BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 49,54 -3,43 257.608.000.000,00
ALBRK 6,50 2,52 16.250.000.000,00
GARAN 102,80 -1,81 431.760.000.000,00
HALKB 19,82 -0,60 142.402.300.792,44
ICBCT 12,39 -0,48 10.655.400.000,00
ISCTR 10,66 -3,62 266.499.680.200,00
SKBNK 5,07 -1,93 12.675.000.000,00
TSKB 10,49 -1,78 29.372.000.000,00
VAKBN 20,40 -2,11 202.284.799.069,20
YKBNK 22,16 -3,57 187.186.656.453,44

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaAraştırmaÇeşitlendirme kendisini geri ödemeye başlıyor----

Çeşitlendirme kendisini geri ödemeye başlıyor

Çeşitlendirme kendisini geri ödemeye başlıyor
27 Aralık 2009 - 01:33 www.finansingundemi.com

2009’un başlarında Avusturya ve İtalyan bankalarının hisseleri, bunların merkezi ve doğu Avrupa’ya olan ilgilerinin bilançolarını tehdit edeceğinden korkan yatırımcılar tarafından sarsıldı. Şimdi bu bankalar, mücadeleye devam ediyor ve karlılık konusunda güvenilir...

Philip Alexander / The Banker (Ekonomist) IMF/Dünya Bankası’nın İstanbul’daki yıllık toplantısında UniCredit’in CEO’su Alessandro Profumo, yüzde 41 hissesine sahip oldukları Yapı Kredi Bankası’nın merkez binasının 22’nci katında gazetecilere konuşuyor. Ve hem kendisinin hem de İtalyan bankasının doğru yerde olduğu konusunda kendisinden emin görünüyor. “Her zaman olacağını söylediğimiz gibi, çeşitlendirme, kendisini geri ödemeye başladı. Bu yılın Mart ayında herkes UniCredit için şunu söylüyordu: Merkezi ve doğu Avrupa bir baş ağrısıdır. Biz de her zaman bunun önemli olduğunu söyledik ve bugün de bu kilit konumda bir konudur. Bu bölgede pazar payı kazanma çabamızı sürdüreceğiz.” UniCredit’in en büyük merkez ve doğu Avrupa (MDA) birimin yer aldığı Polonya’da bile banka 2010 itibarıyla pazarın büyük kısmını ele geçirmeyi umuyor. Polonyalı şube olan Pekao mevduatların yüzde 90’ı gibi bir oranla son derece sağlıklı bir likidite konumuna sahip –rakiplerin bilançodaki sorunlu borçlarla uğraştığı bir zamanda taze borçlanmalar gerçekleştiriyor. 2009’un ilk üç çeyreği için UniCredit, grubun yakın tarihli (2007’de ATF Bank) satın almasının portföyünü ve yönetimini, yerel emlak pazarındaki büyük düşüşün ve 2007 ortasındaki mali krizin ülkeyi vurmasından önce Kazakistan hariç, bütün MDA piyasalarında vergi öncesi kar elde etti. Vergi öncesi zararlar, 183 milyon avroyu kapsıyor ve ATF hükümetin tüm Kazak bankalarına sunduğu mali yardımı talep etmedi. Grup olarak UniCredit, İtalya maliye bakanının adını verdiği, hükümetin İtalyan bankalarına melez sermaye sağlamasını mümkün kılan “Tremonti” tahvillerinden de yararlanmadı. Bunun yerine grup, mevcut ve aralarında Libya ağırlıklı varlık fonunun da bulunduğu yeni hissedarlardan sermaye sağladı. Mr. Profuma, “Birçok banka şu anda hükümet tahvillerini geri ödemek için sermaye artışına gidiyor. Tanım olarak ödenmiş sermaye, sahip olabileceğiniz en iyi sermayedir ve ekonomiyi finanse etmek ve fonlama maliyetinizi düşük tutmak için en iyi yoldur” diyor. BEKLENMEDİK TEHDİTLER Avusturyalı Raifeissen için krizden önce Kazakistan’da herhangi bir satın almaya gitmemek, büyük bir lütuf oldu. Raiffeissen International’ın CEO’su Herbert Stepic, “Üç yıl boyunca çeşitli bankalar üzerinde titizlikle duruyorduk, ama o ortam için fiyatlar her zaman çok yüksekteydi” diyor. Bu, yılın sorunsuz geçtiği anlamına gelmiyor. Grup özellikle, ciddi kur değerleri kaybından sonra, yabancı kurlar üzerinden gerçekleştirilen mortgage benzeri perakende kredilerde sorun yaşanan Macaristan ve Ukrayna’da geri dönmeyen borçlarla ilgili olarak ağır bir yüke zorlandı. Ukrayna’daki Raiffeissen Bank Aval 2009’un ilk üç ayında, NPL’ler yüzde 18 artınca 392 milyon avro zarar etti. Mr. Stepic, “Macaristan ve Ukrayna’da olanlar bizi kötü şaşırttı. Ukrayna’da ilke olarak bir sorun çıkabileceğini biliyorduk ama bunun bu kadar güçlü olacağını ya da politik belirsizliğin bu kadar önemli olacağını beklemiyorduk. Bu tür bir belirsizliğin yaşandığı ama sonuçların bu kadar kötü olmadığı 1990’lı yılların başı, bizim bu duruma hazırlıklı olmamızı sağlayamazdı” diyor. “MDA bölgesinde NPL dinamiklerini kolaylaştırıyoruz –bunlar hala artıyor ama daha düşük bir hızda-. Tünelin ucunda ışık göründü ve biz 2010’dan sonra normal büyüme ve kazanç oranlarına geri döneceğimize inanıyoruz. Herbert Stepic” Merkez ve Doğu Avrupa bölgesinin (MDA) diğer bir büyük oyuncusu olan Erste Bank da Raifeissen de hisse fiyatlarını istikrarlı tutmak ve 2009 başındaki spekülatif saldırılara karşı kredi yapısını sağlıklı tutmak için –oy hakkı olmayan hisseler karşılığında- hükümet katılımı sermayesi almayı kabul etti. Ve UniCredit’in karşılaştığı saldırılara göre, bu iki banka daha korunaklı kaldı: Ukrayna ve Macaristan’daki güçlüklere rağmen Raiffeissen International 2009’un ilk dokuz ayında 156 milyon avro konsolide net kar açıkladı. Bölge genelindeki performans farklılıkları da kayda değerdi –Ukrayna’nın komşu kapısında Raiffeissen Priorbank Beyaz Rusya’da NPL’ler 2009’un üçüncü çeyreğinde sadece yüzde 2.5 oranındaydı-. Mr. Stepic, “Uluslararası yatırımcılar Avusturya konusunda, doğu Avrupa’da şimdi tarih olmuş olan müdahaleleri nedeniyle son derece negatifti. Emeklilik fonları, varlık fonları ve hedge fonlar içi boş bir nakitin üzerinde oturuyor, şimdi bunların tekrar canlanması için yatırım yapmaya başlamaları gerekiyor. MDA bölgesinde NPL dinamiklerini kolaylaştırıyoruz –bunlar hala artıyor ama daha düşük bir hızda-. Tünelin ucunda ışık göründü ve biz 2010’dan sonra normal büyüme ve kazanç oranlarına geri döneceğimize inanıyoruz” diyor. ÖNLEM ÖDÜLÜNÜ VERİYOR Avusturya mevduat bankalarının kısmi ortağı olmasına bağlı olarak, geleneksel olarak muhafazakar bir duruşu olan Erste Bank, kazançlarının normlardan fazla sapmamasını sağlayabildi. Sigorta şirketlerinden birisinin 2008’de Vienna Insurance Group’a satışında elde edilen gelir hariç tutulduğunda, 2009’un ilk üç çeyreğinde Erste’nin karı yüzde 17 azalarak 720 milyon avro olarak gerçekleşti. Büyük bankaları işletiyor olmak, Erste’nin pazar payı için marjinal müşterileri kovalamasını gerektirmiyor gibi görünüyor. Mr. Klingen, “Risk maliyeti yükseldi, ama yılın başlangıcında umduğumuzdan daha az. Teminatlar da dahil, NPL kapsamı hala yüzde 100’ün üzerinde” diyor. Banka, Ukrayna’ya 2007’de Bank Prestige’i satın alarak girdi, ama aynı dönemde, sadece yedi şubesi bulunan ülkede yeni şubeler için ruhsat da alıyordu. Şu anda bankacılık ağı 135 şubeye ulaştı ve krizle birlikte artış donduruldu. Mr. Klingen, “Fazla kredi vermiyoruz, ama elbette bir maliyet sorunumuz var. İstediğimiz gibi çalışmasını sağlayacak yakıta sahip olmayan bir motor yapıyoruz. Ama şu anda esas olarak Ukrayna’da bir satın alma opsiyonunun maliyetini hesaplıyoruz, bu opsiyon MDA bölgesi dışında oynamak için bir fırsat sunuyor” diyor. Üçüncü çeyrek sonuçları açıklandıkça grup 1.65 milyar avro tutarında indirimsiz hisse çıkarmaya hazırlanıyor. Bu, yılın ilk çeyreğinden bu yana yatırımcı tavrının değiştiğinin ve bankanın yakın gelecekte Avusturya hükümetinin yardımına daha fazla ihtiyaç duymayacağının açık bir göstergesi. Bununla birlikte banka yetkilileri hisse ihracından elde edilecek gelirin, geri ödemesi beş yıl olan hükümet katkı sermayesinin erken geri ödenmesinde kullanılmayacağını vurguluyor. Klingen, “Halen Avusturya mevzuatı beş yılda bir geri ödeme alınmasına elveriyor. Avusturya hükümeti belki gelecekte fikrini değiştirebilir, ama şimdilik durumu bilemiyoruz” diyor. Her halükarda gelecekte, Erste’nin, “düşük konut kredisi borçları, daha muhafazakar bir borç verme tavrı ve bankacılık piyasasında daha düşük doygunlukla daha fazla gelir üreterek sermaye üretmesini” sağlayacağı konusunda güvenli. Klingen, “MDA bölgesinde hala yakalanabilecek bir potansiyel olduğunu” söylüyor. Bu orta vadeli iyimserlik, Stepic tarafından da paylaşılıyor; ancak Stepic bölgesel iyileşme oranlarının farklılıklar göstereceğini kaydediyor. “Krizden önce iyi giden ülkeler krizden ilk önce ve daha az yarayla çıkacak olanlardır. Bunu ihracata bağımlı olmalarını önemsemeksizin söylüyorum –Çek Cumhuriyeti, Slovak Cumhuriyeti ve 2009 ve 2010’da artı büyüme gerçekleştirecek tek ülke olan Polonya-“ diyor. Stepic, “Ondan sonrası dünya ekonomisinde genel bir iyileşme olmasına bağlı; böyle bir durum ihracata bağımlı ülkeler için olumlu olacaktır. Eğer iyileşme olmazsa, esas olarak iç tüketime bağımlı ülkeler daha iyi konumlanacaktır; ihracatın GSYİH’nın sadece yüzde 35’ini oluşturduğu Romanya gibi” diye ekliyor. BÜYÜME ÖNGÖRÜSÜ Öte yandan, UniCredit’in MDA bölgesi bankacılık başkanı Federico Ghizzoni bölgedeki büyüme oranlarının kısa zamanda kriz öncesi seviyelere dönmeyeceği ve koşulların önde gelen oyuncular için daha rekabetçi hale geleceği uyarısında bulunuyor. Ghizzoni, “Geçen 12 ila 18 ayda üretkenliği ve verimliliği artırmak adına yapılanlar, geleceğin bankacılık sektörünün DNA’sını oluşturacaktır. Bana göre 2009, sadece maliyet kısmakla ilgili değildi, aynı kuruluşu daha az maliyetle yeni bir boyuta taşımanın, böylece de yapısal değişikliklere gitmenin yılıydı. Eğer sadece maliyetleri kısarsanız, ekonomi düzelir düzelmez tekrar daha fazla harcamaya başlamak zorunda kalırsınız” diyor.
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)