Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
VOLKAN KARSAN - FINANSGUNDEM.COM / KAZANDIRAN SOHBETLER
Türk gençlerinin bir bölümü için yurt dışında eğitimlerini sürdürmek çok önemli hale geldi. Hatta bazı kesimlerde bu lise yaşlarına kadar da indi. Ancak daha önce görüşlerini aldığımız bazı akademisyenler, en kullanışlısının ülkemizde iyi üniversite eğitimi aldıktan sonra yüksek lisans veya doktora için yurt dışına gitmenin daha yararlı olabileceğinden söz ediyor. Ama yurt dışında okuma isteğinin bu denli artmasında oralarda okumak yerine yaşama imkanı elde etme konusunun da çok etkili olduğunu öne sürenler var.
Son olarak YÖK’ün yeni yurt dışı eğitim yönetmeliği tüm hesapları alt üst etti ve birçok öğrenci hatta ebeveynin planları etkilendi. Konuyu Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Engin ile masaya yatırdık…
“1998’DEN BUGÜNE GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ'NDE GÖREV YAPIYORUM”
- Değerli hocam, sayın Engin hem bir hukukçu hem de bir eğitim idarecisi olarak bu aşamaya gelene kadarki kariyerinizi bize anlatabilir misiniz?
- Galatasaray Lisesi'nden 1985 yılında, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1989 yılında mezun oldum. Aynı fakültede 1998 yılına kadar araştırma görevlisi olarak çalıştım. 1998 yılında doktoramı tamamladım. 1998’den bugüne Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde İş ve Sosyal Güvenlik hukuku öğretim üyesi olarak görev yapıyorum. Son iki yıldır da Hukuk Fakültesi dekanıyım.
“TEMEL BİLİM ALANLARINDA ÇOK NİTELİKLİ, ÇOK BAŞARILI GENÇLERİN YURT DIŞINA GİTMELERİNDE BENCE SAKINCA YOK, FAYDA VAR”
- Son yıllarda gençlerde yurt dışı yüksekokul ilgisi arttı. Genel olarak üniversite sistemimize bakıldığında bu ilginin nedenlerini nasıl açıklıyorsunuz?
- Çok sayıda neden var. Birincisi, Türkiye'de çok fazla üniversite olmasına rağmen nitelikli üniversitelere girmenin rekabet nedeniyle giderek zorlaşması… Üniversitelerde genel nitelik düşüşü, mezuniyet sonrası ülke içinde tatmin edici iş bulma sıkıntısı nedeniyle yurt dışında okuduktan sonra farklı ülkelerde çalışma ve yaşam olanaklarından yararlanma ve yurtdışında iyi bir üniversite diplomasının sağlayacağı prestijden yurtiçinde yararlanma umudu olarak sayabiliriz.
Yurt dışına beyin göçü konusuna da değinelim. Türkiye’de özellikle temel bilimler alanında henüz yeterli gelişmeyi sağlayamadık. Bu bakımdan, bir genç temel bilimlerde, nanoteknoloji, biyoteknoloji mühendisliği, genetik mühendisliği, yapay zeka gibi birtakım alanlarda yetenekliyse, gelecek vaat ediyorsa bu konuda en iyi yetişebileceği yere gitmeli, dünyanın en iyi bilim kurumlarını laboratuvarlarını hedeflemelidir. İnsan öncelikle kendisine karşı sorumludur ve kendisi için en iyisini yapmalıdır. Temel bilim alanlarında çok nitelikli, çok başarılı gençlerin bu amaçla yurt dışına gitmelerinde bence sakınca yok, fayda var. Türkiye’de gelişme olanağı yeterli olmayan bir gencin yurt dışında bu olanağa kavuşması bence olumsuz anlamda beyin göçü değil. Burada ülkemiz bakımından önemli olan ve yapılması gereken, devletin söz konusu yeteneklerimizle sürekli irtibat halinde olması, yurt dışında çalışan yetenekli Türk gençlerinin bilgi birikimleriyle geri dönüşleri için gerekli ortamı hazırlaması, yatırımı yapması, kısaca tutarlı ve iddialı bilim politikası geliştirmesidir. Kısacası, ülkemiz bakımından önemli olan bu yeteneklerimizden yararlanma olanaklarını planlamaktır.
Bu mutlaka ülkeye geri dönmek anlamına da gelmeyebilir. Yurt dışındaki çok önemli bilim merkezlerinden birinde çalışan vatandaşlarımız ile işbirliği içinde gençlerin söz konusu merkezlere burslu gönderilerek doktora ve post doktora çalışmaları yapmaları da planlanmalıdır. Yurt dışında yerleşik böyle bir yetenek, bilgi birikimi havuzundan ülkemiz nasıl yararlanır, bunun planlaması yapılmalı ve uygulanmalıdır.
Nitelikli beyin göçü dışında kalanlara ve tartışma yaratan YÖK kararına dönersek, bu yönetmelik değişikliğinden etkilenecek öğrencilerin durumu ne olacak?
“DÜNYA SIRALAMASINDA İLK 400'E GİREN ÜNİVERSİTELERDEN BİRİNDEN MEZUN OLAN KİŞİLERİN DİPLOMALARI YÖK TARAFINDAN DOĞRUDAN TANINACAK”
- Resmi gazete yayınlanan yönetmelik metni önümde ve burada tıp, diş hekimliği, eczacılık ve hukuk alanları özel olarak sayılmış.
- Yönetmeliğe göre, dünya sıralamasında ilk 400'e giren üniversitelerden birinden mezun olan kişilerin diplomaları Türkiye’de denklik sürecine girmeden YÖK tarafından doğrudan tanınacak.
İlk 400 ile 1000 arasında yer alan bir üniversiteden mezun olanlar, bugüne kadar olduğu gibi Türkiye’de denklik işlemlerini yerine getirecekler.
İlk 1000 in altında kalan üniversitelere gidecek olanların ileride diplomalarının tanınması için ise, kaydını yaptırdığı sene önce YKS'ye girerek Türkiye’de ilgili eğitim alanına ilişkin puanı alma ön şartını getiriyor. Örneğin, ilk bin dışında yabancı hukuk fakültesine kayıt yaptıran öğrenci kayıt yaptırdığı yılın YKS sınavına girerek bir hukuk fakültesine kayıt yaptırmak için gerekli asgari puanı alacak, yurt dışında eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’de denklik işlemlerini yapabilecek.
İnsan öncelikle kendisine karşı sorumludur ve kendisi için en iyisini yapmalıdır. Temel bilim alanlarında çok nitelikli, çok başarılı gençlerin bu amaçla yurt dışına gitmelerinde bence sakınca yok, fayda var. Türkiye’de gelişme olanağı yeterli olmayan bir gencin yurt dışında bu olanağa kavuşması bence olumsuz anlamda beyin göçü değil.
“BANA BU YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİNİN AMACINI UYGUN BULUP BULMADIĞIMI SORUYORSANIZ, BEN BU KARARI OLUMLU BULUYORUM”
- Değerli hocam biliyorsunuz, bu değişiklik YKS sınavına neredeyse 90 günden az bir süre kala ve üstelik başvuru tarihi bittikten sonra yayınlandı. Yurt dışında okuyacağım düşüncesiyle YKS'ye hiç başvurmamış ilk bin üniversiteye gidemeyecek çocukların bir hak kaybı söz konusu mu?
- İdare hukuku bakımından incelenmesi gereken bir konu. İdare hukukçusu değilim, bu nedenle kesin bir şey söylemek istemiyorum. YKS başvuru tarihleri geçtikten veya sınava hazırlık için yeterli zaman bırakılmadan böyle bir kararın alınması halinde idari işlemde bir sakatlıktan söz edilebilir. Yönetmelik değişikliği Resmi Gazete’de 15 Mart 2024'te, yani üniversite sınavına girmek için kısa bir süre kalmış iken yayınlanıyor. Bundan olumsuz etkilenecekler mutlaka olacaktır. Üniversite sınavına hazırlanmamış, “Ben nasıl olsa yurt dışında okuyacağım” diyen ve yurt dışından kabul aldığı üniversite de ilk binin içinde yer almayanlar bakımından idari yargıdan sonuç alma olasılığını konunun uzmanı ile konuşmalısınız.
Diğer yandan bana bu yönetmelik değişikliğinin amacını uygun bulup bulmadığımı soruyorsanız, ben bu kararı olumlu buluyorum.
Türkiye'nin ileriye yönelik eğitim ve sosyoekonomik yapılanmasında ciddi bir planlama olmadığı için bu sorunları yaşıyoruz. Her alanda şuna bakılabilir, Türkiye’de bir bölümden mezun olanların sayısı nedir ve bu bölümden ülkenin istihdam edebileceği insan sayısı nedir?
Bu planlamalar olmadığı için nitelikte ciddi sorunlar yaşıyoruz.
Örneğin hukuk gibi bir meslek genel, herhangi bir eğitimin konusu değildir. Yüksek nitelikli seçkin meslek eğitimidir, daha doğrusu öyle olmalıdır. Halbuki, Türkiye’de hukuka biçki nakış kursu muamelesi yapılıyor. Kıbrıs’takiler de dahil Türkiye’de 90 tane hukuk fakültesi var. Sayısını bilmediğim kadarı da açılmak için sıra bekliyor. Halen hukuk fakültelerinde okuyan toplam öğrenci sayısı da doksan bin civarında. Bunların üstüne bir de yurt dışında okuyanlar ve onların denkliği meselesi çıkıyor. Bu anlamda kararı olumlu buluyorum. Yurt dışında hukuk okuyacaksan, doğru düzgün bir hukuk fakültesinde oku. Adı sanı olmayan bir yerin diploması ile dönecekse bu öğrencinin yurt dışına gitmesinin bir anlamı yok.
“YURT DIŞINDA HUKUK OKUYACAKSAN, DOĞRU DÜZGÜN BİR HUKUK FAKÜLTESİNDE OKU”
- Hocam bu çerçevede sizin biraz önce yukarıda da kısaca değindiğiniz gibi, yurt dışında okumak isteyen gençler kendileri ve ülkesi adına yararlı olabilmek adına nasıl bir bakış açısı sergilemeli?
- Birincisi, hangi ülkede nasıl bir üniversitede ne üzerine eğitim alındığı önemli. Bu nitelikli insan da belli alanlarda aranıyor. Her ülkenin kendine göre belli alanlarda uzmanlaşmış bir takım aradığı insanlar var.
Tıp için konuşmak gerekirse Türkiye dahil dünyanın her tarafında bir doktor açığı var. Dolayısıyla Avrupa'da, Amerika'da doktorlar kolaylıkla iş buluyorlar. Yurt dışında tıp okumaya gitmek normal karşılanabilir.
Ama orada da şu var, hangi sıralamaya giren kaçıncı tıp fakültesinden mezun olunacak, bunun şartlarını da iyi araştırmak gerekli…
Yurt dışında hukuk okuyanlar, Türkiye'de eğer çalışmak istiyorlarsa denklik süreçleri zor ve zahmetli oluyor. Yurt dışında diploma aldıktan sonra burada tanınması için en az iki, iki buçuk yıl daha bir hukuk fakültesinde fark derslerini alması gerekiyor.
Örneğin hukuk gibi bir meslek genel bir eğitim konusu değildir. Bir de bu yurt dışında okuma ve denklik meselesi çıkıyor. Bu anlamda kararı olumlu buluyorum. Yurt dışında hukuk okuyacaksan, doğru düzgün bir hukuk fakültesinde oku.
Orada da kolaylık sağlamış, “yurt dışında ilk 400'e giren fakültede okuyorsan burada denklikle zaman kaybetmeden doğrudan diplomanı da tanıyacağım” diyor. Gidip de dünya sıralamasında bilmem kaç bininci okulun diploması ile de gelmesin, bu öğrencinin yurt dışına gönderilmesinin de çok anlamı yok.
Kıbrıs’takiler de dahil Türkiye’de 90 tane hukuk fakültesi var. Sayısını bilmediğim kadarı da açılmak için sıra bekliyor. Halen hukuk fakültelerinde okuyan toplam öğrenci sayısı da doksan bin civarında. Bunların üstüne bir de yurt dışında okuyanlar ve onların denkliği meselesi çıkıyor. Bu anlamda kararı olumlu buluyorum. Yurt dışında hukuk okuyacaksan, doğru düzgün bir hukuk fakültesinde oku. Adı sanı olmayan bir yerin diploması ile dönecekse bu öğrencinin yurt dışına gitmesinin bir anlamı yok.
“İLK 1000’DE YER ALMAYAN ÜNİVERSİTELERİN TIP, DİŞ HEKİMLİĞİ, ECZACILIK VE HUKUK BÖLÜMLERDE OKUYACAKLAR İÇİN YKS’YE GİRME VE BAŞARI ŞARTINI YERİNE GETİRME ZORUNLULUĞU OLACAK”
- Şu ana kadar konuştuklarımızdan anladığım kadarıyla bu değişiklik tıp, diş hekimliği, eczacılık ve hukuk dışındaki yüksek teknoloji, mühendislik gibi dalları pek dikkate almıyor… Bu bağlamda sınırlı bir yönetmelik olduğu için geniş kitlelerde büyük bir infial uyandırmasının anlamı pek yok mu?
- Bence yok. Saydığı alanlar Türkiye’de hesapsızca çok sayıda fakülte açılan ve YÖK’ün son yıllarda asgari taban puanı uygulamasıyla sınırlama getirmeye çalıştığı alanlar. İlk 1000’de yer almayan üniversitelerin tıp, diş hekimliği, eczacılık ve hukuk bölümlerde okuyacaklar için YKS’ye girme ve asgari taban puanı sağlama koşulunun amacı bu. Diğer bölümler için ise YKS’ye girme zorunluluğu bulunmuyor. Diğer alanlarda yapılacak denklik başvurularında önceden olduğu gibi müracaatlar bireysel olarak incelenerek karar verilecek.
“SALT YURT DIŞINDA OKUMAK KENDİ İÇİNDE ANLAMLI BİR AMAÇ DEĞİL, ÖNEMLİ OLAN ÜLKE İÇİNDE VE DİĞER ÜLKELERDE İSTİHDAM OLANAKLARININ ARAŞTIRILARAK BİLİNÇLİ BİR KARAR VERİLMESİ”
- Hocam bu çerçevede sizin biraz önce yukarıda da kısaca değindiğiniz gibi, yurt dışında okumak isteyen gençler kendileri ve ülkesi adına yararlı olabilmek adına nasıl bir bakış açısı sergilemeli?
- Yurt dışında çeşitli alanlarda okuyanların büyük çoğunluğu ülkeye dönüp iş arıyor ve yurt içinde okuyanlar gibi pek çok alanda yine işsizlik sorunu yaşıyor. Bu bakımdan salt yurt dışında okumak kendi içinde anlamlı bir amaç değil.
Önemli olan ülke içinde ve diğer ülkelerde istihdam olanaklarının araştırılarak bilinçli bir karar verilmesi. Her ülkenin kendine göre nitelikli işgücü açığı var. Örneğin, Türkiye’de bilgisayar mühendisi arzı fazla, talep az iken farklı ülkelerde bilgisayar mühendisi arzı az, talebi ise fazla. Dünya üzerinde yetenek göçü bu arz ve talebe göre şekilleniyor.
Gençlerin, yurt dışında eğitimin bu alanda çalışan şirketlerin kar güdüsüyle pompaladığı bir sektör olduğunu iyi anlamaları, hayale kapılmadan kendisini, yeteneklerini ve hedeflerini gerçekçi biçimde değerlendirmeleri, yurt içi ve dışındaki istihdam olanaklarının neler olabileceğini tartmaya çalışarak kendilerini kaptırmadan sağlıklı karar vermeleri gerekiyor.
AWS Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, teknolojinin sihirli gücü ‘Bulut’u anlattı
Türkiye’ye her yıl 2 milyar dolar kazandıran davanın mimarı Can Baydarol konuştu
Tijen Mergen’in Türk kadınına yönelik ‘ön yargıyı’ yıkan mücadelesi!
Usta borsacı Üzeyir Doğan’la konuştuk... İşte bomba öneriler, uyarılar ve büyük sürpriz beklentisi
SPD Milletvekili Yüksel, Almanya’nın büyük ihtiyacı ‘genç kalifiye göç’ü anlattı
Genç finansal danışman, girişimci Bikem İnce İnanç’tan ‘bilimsel ihracat’ uyarısı
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.