<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılık'Ciddi lisans başvuruları var'----

'Ciddi lisans başvuruları var'

'Ciddi lisans başvuruları var'
19 Kasım 2012 - 10:35 www.finansgundem.com

BDDK Başkanı Mukim Öztekin, henüz izne bağlanmamış ciddi lisans başvuruları olduğunu söyledi

BDDK Başkanı Mukim Öztekin İstanbul'da düzenlenen Ekonomi Gazetecileri Derneği Buluşmaları'nda konuştu. 
Henüz izne bağlanmamış ciddi lisans başvuruları olduğundan bahseden Öztekin, "Ancak ülkemize yönelik her başvuruya kolaylıkla izin vermiyor, Adabank örneğinde olduğu gibi titizlikle inceliyoruz" dedi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Mukim Öztekin, mevduat tarafında büyümenin kredi tarafında büyümenin altında kaldığını belirterek, "Tasarruf oranlarımız geriledi. Gelir elde etmeden harcar duruma geldik. Bu eğilimin artışı ABD ve Avrupa gibi bizi güç durumda bırakabilir. Bizim de aynı yöne tedbir almadan gitmemiz uygun değil. Onun için tasarruf oranını artırmalıyız." dedi. Öztekin, finans kurumlarının da tasarruf oranlarına katkı yapma adına uluslararası arenadan fon temin ettiğini vurguladı.
BDDK Başkanı Öztekin, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) üyeleri ile bir araya geldi. Burada ekonomiyi değerlendiren Öztekin, Fitch'in not artırımını olumlu bulurken, "Karar daha evvelden alınmalıydı. Ben Fitch'in ardından diğer reyting kurumlarının da not artırımına gideceğini umut ediyorum. Fitch'in adımı ile önemli bir aşama alındı. Buna bağlı olarak risk algımız gerileyecektir. Not artırımının ardından ülkelere yapılan portföy ve uluslararası yatırımların Gayri Safi Milli Hasıla'nın yüzde 4'ü kadar arttığı ortadadır. Yani bundan böyle faizlerin aşağı, büyümenin yukarı yönlü eğilimi şaşırtmayacak." yorumunu yaptı.
Dünya ekonomilerinde kara bulutların dolandığını anlatan Öztekin, buna mukabil Türkiye'nin iyi bir konumda olduğuna işaret etti. Fitch'in not artırımında finans sektörünün önemli rol oynadığını anlatan Öztekin, güçlü denetimin 2008 bunalımının tahribatını sınırladığını aktardı. BDDK Başkanı, Finans sektörünün 2001'de girdiği travmayı atlattığını, 2008 bunalımından da güçlenerek çıktığını dile getirdi. "Şu an kredi riski durağan olup piyasa ve likidite riski aşağı yönlüdür. Sektörün görünümü de gayet olumludur. Tek olumsuz alan yapısal faiz olup bu da yukarı yönlüdür." dedi.
Bir dönem mevduat tarafında büyüme kredi tarafında büyümenin altında kaldığından söz eden Mukim Öztekin, "Tabii tasarruf eğilimi de geriledi. Gelir elde etmeden harcar duruma geldik. Bu eğilimin arttışı Avrupa ve ABD gibi bizi güç durumda bırakabilir. Bizim de aynı yöne tedbir almadan gitmemiz uygun değil. Onun için tasarruf oranını artırmalıyız." uyarısını yaptı. Öztekin, finans sektörünün tasarruf adına önemli katkıları olduğunu, uluslararası arenada fon temin ettiğini bildirdi.
Türkiye'de kredi kullanımının arttığına temas eden Öztekin, "Sektörler uzun vadeli yatırımlar için sermaye piyasalarından yararlanır. Finans kurumlarına kısa vadeli yatırımlar için başvurur. Ama şu an makine yatırımları için dahi hisse senedine değil finans kurumlarına müracaat ediyorlar." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin 2011'de yüzde 8,5 büyüdüğünü, bu oranın 2012'de yüzde 3,1 olacağını duyuran Öztekin, ayrıca şu açıklamalarda bulundu: "Finans sektörü milli gelirde büyümeye uyumlu olarak yüzde 7,8 büyüdü. Toplam aktifler 1,3 trilyon lirayı buldu. Eylül ayı itibari ile banka adedi de oldu. 2001'den bu yana finans sektörünün önemli aşamalar aldığı ortada. 2001 temel alındığında her sene aktif toplamı yüzde 20,7 büyüdü, krediler de yüzde 32,1 arttı. Yani burada önemli merhaleler alındı. Sektörde aldığımız tedbirlerle güçlü sermaye yapısı korundu. Bir finans kurumu bunalım döneminde sermaye yeterlilik oranında güçlüklerle karşılaşmadı. Özkaynaklar ise yüzde 17,1 milyar liraya dayandı. Kredilerin mevduata evrilme oranı arttı. Krediler 755 milyar liraya vardı. Ama memnunuz krediler makul oranlara indi. Kredi artışı Kasım ayında yüzde 16,1 olup, burada bir durulma görüyoruz. Öngörülere bakıldığında yüzde 15 kar artışı ile kapatacak. Gelecek sene de aynı trend devam edecek, kredi artış oranı yüzde 14-16 bandında olacaktır. "
Bir gazetecinin, ''Mevduatın vadesini uzatmak için ne tür teşvikler verilecek-'' sorusuna Öztekin, ''Bu konuda ekonomi yönetimi harıl harıl çalışıyor. Mevduatın vadesi kısa değil. Görünümü değiştirmek ekonomideki iyileşmeye bağlı. Vadenin daha da uzaması arzumuz'' cevabını verdi.
Öztekin, bankaların mevduat faiz oranlarını belirleme noktasında Rekabet Kurumunun çalışması bulunduğunu da anımsattı.
''Şirketler kredi alamamaktan yakınıyor, bunun için kanun değişikliği olacak mı-'' sorusu üzerine ise Öztekin, ''İş dünyasının her zaman en büyük sıkıntısı yeterince kredi alamamaktır. Bu iş dünyasıyla beraberce çözülmesi gereken sorunlardan biridir. Sermaye Piyasası dediğimiz bir piyasa var. Halka arz noktasında SPK oldukça iyi imkanlar sunuyor. İş dünyamızın da bazı alışkanlıklarını değiştirip, uzun vadeli yatırımlarını ve büyüme stratejilerini sermaye piyasası araçlarına yönlendirmesi gerektiğini düşünüyorum'' diye konuştu.
Kurumsallaşma ihtiyacına dikkati çeken Öztekin, ''Kurumsallaştığımız takdirde sıkıntı yaşamayacağız. SPK'nın düzenlemesi de buna yönelik. Bankacılık Kanunu'nda ihtiyaç olduğunda da değişiklik yapılabilir. Sorun çözme açısından bankalarımıza yardımcı oluyoruz'' dedi.
Öztekin, Türkiye'deki konut kredisi Faiz oranlarına ilişkin soruyu da, ''Ben 25 yıllık bankacıyım, yüzde 100'ün altındaki faizi son 10 yılda gördüm. Rekabet ortamının artması ve bankacılık aktifinin büyümesi faizleri indirecek, sektörün büyümesine katkı sağlayacak. BDDK'nın yetki alanına rekabet unsuru girmiyor. Faizleri indirme imkanımız yok. Komisyonlarla ilgili yetki de Merkez Bankasına ait. Biz her türlü iş birliğine açığız'' şeklinde yanıtladı.
''Karşılıksız çeklerin arttığı aşikar''
Öztekin, karşılıksız çeklere ilişkin soru üzerine de, ''Karşılıksız çeklerin arttığı aşikar ama oransal olarak sadece karşılıksız çekler artmıyor, protestolu senetler de artıyor. Bu aslında ekonomik döngüyle de ilgidir. Hapis cezası aslında caydırıcılık içerse de ekonomik döngünün önemli olduğunu düşünüyorum. Çek olmadığında senet veriliyor. Büyümenin geçen yıla nazaran yavaşlamasıyla da birebir alakalı olduğunu düşünüyorum'' dedi.
Kredi katları aidatlarıyla ilgili şikayetlerde, alan bankaya 10 katı, 20 katı ceza kesiyoruz''
Gelir dağılımı, banka ücret ve masraflara ilişkin yapmayı palanladıkları düzenlemeler ve BDDK bünyesinde kurulması planlanan hakem heyeti gibi konulara ilişkin de bilgi veren Öztekin, şunları kaydetti:
''Gelir dağılımı adil değil. Başka ülkelerde de var. Gelir adil dağıtılamamış. Kimse de aksini iddia etmiyor. 'Kredi kartı aidatlarında ise düzenleme yapılması lazım' dedik. 'Yapacağız' demedik. Kredi katları aidatlarının haksız olduğu yönünde yargısal kararlar var. Düzenleme yapma yetkisi bizde değil. Bize şikayet ulaştığı an, inceleme yapıp, alan bankaya 10 katı, 20 katı ceza kesiyoruz.
Müşterinin bankaya ilettiği sorunların önemli bir kısmının çözüldüğünü görüyoruz. Bu konuda hem ticaret bakanlığının hem de bizim Finansal İstikrar Komitesinin tüketici haklarını koruyucu bir kanun taslağı var. Tüketiciyi korumak hepimizin görevi. Komisyonlara gelince, bunlar faizin bir unsuru çoğu zaman. Bunları kaldırdığınız zaman sonucu faize yansıyabilir.''
Kredi kartı limitleri
Kredi kartları limitlerine ilişkin ise Öztekin, ''İlk ve ikinci yıl limit şartlarımız var. İlk yıl maaşının gelirinin iki katı, ikinci yıl gelirinin 4 katı ve ondan sona sınır kalkıyor. Bu limitler Kredi Kayıt Bürosunda (KKB) takip ediliyor. İlk ve ikinci yıl ihlal edilme şansı yok. Ondan sonra takibi yapılmıyor. Zaten sorun ilk iki yılda yaşanıyor. Kredi kartı bağımlılığını azaltmak hepimizin sorumluluğu, tüketicilerin de kredi kartı alırken bilinçli olması lazım. Tüketicinin eğitilmesi de önemli görevlerimizden birisi'' bilgisini verdi.
''Halk Bankası İran işlerini usulüne göre yürütüyor''
Öztekin'e, bankaların yurt dışında borçlanmasında bir risk olup olmadığı, Halk bankasının İran ile ticarete aracılık yapmasına ilişkin ABD'nin uyarısı ve halka arz sonuçlarına yönelik sorular da yöneltildi.
Bu sorular üzerine Öztekin, şunları söyledi:
''Kaldıraç rasyosu dediğimiz bir rasyo var, özkaynakların toplam aktife oranı... Avrupa'da bunu yüzde 3'e getirmeye çalışıyorlar, bizde yüzde 7,6'lar seviyesinde olup, Avrupa'nın oldukça üzerinde iyi bir noktaya sahibiz. Merkez Bankası, rasyoyu arttırdığında munzam karşılık oranlarını arttırıyor. Biz de sermaye özkaynaklarını arttırıyoruz. Risk gördüğümüz noktada her türlü düzenlemeyi yapıyoruz. Pasiflerin yüzde 15'i yurt dışı borçlardan kaynaklanıyor. Bu çok sorun oluşturmuyor. Maliyetler aşağıya doğru iniyor.
Halk Bankası İran işlerini usulüne göre yürütüyor. Bize ulaşmış olumsuz bir durum yok, herkes de bunu biliyor zaten. Kontrollü ve sorunsuz gittiklerini biliyorum. Halka arzda gelen talep Türkiye'ye olan ilginin göstergesi. Oldukça iyi bir talep.''
''Rabobank ile görüşmeler sürüyor, henüz başvuruda bulunmadı''
Rabobank ile ilgili görüşmelerin sürdüğüne de değinen Öztekin, ''Henüz başvuruda bulunmadı. Hollanda Başbakanı bizim Başbakanımızdan yardım talebinde bulunmuş. Rabobank Türkiye'ye Şekerbank ile girmeyi arzu ediyor. Türkiye'ye ilgisi devam ediyor. İntasebank, Garanti Bankası ile Türkiye'ye girme arzusunda'' dedi.
Bankaların toplam mevduatlarını ilişkili firmalara kullandırması hakkında ise Öztekin, ''Şu anda bizim bankacılık ağırlığında bir firma veya bir gruba doğrudan ve dolaylı yüzde 25, ama ilişkili firmaya yüzde 20 mevduat banakları için kullandırabilmesi söz konusu. Özkaynakların yüzde 20'sini aşamazlar, ilişkili firmalara. Yatırım bankaları sektör açısından böyle bir risk oluşturmuyor, mevduat toplamadıkları için'' değerlendirmesini yaptı.
Sermaye yeterlilik rasyosu
Öztekin, kredilerin ani bir durumda geri çağrılmasına ilişkin olarak da, ''Banka bazında olabilir. 2008'de oldu. Bu da rotatif kredinin yenilenmesi ve borçlu cari hesabın kapatılma talebi. İş adamlarına, sanayicilerimize, vadeli kredilerle veya sermaye piyasası araçlarıyla yatırımlarını finanse etmelerini tavsiye ediyoruz. Sözleşmeye bağlı kredinin geri çağrıldığını düşünmüyorum'' yorumunu yaptı.
Öztekin, ''Sermaye yeterlilik rasyosu ile ilgili bir düzenlem olabilir mi- Oranda bir değişiklik olacak mı-'' şeklindeki soruya da, ''Daha ne kadar yükseltelim- Avrupa 10'a çıkartmaya çalışıyor. Sermaye yeterlilik rasyosu 16,5. Sermaye yeterlik rasyosunu arttırdığınızda bankların karlılığı üzerinde çok olumsuz bir durum oluşur'' karşılığını verdi.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)