Dokunmayın çiçeklere, yazık olur emeklere
Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras ilginç bir yazı yazıp neden “Dokunmayın çiçeklere, yazık olur emeklere” dediğini açıkladı
Yerli yabancı büyük sermaye grupları, “iç ve dış mihraklar” olarak, her olumsuz gelişmenin “suçlusu” ilan edilir oldu.
Büyük sermaye grubu demek, “büyük risk” üstlenen, ülkede büyük ölçekli yatırıma, büyük ölçekli üretime soyunan sermaye grubu demektir.
Yerli ve yabancı büyük sermaye grupları ülkeyi yönetenlerin, ülkede her türlü gücü kontrol edenlerin “hedef tahtası” haline getirilir, kamuoyu yaratma arayışında “yerli ve yabancı büyük sermaye gruplarına devamlı dayak atılır ise”, ülkede ekonomik ölçekli (büyük) üretim tesislerini yapmaya soyunan olmaz. Ekonomik ölçekli (büyük), ileri teknolojiye, yenilikçiliğe dayalı üretim yapılmaz. İhracat artamaz. Döviz açığı kapatılamaz. İşsizlik sorunu çözülemez.
Ekonomi, sadece, kamu ihalelerinden rant peşinde koşan müteahhitlerle, halka konut yapan sat-yapçılarla ve de ithalatçılarla büyüyemez.
KOBİ’lerin, esnafın yaşaması, büyümesi, ekonominin büyümesine bağlıdır. Serbest piyasa ekonomisinin hakim olduğu, açık anlatım ile “Kapitalist” üretim düzeninde, ekonominin lokomotifi yerli ve yabancı sermaye gruplarıdır.
Her şeyin başı üretim
Büyük sermaye grupları büyük ölçekli yatırımlar yapacak, büyük ölçekli üretim yapacak ki, ekonomi büyüsün. Gelir imkanı artsın. Artan gelire dayalı olarak devlet daha fazla vergi tahsil etsin. Daha fazla vergi sayesinde “Devlet Müteahhitleri”nin paralarını ödeyebilsin.
Açık anlatımıyla büyük ölçekli yatırımlar, büyük ölçekli üretim olmaz ise, “Büyük Devlet Müteahhitleri” ile sat-yapçıların paraları da ödenemez.
Beğeniniz, beğenmeyiniz serbest piyasa ekonomisi denilen “Kapitalist” sistemin yapısı budur. Beğeniniz beğenmeyiniz “Kapitalist” sistem “Büyük Sermaye Grupları” sayesinde ayakta durur.
Çünkü “Kapitalist” sistemde devlet, üretime dönük yatırım ve üretim yapmıyor. Tüm kamu fabrikaları özelleştirildi. Devlet iş arayanlara iş imkanı yaratamıyor.
Sermaye “istikrar” ister
Yerli ve yabancı büyük sermaye grupları “bindikleri dalı kesemez”. Sermayelerini “siyasete bulanarak” riske atamaz. Ülke ekonomisinin kötüye gitmesinden, faizlerin, dövizin yükselmesinden, piyasalarda istikrarsızlığın hakim olmasından, ülkenin geleceğinin belirsiz hale gelmesinden en çok onlar zarar görür.
Dikkat buyurunuz, bugüne kadarki dönemde, herhangi bir politik tercih yapmadan yerli ve yabancı büyük sermaye grupları devamlı olarak “istikrar”ın önemini vurguladı. Bugüne kadar süre gelen “istikrar”, büyük sermaye gruplarının yatırımlarını ve üretimlerini artırmalarını sağladı.
Ülkede şu veya bu nedenlerle “çalkantılı bir dönemdeyiz”. Bu çalkantılı dönemde gereksiz yere “sanal düşmanlar yaratmak” arayışında, yerli ve yabancı bankalar, büyük sermaye grupları üzerine tartışma açmak, onları politik çatışmada taraf haline getirmek sadece bugünleri değil, gelecek günleri de olumsuz etkiler. Yerli ve yabancı büyük sermaye çevreleri “N’oluyor? Duralım... Bir süre bekleyelim” havasına girer.
Bütün bunların faturasını önce “Büyük Sermaye Grupları” öder gibi olur ama, sonuçta o fatura Ayşe Hanım Teyzem’in sırtına biner. Ekonomi büyümeyince, işsizlik artınca, devlet vergi toplayamayınca, döviz açığı büyüyünce, döviz fiyatı, faiz, enflasyon tırmanışa geçer. Her şeyin fiyatı artarken, devletin geliri artamadığından Ayşe Hanım Teyzem’in emekli maaşı bir türlü yükselemez.
İşte onun içindir ki, “Dokunmayın çiçeklere, yazık olur emeklere” diyorum...