Çin'in kararı Türkiye'yi nasıl etkiler
Üst üste iki gün yüzde 1.8 ve 1.6 devalüasyona gitmesi, kambiyo rejimi katı olan Çin'in yuanı serbest piyasa koşullarına yaklaştırması anlamı taşıyor
Uluslararası piyasalarda bu haftanın en çok konuşulan olayı, Çin'in salı ve çarşamba günü üst üste yüzde 1.8 ve yüzde 1.6 oranlarında yuanı devalüe etmesiydi. Çin'in kararı "Kur savaşları yeniden başlıyor mu" yorumlarına yol açmıştı. Uğur Gürses, Hürriyet'teki yazısında Çin'in devalüasyon kararını ve bu kararın Türkiye'ye etkilerini yazdı.
İşte Gürses'in o yazısı:
Çin parası yuan Salı günü yüzde 1.8, dün de yüzde 1.6 değer kaybetti. Bu kur hareketi, 1994'den bu yana en yüksek günlük kur hareketleri sayılıyor. Bu hareket, bir devalüasyon çabasından daha fazlasını içeriyor; olasılıkla serbest kur rejimine yani 'dünya parası' olmaya kapıları aralamanın çabası.
'Çin kur savaşı başlattı' denilerek şaşkınlıkla karşılanmasının nedeni, yuandaki uzun bir süredir devam eden değerlenme süreci idi; Çin karar mı değiştirmişti? Temmuz ayı ihracatı önceki yıla göre yüzde 8.3 düşen, ekonomik büyümesi de son 10 yılın en düşük oranı olan yüzde 7.4'e gerileyen Çin, devalüasyonla ihracat ve büyümesine destek mi sağlama düşüncesine mi yol veriyordu?
Bu adım, güçlü olasılıkla; kambiyo rejimi katı olan Çin'in, son yıllardaki reform dalgasını büyüterek, parası yuanın da serbest piyasa koşullarında dalgalanmaya bırakma eşiğine yaklaştığını düşündürüyor. Orta vadede; giderek bu kur bandını açıp, piyasa koşullarında parasının değerinin oluşmasına izin verecek.
Çin Yuanı, uzun bir süre ülkenin ekonomik dengelerini yansıtmadı; Çin yönetimi, ülke dış ticaret fazlası vermesine rağmen parasını değersiz tutmak için çaba gösterdi. 1995-2005 arası dönemde devasa dış ticaret fazlasına karşın parasını nominal olarak dolar karşısında 8.27'de sabit tuttu. 2005-2008 krizi arasında, ABD yönetiminin 'döviz manipülatörü' suçlaması ile baskı altında, olması gerekene yani parasının değerlenmesine kontrollü biçimde izin verdi. 2008 sonunda 6.82'ye gelen Yuan, Mayıs 2010'a kadar burada kaldı. Haziran 2010'dan sonra yeniden değerlenme sürecine izin verildi; 2013 sonunda 6.05'e kadar değerlenmişti. 2013 sonundaki reform dalgasıyla beraber 2014 başından itibaren, zaman zaman değer kaybına da izin verildiği gözlendi. Pazartesi günü dolara karşı 6.21'den kapatan yuan, Salı ve Çarşamba günleri değer kaybıyla 6.44'e kadar geldi.
Salı günü kur sisteminde neyi değiştirdi?
Çin Merkez Bankası, günlük olarak kurda orta nokta belirliyor ve kurun yüzde 2 yukarı ve aşağı gitmesine izin veriyor. Orta noktayı kaydırdığında, kur da o merkez etrafında oluşan bant içinde oynuyor. Bir gün sonraki kur, bir önceki günün sabahında belirlenen resmi kura (orta nokta) bağlı olarak belirlenirken, Çin Merkez Bankası Salı günü, "önceki günün piyasa kapanışına' bağlı olarak belirleneceğini ilan etti. Bu tabii ki bir kur zıplaması yarattı ancak getireceği sonuç; kurların piyasa koşullarına göre belirlenmesi demek.
Olasılıkla Çin Merkez Bankası, şimdi piyasaya göre belirlenen bu bandı da zaman içinde genişletecek ve yuan müdahale edilmeden piyasa koşullarında değerini bulacak. Kur yükseldiği kadar düşebilecek de.
Türkiye ile benzetmek gerekirse Çin, Türkiye'nin 90'lı yıllarda uyguladığını yürütüyor. Olasılıkla nihai geleceği yer; 2001'de geçtiğimiz dalgalı kur rejimine geçişi olacak. Türkiye bunu krizle birlikte kontrolsüz ve bir gecede yapmak zorunda kalmıştı. Ancak Çin'in bunu kontrollü biçimde ve alıştıra alıştıra yapmak istediği çok açık.
Çin serbest kur rejimine yaklaştıkça ve de kambiyo kontrollerini kaldırdıkça parası yuan, uluslararası bir para olma yoluna girecek. Bu açıdan, başta devalüasyon olarak görülen bu gelişme Çin'in konvertibiliteye geçişinin de önemli bir kapısı olmalı.
Bize etkisi ne olur?
Çin'deki bu kur hareketine izin verilmesi devalüasyon olarak nitelendi; çünkü böyle bir gecede bu kadar yüksek bir değer kaybı görülmemiş. Oysa serbest dalgalı bir kur rejiminde, örneğin Türkiye'de; yılbaşından bu yana, paramızda günlük yüzde 1'i aşan değer artışı ya da kaybı sayısı 24 adet.
Çin'deki kur hareketi, çevre ülkelerde de değer kaybını tetikledi. Malezya, Kore, Endonezya gibi dev ülkelerin paraları da kabaca yüzde 2.5 değer kaybetti. Bu ülkeler 'gelişen ülkeler' sepeti içinde yer aldığından TL'ye de değer kaybı etkisi yansıdı. Çin etkisinin giderek azalacağını düşünüyorum. Çin Merkez Bankası'nın dün yuandaki değer kaybına yönelik satış müdahalesi yapması, Çin yönetiminin kur belirleme sistemindeki değişikliğe gitme amacının devalüasyon niyetli olmadığını ortaya koyuyor. Bu belirginleştikçe, diğer ülkelere olan yansımalar kaybolacaktır.
Sonuçta Çin Salı günü, yeni bir küresel paranın penceresini açmış oldu.