Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
İnsanların birden fazla görevi yapmaya veya aynı anda birkaç bilgi akışına katılmaya çalıştığı çoklu görev, yaygın bir deneyim olarak karşımıza çıkıyor. İçinde olduğumuz dijital çağda bitmek bilmeyen bildirimler ve bir şeyleri kaçırma korkusu bizi sosyal medya haberlerini kontrol etmeye sevk ediyor. Oysa bu durum televizyon açıkken ödevlerini yapan ya da gazete okuyan öğrenciler ya da büyüklerimizi düşününce uzun süredir devam ediyor.
Peki neden bu kadar çok görev yapıyoruz? Asıl motivasyon, ‘heyecan arayışı’ gibi görünüyor. Psikologlar Robert Yerkes ve John Dillingham Dodson tarafından 1908 yılında ortaya atılan 'optimal uyarılma motivasyon teorisi'ne göre, insanlar optimal düzeyde bir uyarım arıyor ve bunları çok azı sıkıcı, büyük bölümü ise bunaltıcı oluyor. Uyarılma seviyemiz çok düşük olduğunda, yeni görevler veya bilgiler aracılığıyla bir heyecan arıyoruz. Birincil görevimiz yeterince teşvik edici olmadığında çoklu görev muhtemelen bu amaca hizmet ediyor. Özetle o an yaptığımız şeyden sıkılıyor ve can sıkıntımızı hafifletmek için çoklu görev yeteneğimizi kullanıyoruz.
Çoklu görev daha mutlu hissetmemizi sağlıyor
Dahası, seçime bağlı olarak çoklu görev yaptığımızda, bu kendimizi iyi hissetmemizi bile sağlıyor. Psyche.co’dan Virginia Clinton-Lisell’in değerlendirme yazısına göre, bir çalışma, üniversite öğrencilerinin, yalnızca bir etkinliğe katılmalarına kıyasla, daha fazla ek görevlere gönüllü olarak katıldıklarında daha mutlu hissettiklerini bulguluyor. Muhtemelen, çoklu görevlerin can sıkıntısını hafifletme işlevi nedeniyle mutlu hissediyoruz.
Ayrıca, bir iş toplantısı sırasında e-postanızı kontrol etmek veya bir dersi dinlerken başka bir dersin ödevlerini tamamlamak gibi, aynı anda birden fazla görevle meşgul olduklarında insanların daha verimli olduklarını düşündüğü de bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Buna bağlı olarak, işin ve evin talepleri de çoklu görev yapmamızı veya bunu denememizi gerektirebiliyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, birçoğumuzun çoklu görev yapmasının sebeplerinden bazıları bunlar; peki çoklu görevlerin sonuçları neler? Çoklu görevin verimli olduğuna dair algılara rağmen, çalışmalar genellikle bir seferde bir görev yapmanın, aynı anda iki görevi yapmaktan daha verimli olduğunu gösteriyor. Bunun nedeni, insan beyninin belirli bir zamanda ne kadar bilgiyi işleyebileceği konusunda sınırlı bir kapasiteye sahip olması olarak gösteriliyor. Bu, özellikle, bir makale okumak ve yazılı mesajlaşma gibi iki görev benzer olduğunda daha doğru bir teşhis oluyor çünkü aynı zihinsel kaynağa daha fazla yük binmiş oluyor. Bununla birlikte, görevler araba kullanmak ve sohbet etmek gibi farklı kaynakları kullansa bile, yine de daha düşük görev performansına yol açabiliyor.
Çoklu görevin verimli olduğuna dair algılara rağmen, çalışmalar genellikle bir seferde bir görev yapmanın, aynı anda iki görevi yapmaktan daha verimli olduğunu gösteriyor. Bunun nedeni, insan beyninin belirli bir zamanda ne kadar bilgiyi işleyebileceği konusunda sınırlı bir kapasiteye sahip olması olarak gösteriliyor.
Çoklu görevlerden kaçamayız
Bu çeşitli bulgular, çoklu görevin kötü olduğu ve ne pahasına olursa olsun kaçınılması gerektiği fikri üzerinde birleşiyor gibi görünebilir ama aslında bu bulgular, insanların çoklu görevden kaçınamayacaklarına ve bunu mutlaka denemeleri gerektiğine işaret ediyor.
Bilişsel kaynaklarımız sınırlı olduğu için, dikkatimizi yalnızca sınırlı bir süre için tek bir göreve odaklayabiliyoruz. Telefonumuzu uçak moduna almak iyi bir tavsiye gibi görünebiliyor ancak çoğu zaman başkalarına yanıt olma ihtiyacımız nedeniyle bu pratik bir yolmuş gibi durmuyor.
Çoklu görev yapmanın öğrenmeyi engellediğinin söylenmesi ise örneğin öğrencileri çoklu görev yapmaktan alıkoymuyor görünüyor. Bu nedenle, çoklu görevden kaçınılması gerektiğini tavsiye etmek yerine, insanın uyarılma ihtiyacı ve sınırlı bilişsel kaynakları göz önüne alındığında, öğrenme için en uygun koşulları yaratmayı amaçlayan daha gerçekçi bir yaklaşıma ihtiyaç var gibi gözüküyor.
Kağıt ciddiyete davet ediyor, ekranlar ise eğlenceye
Bu konuda en belirgin etkenin dijital cihazlardan ziyade kağıttan okumanın avantajlı olup olmadığında düğümleniyor. Araştırmalar, okuduğunu anlama açısından kağıttan okumanın ekranlardan daha verimli olduğunu söylüyor, yani insanlar bir kitaptan veya dergiden okuduklarını bir bilgisayardan, tabletten veya akıllı telefondan okumaya kıyasla daha iyi anlıyor. Bunun nedeni, kağıdın metnin önemli olduğuna dair bağlamsal bir ipucu vermesi, ekranların ise eğlenceli, kolay görevlerle ilişkilendirilmesi veya insanların genellikle kağıt üzerinde okumayı tercih etmesi olabilir.
Peki çoklu görevlerin okuduğunu anlama üzerinde bir etkisi bulunuyor mu? 1.686 katılımcıyı içeren 22 araştırma sonucunda, şaşırtıcı olmayan bir şekilde, çoklu görevlerin okuduğunu anlama üzerinde genel olarak olumsuz bir etkisi olduğu ortaya çıkıyor. Ancak çoklu görev, farklı koşullarda okuduğunu anlamayı aynı şekilde etkilemiyor. Bireyler kendi hızlarında okuyabildiklerinde, çoklu görevler daha yavaş okumalarına rağmen anlamalarını etkilemiyor. Böylece birden fazla görev yapabiliyor ve yine de okuduğumuzu iyi anlayabiliyoruz.
Araştırmalar, okuduğunu anlama açısından kağıttan okumanın ekranlardan daha verimli olduğunu söylüyor.
Ayrıca araştırmalar, çoklu görevlerin, ekrandan ziyade kağıttan okurken anlamayı daha fazla engellediğini gösteriyor. Bu, farklı görevler arasındaki fiziksel mesafe nedeniyle gerçekleşiyor.
İnsanlar dijital çağda birden fazla kaynaktan gelen bilgi akışına alıştıkça çoklu görev becerilerinin geliştiğine dair yaygın bir inanç da oluşuyor. Bununla birlikte, çalışmalar, insanların yeteneklerinin çoklu görevler sayesinde geliştiğini göstermiyor. Bunun nedeni ise daha fazlasını yapmasını beklesek bile bilişsel kaynaklarımızın belli bir sınırın üzerine çıkamaması olarak gözüküyor.
Çoklu görevleri kolaylaştırmak
Zor olabilen uyarılma seviyenizi düzenlemek için çoklu görev kullanmak yerine, molalar planlamayı deneyebilir ve birincil görevinizin belirli bir miktarını tamamladıktan sonra eğlenceli bir oyalanmaya izin verebilirsiniz.
Ayrıca, çoklu görevlerden ve kafa karışıklığından kaçınmanıza yardımcı olabilecek 'ikincil görevler'i çalışmanıza dahil ederek okumayı daha teşvik edici hale getirebilirsiniz. İkincil görevler, kendileri okunmayan ancak okurken metinle ilgili soruları yanıtlamak, dijital metinlere gömülü videoları izlemek gibi okuduğunu anlamaya yardımcı olabilecek görevler anlamına geliyor; örneğin ‘not almak’, güzel bir ikincil görev örneği olarak öne çıkıyor.
Dijital metinlerin sağladığı olanaklar bu nedenle özellikle yararlı olabiliyor. Dijital metinler, kağıt metinlerle mümkün olmayan, anında geri bildirim içeren gömülü testler sunabiliyor. Ek olarak, dijital metinlerde, metindeki bilgileri açıklamak veya detaylandırmak için gömülü video bağlantılar da olabiliyor.
Okurken not almak metnin içeriğine odaklanmanıza yardımcı olacaktır çünkü görevinize böylece daha aktif olarak dahil olursunuz ve dikkatinizi dağıtmak daha da zorlaşır. Video derslerden öğrenmeyle ilgili yapılan bir çalışma da, ders sırasında not almanın zihinde gezinmedeki azalma nedeniyle dersi anlamayı iyileştirdiğini gösteriyor.
Sonuç olarak, çoklu görevlerin yeni bir fenomen olmadığını bilmek gerekiyor. Onların ortadan kaldırılabileceğini düşünmek de pek gerçekçi gözükmüyor. Kısacası, çoklu görevi artık insan doğasının bir parçası olarak kabul etmek en makul yaklaşım gibi gözüküyor.
Uzaktan çalışmanın karanlık yüzü
Strateji geliştirmenin ipuçları
Yetenekli insanlar liderlik etmekte neden isteksizdir?
Günümüzün stratejik liderleri: CFO’lar
Başarısız liderleri koltuğa yapıştıran 4 şey
Liderleri yaptıkları değil yapabilecekleri için işe alın
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.