CHP'li Koç'tan bomba Erdoğan iddiası
CHP'li Haluk Koç, Başbakan Erdoğan'ın bir zamanlar Sisi ile kanka olduğunu iddia etti
CHP Sözcüsü Haluk Koç, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Koç, Başbakan Erdoğan'a ithafen, "Sen Sisi'yle kankaymışsın. Bu kankalara ne oldu? Kimin elini tuttuysan iflah olmadı" dedi. Koç, Erdoğan'ın hala Gazze'ye gidemediğini hatırlatarak "Adama söylediğini yalatırlar" dedi.
Haluk Koç, Başbakan Erdoğan'a yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Başbakan'ın fren tutmaz açıklamalarına yanıt vermek gerekiyor. Bu bir siyasi görev haline geldi. Çünkü suçladığı kitle önemli bir kitle. Bu suçlamalara karşı muhalefetin de kendini ifade etme hakkı var. Doğaldır uykularınızın kaçması Sayın Başbakan. Aynada firavun mertebesine yükseldiğinizi görüyorsunuz ve sürekli bu tablo içerisinde mazlumu ve mağduru oynamanın size bir yararı yok artık.
ADAMI DELİĞE SÜPÜRÜRLER
Sözün kısası değerli arkadaşlarım, emperyalizmin bu coğrafyada sizi işbirlikçi olarak kullanma süresinin dolduğunu anlayıp sifonun çekileceğini, deliğe süpürüleceğinizi bir şekilde hissediyorsunuz demektir. Size verdikleri misyon bitti.
Sayın Başbakan tarihe bakın,hep böyle olmuştur. Adamı önce pazarlarlar, kullandıktan sonra da deliğe süpürüverirler. Yakın dünya tarihi, çeşitli ülkelerde benzer senaryolara hep tanıklık yapmıştır.
DİKTATÖR ÖZENTİSİ
11 yılın sonuna gelmeden önce Sayın Başbakan'ın dünkü ifadelerinde bir şey var. 'Tutturmuşlar bana diktatör diyorlar. Eğer diktatörlük olsa diktatör diyemezsin, sallandırırlar' diyor. Kendi vurgusuyla söyledim. Neyi sallandırıyorsun Sayın Başbakan? Ne sallandırıyorsun Sayın Başbakan? Dön uygulamalarına bak. Dön eylemlerine bak. Hiç bozulma. Kendi seyircilerinin önünde gaza gelme. Kafanın arkasındakilerle, yaptıklarınla, söylemlerinle, eylemlerinle hiç kusura bakma dört dörtlük bir diktatör özentisisin. Şak diye yapışıyor sana bu tabir.
11 yılın sonunda sakin kafayla bir dönüp kendinize şu soruları bir sormaz mısınız Allah aşkına. Biz nerelerde hata yaptık? Kimlerin çıkarları doğrultusunda hangi taleplerin ihalelerini aldık? Bu milleti biz niye kamplaştırdık, niye ayrıştırdık? Neden ortak tarihimizden sürekli husumet, düşmanlık çıkararak nefreti, kini, öfkeyi bu toplumda makbul duygular haline getirdik? Neden bu coğrafyada 11 yıldır yönettiğimiz Türkiye bugün yapayalnız kaldı? Bir sorgulayın, bir bakın.
Bir dönemler elini sıktığınız, kucaklaştığınız, aranızdan su sızmayan ülkeler ve yöneticilerle bugün nasıl ve neden kanlı bıçaklı hale geldiniz?
En ciddi sorulardan bir tanesi de şu herhalde: Neden tüm dünyada bugün ciddiye alınmayan, bölgesindeki komşularından meşru muhatap bulamayan bir ülke haline geldik? Sözlerim belki acı ama bir gerçek bu.
İslam coğrafyasında akan kanda bugün senin BOP eş başkanlığı görevin ve Dışişleri Bakanın Davutoğlu Ahmed’in sorumluluğu yok mu sanıyorsun? Sadece Mısır’da değil Hz. Yusuf’u kuyuya atanlar arasında sen de varsın gibi geliyor bana. Belki bundan sonra tövbe edeceğin bir tevazuya kavuşursun. İç sakinliğiyle, dinginliğiyle bir özeleştiri yapar, durumu yeniden değerlendirirsin. Ama hiç ihtimal vermiyorum. Böyle bir ruh halinde olmadığın çok açık, belli.
Sayın Başbakan'ın özel ihtisas konularından bir tanesi de Cumhuriyet Halk Partisi'yle uğraşmak. Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Genel Başkanı'yla uğraşmak, Cumhuriyet Halk Partisi'nin daha önceki Sayın Genel Başkanlarıyla uğraşmak özel ilgi alanı.
İpe sapa gelmez tezviratlarına Sayın Genel Başkan cevap verebilirdi ama Sayın Başbakan'ın şu andaki yapısını dikkate alarak bir hekim olarak benim cevap vermemin daha uygun olduğunu düşündü. Yani esas mesleğimin penceresinden de Başbakan'ı Cumhuriyet Halk Partisi'ne ve yetkililerine dönük suçlamaları boyutunda değerlendirme görevim de var.
SENDEN DEMOKRAT OLMAZ
Senden demokrat olmayacağını daha önce söylemiştik. Her halde bu ülkenin birlik içerisinde yaşayan, hak ve hukuk bakımından eşit değerlendirilmek isteyen Kürt kardeşlerimiz de senden demokrat çıkmayacağını, senden demokratikleşme beklenmeyeceğini herhalde anlayacaklardır.
Değerli arkadaşlarım, ülke çok bilmiş danışmanlarının tabiriyle söylüyorum: 'Derin bir yalnızlıkta.' Varsa yoksa Mısır olayları, varsa yoksa Gezi Parkı eylemleri, varsa yoksa Cumhuriyet Halk Partisi, varsa yoksa Kemal Kılıçdaroğlu, varsa yoksa İsmet İnönü... Kapana sıkıştın sen Sayın Başbakan. Kuyruğu kaptırdın bir kere. İstediğin kadar hakaret et, istediğin kadar tezvirat yap, istediğin kadar tasarla, planla, yalan söyle, istediğin kadar zulüm yaparken mağdur rolünü oynamaya çalış, istediğin kadar Cumhuriyet Halk Partisi'ni saçma sapan uydurduğun yalanlarla suçla.
KRAL ABDULLAH İLE NİYE BOZUŞTUN?
Şimdi sıra Suriye’ye karşı müttefiktiniz Suudi Arabistan’la, Birleşik Arap Emirlikleri'yle, Katar’la sorun yaşamaya geldi değil mi? Mısır’la gelişen olaylar sonrasında şimdi o ayaklar da düştü. Şu fotoğrafları hatırlatacağım size.
Fotoğraflar ilginç çünkü. Suudi Arabistan Kralı o kadar itibarlıydı ki, Dışişleri protokol teamüllerinin dışında kaldığı otelde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ayağına gitmiş, Sayın Başbakan da bir yanında süklüm, püklüm fotoğraf vermişlerdi bir zamanlar.
Türk milleti unutkan ya, çok çabuk unutuyoruz ya. Şimdi Suudi Arabistan’daki haksızlıklardan, eşitsizliklerden bahsediyor. Zenginin çok zengin olduğundan, yoksulun çok yoksul olduğundan bahsediyor. Bir zamanlar kankalardı. El ele dolaşıyorlardı bu yollarda. İnsan kaldıramayacağı yükün altına girmez değerli basın mensupları. Bunlar hatırlatılır adama. Şimdi ne oldu Kral Abdullah’a? Niye bozuştunuz? Sen Suriye’de Esad zulüm yapıyor derken, ülkesindeki radikalcilere karşı mücadele ederlerken Suudi Arabistan’da demokrasi mi vardı? O zaman Suudi Arabistan’la beraber Suriye’ye demokrasi tavsiye etmiyor muydunuz?
SİSİ İLE KANKAYMIŞ BİR ZAMANLAR
Ya Mısır’daki darbenin lideri? Valla sen geçmişte kimin elini tuttuysan kardeşim iflah olmadı. Kimin elini tuttuysan iflah olmadı. Tunus'ta Ben Ali Mübarek'ün durumu ortada. Kaddafi, Saddam öbür dünyada. Kardeşin Esad başka bir belanın içinde. Resmi bakanının uçağı dahi Irak’a, Bağdat’a iniş izni alamıyor. Sen Sisi’yle de kankaymış bir zamanlar ya. Bu kankalar ne oldu Sayın Başbakan?
İşte siyaset tutarlılık taşımazsa, hele de dış politika ülkelerin kendi çıkarları üzerine inşa edilmezse, hasbelkader o dönem o ülkeyi yöneten insanların kafasındaki saplantılarla, hurafelerle, yetersizliklerle tayin edilir ise yaşayacağımız sonuç budur.
Stratejik derinlik diyorlar. Yere batsın sizin stratejik derinliğiniz. Kuyunun dibine geldiniz daha. Bir titreyin kendinize dönün ya. Ne hale getirdiniz Türkiye’yi? Yapayalnız bir Türkiye, dört tarafı sorun ve Davutoğlu Ahmet hala görevde. Madalya ver bari; üstün hizmet madalyası.
ADAMA SÖYLEDİĞİNİ YALATIRLAR
Başbakan geçen yıl niyetlenmişti, bir cuma namazını Şam’da Emevi Camisi'nde kılacaktı. Bilmiyorum gitti mi benim haberim yok. Ne zaman gitmeyi planlıyor bu konuda bir açıklama da yok. Birkaç sefer Gazze’ye gitmeye niyetlendi; Nisan’da, Mayıs’ta, Haziran’da... Gazze orada duruyor. Gazze’ye nereden gireceksin? İsrail’le papaz oldun, Mısır’la ilişkiler ortada. Gazze’ye paraşütle mi gönderecekler seni? Ya da yeni bir teknoloji gelişti de ışınlayacaklar mı seni Gazze’ye? İşte Sayın Başbakan, söylediklerini böyle yalatırlar adama.