:) deyip geçmeyin!

İnternette duygularımızı ifade etmekte kullandığımız yüz simgeleri, neredeyse 30 yaşına ulaştı. İlk düz metin yüz simgesi, Carnegie Mellon Üniversitesi'nden bilim adamı Scott Fahlman tarafından ortaya çıkarılmıştı ve bir iki nokta, tire ve parantez işaretinden oluşuyordu.
Bugün ise yüz simgelerinin çeşitlendiğini, farklı renklerde ve hareketli olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Bu yazımızda, yüz simgelerinin tarihinden bazı önemli noktaları bir araya getirerek, onların yıldönümünü kutlamak istedik.
Eski günler
Sembolleri duygusal anlamda kullanmak, 1980'lerin bir konsepti değildi. Yüz yıl önceki Puck adlı komik dergi, şaka amaçlı olarak bu simgeleri oluşturmuştu. Yüz simgesinin ilk olarak Abraham Lincoln tarafından kullanıldığı söyleniyor. 1862'de orijinal New York Times transkriptinde yer alan Lincoln'ün konuşmasında ;) işareti yer alıyordu.
Bazı raporlara göre ise 1979'da Kevin MacKenzie adındaki bir ARPANET kullanıcısı, yüz simgesini kullanmış.
Gülen yüz simgesi ve dahası
Gülen yüz
Gülen yüz simgesi, metin yüz simgelerinden bağımsız olarak ortaya çıkmıştı ancak bugün ikisinin bir araya geldiği söyleniyor.
Harvey Ball adındaki bir sanatçı, 1963 yılında bir şirketteki moral seviyesini artırma amaçlı bir gülen yüz düğmesi meydana getirmişti.
Philadelphia'dan iki kardeş Bernard ve Murray Spain, simgenin ticari potansiyelini görmüş ve onu alıp "iyi günler" cümlesini ekleyerek milyonlarca düğme, etiket ve t-shirt ortaya çıkarmıştı.
Bir teklif
Scott Fahlman'ın ilk modern yüz simgesini ortaya çıkardığı söylenen önerisi, 1982'de Bilgisayar Bilimi mesaj panolarında yer almıştı. Fahlman, bu sembollere olan ihtiyacı şöyle açıklamıştı: "Sorun şu ki, bazen bazı kişiler ciddi olmayan bir sözü ciddiye alarak çok uzun bir cevap verebiliyorlar. Bu da orijnal konudan başka yerlere kayılmasına neden oluyor."
Bugün, iPhone'un metin mesajlaşma işlevi, yüz grafiklerini otomatik olarak desteklemiyor. Gmail'deki varsayılan yüz simgesi ayarları ise basit bir animasyon sunuyor. Bakalım yüz simgeleri, önümüzdeki yıllarda teknoloji ortamında kendine yer bulmaya devam edebilecek mi...