BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaYaşam-MagazinDevler Ligi'nde bir Türk daha----

Devler Ligi'nde bir Türk daha

Devler Ligi'nde bir Türk daha
13 Şubat 2011 - 08:34 www.finansingundemi.com

Sabancı Holding’deki CEO’luk görevinden ayrılan Ahmet Dördüncü, artık bir Fortune 500 şirketi olan International Paper’ın 9 yönetim kurulu üyesi

New York Borsası’na kayıtlı dünya devlerinin üst yönetiminde, artık bir Türk daha var. Sabancı Holding’de CEO’luk görevinden 6 ay önce ayrılan Ahmet Dördüncü, Fortune 500’de 104. sırada yer alan International Paper’ın 9 kişilik Yönetim Kurulu’na girdi.
Haberi alınca dün Google’da küçük bir araştırma yaptım: Medar-ı iftiharımız Muhtar Kent’in Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO olduğu The Coca-Cola Company, Fortune 500’de 73. sırada. Bir de Fortune Global 500 var: O listede Kent’in şirketi 259., Dördüncü’nünki 361. sırada.
Bağımsız Yönetim Kurulu
International Paper (IP), 26-27 milyar dolar cirolu,  55 bin çalışanı olan bir dev. 9 Yönetim Kurulu üyesinin tümünün bağımsız olmasına özen gösterilen (fikirlerini rahatça söyleyebilsinler diye) Dördüncü’nün 8 çalışma arkadaşı arasında Fed/Ex’in CEO’su David Bronczek, Goodyear’ın eski CEO’su Samir Gibara, Tiger Management’ın CEO’su John Townsend gibi küresel iş dünyasının ağır topları var.
IP, Sabancı Grubu şirketlerinden Olmuksa’nın ortağı olduğu için Dördüncü, IP’nin Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su John Faraci ile tanışıyor. Ancak Egon Zehnder’in eşbaşkanı, Sabancı’dan ayrıldıktan hemen sonra Dördüncü’yü Boston’dan aradığında şirket ismi vermemiş.
Dördüncü’yü etkileyen...
Dün Ahmet Bey’le görüştüm ve Newyork Borsası’na kayıtlı bir şirketin, yeni Yönetim Kurulu üyesi atamak için 6 ay süren titiz çalışmasının aşamalarını öğrendim. Kendisinin cümleleriyle sizlere aktarmak istiyorum:
“-  Türkiye’de borsaya kayıtlı birçok şirketin Yönetim Kurulu’nu nasıl belirlediklerini biliyoruz. 2-3 kişi ‘Falancayı atayalım mı?’ diye birbirine danışır ve 1-2 gün içinde iş biter. Bu yüzden yaşadığım süreç de beni etkiledi.
-  Önce Egon Zehnder beni 4-5 hafta bir nevi eğitimden geçirdi. Bir yabancı olarak Yönetim Kurulu üyesi olmanın ne anlama geldiğini, sorumluluklarımın neler olduğunu, neyin altına imzamı atacağımı bana telekonferanslarla ve Harvard Business Review’daki örnek vakalar dahil pek çok döküman göndererek  anlattılar. Bu sürede sıkı “ders” çalıştım.
-  Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’ya karşı sadece başını sallayıp ‘evet’ demeyeceksin. Fikrini açıkça söyleyeceksin; en basit soruları bile sormaktan çekinmeyeceksin.
Artık bitti derken...
-  Egon Zehnder’le bu aşamayı geçtikten sonra kasımda IP’nin CEO’su Faraci ile Avrupa’da görüştüm. Zannettim ki iş bitti. Ama Faraci bana, ‘Benim için okey, ama yönetim kurulu üyelerini seçmede yetki, Yönetişim (governance) Komitesi’ndedir. Onların seni tanıması, ikna olması ve Yönetim Kurulu’na tavsiye etmesi gerekir. New York’a gelebilir misin?’ demez mi?
-  Aralık ayı başında New York’a gittim ve 10 gün boyunca Yönetişim Komitesi üyelerinden kimisiyle öğle yemeğinde, kimisiyle kahvaltıda, kimisiyle ofisinde uzun uzun vakit geçirdim. Her biri kendi bakış açısından bana şirketi ve Yönetim Kurulu’nun nasıl çalıştığını anlattı.
Savcılıktan temiz kâğıdı!
-  Türkiye’ye döndükten bir hafta sonra Egon Zehnder’den arayıp ‘Tebrikler, sizden çok etkilenmişler’ dediler. Ben ‘Neyse artık sonuna geldik’ diye sevinirken, meğer daha iş bitmemiş. ‘Şimdi Washington’da kişilerin kredibilitelerini ve geçmişlerini araştıran bir şirkete görev verildi’ dediler.
-  Okuduğum okullardan Almanya, Brezilya ve Arjantin’e çalıştığım ülkelere herşeyi araştırmışlar. Ardından telekonferansla hâlâ kafalarında kalan bazı sorular üzerine 1.5 saat boyunca konuştuk. Savcılık temiz kâğıdı gibi bir şey.
-  Temiz kâğıdı ocakta gitti şirkete. 8-9 şubattaki ilk Yönetim Kurulu’nda da karar cıktı.
-  Peki bu kadar çok titizlendikleri halde malum işler nasıl oluyor? Kafamı kurcalayan bu soruyu onlara sordum tabii. ‘3-4 yıl önce olsaydı, CEO isteyince iş biterdi. Ama 2008’den sonra SEC (Security Exchange Comission) işi çok sıkı tutuyor’ dediler.”
Ahmet Bey, “Bu benim için çok gurur verici bir olay, ama onun ötesinde bu süreçten öğrendiğim ve bizim de çıkaracağımız dersler var” diyor.
Dördüncü’nün başarısı, hepimiz için gurur verici. Pek muhtemel görmüyorum ama keşke bizim şirketler de bu örnekten gerekli dersleri çıkartabilseler... Milliyet - Meral Tamer

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)