Çocuklarımla ilişkimde sanatın etkisi var

Türkiye gündeminin en yoğun olduğu günler.Birkaç saat hayattan kopsan, bir sürü yeni gelişme oluyor, herkesin gözü haber sitelerinde. İşte böyle bir günün akşamında, Türkiye’nin en büyük gruplarından Yıldız Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı, grup başkanları, genel müdürlerinden oluşan 40 kişilik bir ekip, mesaiyi erken bitirip hep birlikte bir sergi geziyorlar. 
Dev mermer heykellerin önünde uzun uzun durup arada kendi aralarında konuşup gülüşerek yorum yapıyor, şakalaşıyorlar. Tıpkı bir okul gezisi neşesi. Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker’in sanat merakını biliyoruz.Haberturk'ten Esen Evran'ın haberine göre  Hiçbir sergiyi kaçırmamaya çalışıyor. Ama Ülker, birkaç yıldır, iş saatlerini paylaştığı yöneticileri de bu sergilere dahil etmiş. 
Bugüne kadar 11 sergiyi, holdingin beyin takımı ile birlikte gezmiş. Geçtiğimiz salı Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki Anish Kapoor sergisini gezen ekibe ben de davetliydim. Murat Ülker modern sanata da meraklı. Sergiyi anlatan sanat danışmanı Banu Küçüksubaşı, heykellerin önünde durup “Burada ne görüyorsunuz” diye soruyor. Herkes farklı bir şeye benzetiyor gördüğünü. İşte Murat Bey, serginin başında sorduğum, “Bu buluşmaları niçin yapıyorsunuz?” sorusunu o anda yanıtlıyor: “İş arkadaşlarımla birlikte sergi gezerken, herkesin bir esere farklı açılardan baktığını görüyorum. Modern sanat bana, ‘aynı ürünü farklı özellikler taşıyan tüketiciler nasıl yorumlar, ben bu ürünü ona nasıl sevdiririm, algı yönetimini nasıl yaparım?’ konularında ipuçları da veriyor.” Yöneticileriyle iş dışında zaman geçirmeyi önemseyen Murat Ülker, bunun özellikle kültürsanat alanında olmasına özen gösteriyor. Çalışanların sanatsal bakış açıları geliştirmesinın, yaptıkları işe olumlu yansıyacağını düşünüyor, “Sanatı okuyan, insanı ve işi de okuyabilir” diyor.
“KOLEKSİYONER DEĞİL SANATSEVERİM”
Murat Ülker’le, iş dünyasının son dönemde sanata olan ilgisi hakkında da konuşuyoruz. “Kendimi bir koleksiyoner olarak değil sanatsever olarak ifade etmeyi tercih ediyorum” diyor ve ekliyor: “Çünkü her ne kadar sanat eseri satın alıyor olsam da, bana göre, asıl, eserler sahiplerinin koleksiyonunu yapıyor. Satın aldığım eserleri, sanatçıların bana bıraktığı emanetler olarak görüyorum. Onun için satın aldığım ya da bir müzede gördüğüm eserin geçmişini de merak ederim. Bir eser bana gelinceye kadar ya da bir müzede sergileninceye kadar kaç ev değiştirmiş merak ederim. Kendimi çağdaş sanat ya da klasik sanatsever olarak tanımlamıyorum. Aldığım eserleri, “Bu tablo ya da iş ileride çok değer kazanır” gibi bir bakış açısıyla seçmiyorum. Hikâyesinden, renklerinden etkilendiğim, bende iz bırakan eserleri alıyorum.”
"ÇOCUKLARIMLA İLİŞKİLERİMDE BİLE SANATIN ETKİSİ VAR"
Burhan Doğançay’ın, Murat Ülker’in üzerindeki etkisi büyük. Onunla uzun sohbetler yapma fırsatı da olduğunu biliyoruz. Diyor ki “Ne kadar çok eser görür, ne kadar çok ressam tanır, müze gezer, okur, sohbet ederseniz o kadar eğitiliyorsunuz. Burhan Bey’le uzun saatler süren sohbetlerimiz olurdu. Onun anlattıkları sadece resim dünyasına ilişkin değildi, hayata dair o kadar hisse alınacak anekdotlar paylaşmıştı ki, hâlâ o ifadelerini nasihat gibi hatırlamaktayım. Çocuklarımla olan ilişkilerimde bile onun anlattıklarını rehber gibi gördüğüm olmuştur.” 
Murat Ülker, sanat eserlerinin dünyayı ve insanları anlamak bakımından önemli bir görev üstlendiğine inanıyor. “Çünkü” diyor, “Her sanatçı yaşadığımız dünyayı kendi hayal gücüyle, bakış açısıyla yorumlamış. Kendinizinkinden farklı bir izahı görmek için, ressamlar ve eserleri iyi bir alternatif sunuyorlar.” Yıldız Holding, bu yıldan itibaren Venedik Bienali’nde açılacak olan Türk Pavyonu’nun da 20 yıllık destekçileri arasında. Bunun dışında Hüsamettin Koçan’ın Bayburt’ta kurduğu Baksı Müzesi’ne de destek veriliyor. Desteklenen bütün sanat etkinliklerinde çocuklara da ayrı bir platform yaratmaya özen gösteriliyor.
KAPOOR’UN ERDEM ADLI HEYKELİ
Hint asıllı İngiliz heykeltraş Anish Kapoor’un onlarca tonluk eserleri Türkiye’ye 9 tır ile taşındı. Erdem adlı bu heykel de en ilgi çekici