok zorluk yaşanacak, bürokrasi artacak.
FATF’ın devamında ABD’nin karşılıklı ülkelerle imzaladığı ve vergi konularında karşılıklı bilgi alışverişine imkân sağlayan “Foreign Account Tax Compliance Act (FATCA) ” anlaşmasının Türkiye ile imzası söz konusu. Ancak bize önerilenin tek taraflı ABD’ye bilgi sağlamayı temin eden “1-B versiyonu” olması da bu konuda işlerin biraz karışık olduğu fikrini uyandırıyor. Bu endişeler de dolar/TL kurlarındaki hareketin bir parçası olabilir. Şubat’ın ikinci haftasına kadarki hareketleri yakından izlemekte fayda var!