Davutoğlu'na göre altın harflerle yazılacak
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, muhalefetin Filistin politikasına yönelik eleştirilerine böyle yanıt verdi
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Filistin politikasına yönelik eleştirilere "Türk milletinin tarihine altın harflerle yazılacak Filistin politikamız var. Filistin davamızda utanılacak hiçbir şeyimiz olmaz" diye cevap verdi.
A Haber'de soruları yanıtlayan Davutoğlu, Gazze'deki duruma ilişkin, hem ateşkesin sağlanması hem de açık hapishane şartlarını iyileştirecek bir sürecin başlatılmasını sağlayacak çalışma yaptıklarını ifade etti.
HASTANELERE MAZOT YARDIMI ÇABASI
Gazze'de bir yandan ateşkes sağlanmaya çalışılırken bir yandan da hayatın sürdüğüne işaret eden Davutoğlu, bölgede dün bütün mazotun bittiğini ve hastanelerin bile çalışamayacak hale geldiğini hatırlattı. Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Bunların temin edilip Gazze'ye intikal ettirebilmesi için İsrail ile de Mısır ile de temas kurmaktan başka türlü Gazze'ye ulaşmak mümkün değil. Dün TİKA mazotu temin etti ve onun Gazze'ye intikali için çalışmalar sürüyor. Bu konuda Türkiye dışında alanda bu işi yapabilecek kapasitede başka kimse yok."
ATEŞKES GÖRÜŞMELERİ
Filistin konusunda hem ABD Dışişleri Bakanı John Kerry hem Hamas'ın Siyasi Büro Şefi Halid Meşal hem de Katar Dışişleri Bakanı Halid bin Muhammed el-Attiye ile her gün görüşerek görüş ayrılıklarını gidermeye çalıştıklarını anlatan Davutoğlu, "Birlikte bir taslak üzerinde çalışmalarımız sürüyor. Ümit ederiz birkaç gün içinde hayırlı bir noktaya geliriz. Bizim için önemli olan ateşkes ve insani yardımın devam etmesi hedeflerini gerçekleştirmek" diye konuştu.
Kürecik'teki füze kalkanı tesisleri konusunda muhalefetin iddialarını değerlendiren Davutoğlu, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'in tesislerin sadece NATO'ya hizmet ettiğini açıkladığını anımsattı. Kürecik'in çevre bölgelerde tansiyon yükselince Türkiye ve NATO'nun güvenliğini sağlamak için tesis edildiğini vurgulayan Davutoğlu, "İsrail'in bilgi aktarımına ihtiyacı yok. Kürecik olmasaydı İsrail güvenliğini terk etmiş mi olacaktı. İsrail kendi güvenliğini zaten en sofistike araçlarla sağlıyor. Burada dürüst olmak lazım" dedi.
Türkiye'nin 2009'dan beri İsrail ile herhangi bir ortaklığı olmadığını söyleyen Davutoğlu, Mavi Marmara'dan bu yana hiçbir Türk ve İsrail askerinin bir oda içinde bir arada bulunmadığının altını çizdi.
ESAS NİŞAN FİLİSTİNLİLERİN KALBİNDE VERİLENDİR
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun "Sayın Abbas’ın bana söylediklerini açıklarsam çok ayıp olacaktır" ifadelerine yönelik soruya Davutoğlu, şu yanıtı verdi:
"İhsanoğlu'nun ne kastettiğini bilemem. Ama Abbas ile her zaman dürüst ve açık görüşmelerimiz olmuştur. Bazen görüş ayrılıkları da olur. Bunlar utanılacak şeyler değildir. Abbas bizim dönemimizde TBMM'ye konuşmuştur. Bizim, Türk milletinin tarihine altın harflerle yazılacak bir Filistin politikamız var. Filistin davamızda utanılacak hiçbir şeyimiz olmaz."
BU NİŞAN GÖREVDEN AYRILAN ÇOĞU TÜRK BÜYÜKELÇİLERİNE VERİLDİ
İhsanoğlu'na Filistin tarafından verilen Kudüs Yıldızı Nişanı'nın hatırlatılması üzerine Ahmet Davutoğlu, "İhsanoğlu'nun en büyük merakı her türlü aracıyı da koyarak herkesten nişan almak. Bu nişan görevden ayrılan çoğu Türk büyükelçilerine verildi. Esas nişan Filistinlilerin kalbinde verilen nişandır" ifadesini kullandı.
ŞAHSIMLA İLGİLİ İKBAL PEŞİNDE KOŞMAK İHANET
Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda kendisinin başbakan olacağı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine ise yoğun ve olağanüstü misyonların omzunda olduğu dönemlerde şahsıyla ilgili bir ikbal peşinde koşmanın ihanet olacağını vurguladı. "Şu anda beklemeye tahammülü olmayan işler var. Bu trafik içinde, Gazze yanarken şahsi bir şey için temas yürütmemiz ahlaki de değil" diyen Davutoğlu, AK Partililerin üzerinde anlaştığı dava ahlakının siyasetin üstünde olduğunun altını çizdi.
İç siyasete yönelik olarak, tartışılan başkanlık rejimini de değerlendiren Bakan Davutoğlu, 12 Eylül anayasasıyla verilen cumhurbaşkanının fren rolünün AK Parti kökenli bir cumhurbaşkanı olarak Abdullah Gül vasıtasıyla kaldırıldığını belirtti. Davutoğlu, yetkilerin zaten tanımlandığını, önemli olan şeyin cumhurbaşkanlığı makamının 12 Eylül dönemindeki kalıbın dışına çıkması olduğunu vurguladı.