<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemCemaat hangi partiye oy verecek? Gülen cevapladı----

Cemaat hangi partiye oy verecek? Gülen cevapladı

Cemaat hangi partiye oy verecek? Gülen cevapladı
21 Mart 2014 - 07:40 www.finansingundemi.com

Fethullah Gülen röportajının son bölümünde, ‘Camia hangi partiye oy verecek?’ konusuna açıklık getirdi

Fethullah Gülen seçimler için üstü kapalı AK Parti haricindeki partileri işaret etti. Vicdan kanatan sözlerin arkadaşlar arasında derin yaralar açtığını söyleyen Gülen, "Herkes etrafına bakacak, belediye başkan adaylarını değerlendirecektir." dedi.

Gülen Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın "Seçimlere sayılı günler kaldı. “Camia hangi partiye oy verecek?” diye tartışılıyor." sözüne Gülen şu cevabı verdi:

İŞTE GÜLEN'İN AÇIKLAMALARI:

İLLE DE ŞU PARTİYE OY VERİN DEMEM


Kadimden bu yana fakir hep ‘vicdanî kanaatinize göre rey verin’ demişimdir. İlle de şu partiye oy verin demeyi vicdanî bir baskı gördüğüm gibi, bir partiye angaje olmayı toplumun diğer kesimlerinden tecrit olma sayarım.Referandumdaki açık ve net tavrımız bir partiye değil; demokratik adımlar atılmasına binaendi. Vakıa bugünlerde onun da kıymetinin bilinmediği ortaya çıktı...

SABAHTAN AKŞAMA HAKARET YAĞDIRIYOR

Şimdi bir tarafta sabahtan akşama hakaret yağdıran bir parti başkanı var. Ve maalesef o partinin âkil insanları derin bir sükûtu tercih ediyor.

PARTİZANLAR HARİÇ Ak Parti TABANI ÜZÜLÜYOR

Aşırı partizanlar hariç bu duruma AK Parti tabanının nasıl üzüldüğüne pek çok vesile ile muttali oluyorum.

BU KADAR AĞIR LAFLARI İÇİNE SİNDİREN VARSA GİDİP O PARTİYE OY VERİR

Bu kadar ağır lafları içine sindiren varsa yine gidip o partiye oy verir; ama her insaflı insanın yüreğini burkan, vicdanını kanatan o sözler sanırım arkadaşlarımızı da derinden sarsmıştır.

HERHANGİ BİR PARTİYE OY VERMEYİNCE GÜNAHA GİRMEZSİNİZ

Herkes etrafına bakacak, belediye başkan adaylarını değerlendirecektir. Netice itibarıyla bu bir genel seçim değil. Adaylar partiden daha önemli ve her partiden hizmet verecek istidatta çok kıymetli başkan adayları vardır. Herhangi bir partiye oy vermediğinizde günaha girmiş olmazsınız.

HİÇBİR DIŞ MİHRAKLA ALAKAM YOK

Dönüşümü isteyenlere hüsnüzanla bakmak istedim. Daha önce de isteyenler oldu. O gün de asıl niyeti anlamıyor değildim. Fakat nezaket ve mü’minlere hüsnüzannımı elden bırakmadım. Başta ifade edeyim, ben mü’minlerden bir mü’minim. Ayaklarım hep yerde oldu. Hep öyle yaşadım. Allah’a kul olmayı hiçbir makama, sıfata değişmem. Cenab-ı Allah’a da böyle kavuşmayı dilerim. Hiçbir dış mihrakla da alâkam yok ve olamaz.

DÖN DİYENLERİN O GÜN DE ASIL NİYETİNİ ANLAMIYOR DEĞİLDİM

Dönüşümü isteyenlere hüsnüzanla bakmak istedim. Daha önce de isteyenler oldu. O gün de asıl niyeti anlamıyor değildim.

YAPTIKLARIM 50 YILDIR GÖZ ÖNÜNDE

Bütün yaptıklarım ve sözlerim tam 50 yıldır halkın ve devletin gözü önünde. Gizli hesapları olan bir insanın 50 yıl boyunca ima ve işaret yoluyla bile bunları sızdırmadan gizlemesi mümkün mü?

DÖNERSEM DE...

Dönüp dönmeyeceğime dün böyle, bugün şöyle düşünenlerin kanaatiyle değil huluslarına kalbim gibi itimat ettiğim arkadaşlarımla istişaremle karar veririm. Daha önce de ifade ettim, dönersem de şunun bunun gibi değil Ramiz Efendi’nin Üç Şerefeli Cami’de imamlık yapan oğlu gibi dönerim.

NEZİH ÜSLUBUMUZU TERK ETMEMELİYİZ

Başımıza gelenlere karşı hep sabırlı olmalıyız ve nezih üslubumuzu asla ve kat’a terk etmemeliyiz.Gönül koymamak lazım.Musibetler gelip geçicidir. Dünyada bir tsunami gibi önüne katıp götürse de Allah ile münasebetimiz tam ise ahiretimizi kazanmış sayılırız. Bu davaya gönül vermiş insanlar, bununla dünyevî bir şey hedeflememişlerse şayet, öbür âlemde ebedî sultanlıklar kazanır. Herkes yerinde durmalı. Belki şartlara ve konjonktüre göre ille de bu yol dememeli; icabında ana yolları tıkasalar bile başka yollardan bir yerlere varmaya çalışmalı. O varılacak yer evrensel insanî değerlerdir.

BURADA NEW JERSEY SAVCISINDAN SAYGI GÖRDÜM

Ben daha askere gitmemiştim 27 Mayıs’ı gördüm, orada da preslendim. 12 Mart’ta da preslendim. 12 Eylül’de 6 sene bir şaki gibi kaçtım. Merhum Turgut Özal ayağını sağlam bir yere bastığı dönemde ağırlığını koydu. Ellerini çektiler üzerimden. Daha sonra da devam etti bu. Hacca gittim geldim. Yollar gene benim için tıkanmıştı. Yine güvenlik mahkemesinde ifade vermiştim. 28 Şubat sonrası, Savcı Nuh Mete Yüksel’in açtığı bir dava senelerce sürdü. Orada gördüğüm o kötülük, o şenaat, o denaate rağmen burada inanın New Jersey başsavcısında saygı gördüm. Beni dış kapıda karşıladı. Moralim bozulmasın diye sandalyeyi kendi tuttu oturttu. Gitti kendi bardağını yıkadı, su doldurdu, önüme koydu. “İfade veriyorsunuz, dudaklarınız  kurur.” dedi. Burada onu gördüm. Bizi tanımaz, bilmez. Sonra bu kadar centilmenliğine karşı, acaba bir hediye gönderelim mi filan dedik. Araya giren Kemal Bey hâlâ hayattadır. Hediye takdim ettiğinde, “Ben davasını gördüğüm bir insanın hediyesini kabul edemem.” dedi. Evet bu hukuk felsefesi, bu hukuk anlayışına göre, galiba dedim, bunca olumsuzluğa rağmen, bu insanlar ayaktalar. Dünya muvazenesinde müessir bir unsur fonksiyonu eda ediyorlar.

ASKERDEYKEN DE HAPİS YATTIM

Askerliğimde de ben hapiste yattım. Niye vaaz ediyorsun diye. Beni himaye eden bir komutan vaazıma müsaade ediyor, kendi de gelip gidiyordu. O ayrılınca ağlayarak boyunuma da sarıldı. “Benden sonra sana kötülük yaparlar.” dedi. Ve dediği gibi oldu. İçeriye aldılar ve orada da yattım. Değişik zamanlarda da değişik tazyiklere değişik tahriklere, hakaretlere, tehditlere maruz kaldım. Fakat bu dönemde maruz kaldığım şeylerin yanında eski yaşadıklarım yüzde bir etmez. Söylenen o saygısızca sözler, o ifadeler, o beyanlar... Ama herkes sözünde, sohbetinde, tavrında, davranışında kendi karakterinin  gereğini aksettirir. Kimseye bir şey diyemeyiz vesselam.

YENİ ANAYASA ŞART

Bu ülkenin şu andaki badireleri aşabilmesi için yeni bir iklime ihtiyaç var. Temel hak ve hürriyetleri garanti altına alacak bir anayasa yapılması şart. Böyle bir anayasa yapılması için sosyal talebin artması, ilgili kişi ve kurumların evrensel hukuk çerçevesine münasip bir anayasa için zorlaması gerekiyor sanırım.

HAKARETLER EDİLİYOR İFTİRALAR ATILIYOR

Hizmet gönüllüleri, şu ana kadar saldırılara karşı kendilerini savunmaktan, iftiralara açıklamalar getirmekten, “hukukun üstünlüğüne ve mahkemelerin işleyişine karışılmasın” demekten başka ne yaptı? Hizmet’e yakın medya organları, mahkemelere yansımış ve kamuoyunda tartışılan milletin hakkının gasp edilmesi ile ilgili yolsuzluk iddialarını haber yapmaktan ve insanları bilgilendirmekten öteye geçmedi. Yolsuzluk iddialarına tek tek cevap vermek ve onları yalanlamak yerine, kaç aydır masum insanlara hiçbir delil olmadan insafsızca çeşit çeşit hakaretler ediliyor ve iftiralar atılıyor.

SIRADAN BİR KULUM

Hazreti Mevlânâ gibi diyeceğim: Ne mehdilik ne mesihlik ne de başka bir paye, sıradan bir kulum. “Ben yaşadıkça Kur’an’ın bendesiyim, Hazreti Muhammed’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) ayağının tozuyum. Biri benden bundan başkasını naklederse; ondan da bîzarım, o sözden de bîzarım (şikâyetçiyim).”

KAİNAT İMAMI İDDİALARINI CİDDİYE ALMAYA BİLE DEĞMEZ

Kâinat imamı gibi iddiaları ciddiye almaya bile değmez.Altmış-yetmiş yıllık hizmet hayatımda görmediğim, aklımdan ve hayalimden dahi geçmemiş kurmaca ve düzmece bir hizmet hiyerarşi yapısı çıkarıyorlar. Bu nasıl bir zihin ve ruh kirlenmesidir? Bu hizmete gönül vermiş binlerce belki milyonlarca insanın aklıyla alay edercesine hayalî çizelgeler çıkarıyorlar.

BAŞÖRTÜSÜ DE FÜRÛATTANDIR

İslâm dininde inanç ve amelle ilgili mükellefiyetler “usûl” ve “fürû” diye iki ayrı bölümde mütalâa edilir. Bunlardan itikada yönelik olanlar, usûl; amel, davranış ve muamelatla ilgili olanlar ise fürû olarak tanımlanır. Amele ait hükümler itikat ile alakalı olan esaslara göre ikinci derecede gelir ve hep usûl üzerine bina edilir. Dolayısıyla başörtüsü de amelî bir konudur; o da fürûattandır. Unutulmamalıdır ki; başörtüsünün fürûattan addedilmesi İslam ulemasının genel yaklaşımıdır.

KASITLI KAMPANYA

Başörtüsünün fürûattan olduğu tartışmasını başından beri fakir üzerinden suiistimal ederek yürütenlerin, İslamî literatürde bunun karşılığını bilmediklerini düşünmüyorum. Kasıtlı bir kampanya yürütüldü hep.

TÜRKÇE'NİN AZİZLİĞİ Mİ DOSTLARIN KADİR NÂ-ŞİNASLIĞI MI

Dahası, ben fürûat olarak kullandım; gazetelere teferruat olarak yansıdı; malum, ıstılahta aynı manada kullanılabilse de “teferruat” Türkçemizde önemsiz, ayrıntı anlamına geliyor. Türkçenin azizliği mi demeli, dostların kadir nâ-şinaslığı mı…

BAŞÖRTÜSÜ FARZDIR

Şunu da ifade etmeliyim ki, başörtüsünün fürûattan olması onun farz olmadığı anlamına gelmez. Başörtüsü farzdır.

2006'DA BAŞBAKAN'A MEKTUP YAZDIM

Eğer iddia edildiği gibi başörtüsü problemini önemsemeyen -hâşâ- onu hafife alan bir insan olsaydım, 2006 yılında Başbakan’a yazdığım mektupta bir an evvel bu meseleyi çözmeleri gerektiğini söylemezdim. Arzu eden, medyada da yayımlanan bu mektubu bulup okuyabilir.

DİNİ KAVRAMLAR ÜZERİNDEN İKTİDAR DAYATMASI YAPMAK

Her hizmet grubu hatta aynı hizmet içinde olanlar bile her konuda aynı düşünmek ve birlikte hareket etmek zorunda değildir. Demokratik bir düzene gelince, eğer siz farklı düşüncenizi dile getiremeyecekseniz, orada demokrasinin asgari şartından söz edilemez. Dinî kavramlar üzerinden bir iktidar dayatması yapmak, son derece vahim siyasî ve hukukî sonuçlara götürür.

GİDEREK OTORİTERLEŞİYORLAR

Giderek otoriterleşen bir siyaset tarzına bir de İslamî meşruiyet kılıfı giydirerek millete yükleniyor ve vicdanî baskı kuruyorlar. Ne yazık ki, nihayet yönetim erki etrafında farklı yaklaşım ve suiistimallerin tartışılmasından öteye anlam yüklenemeyecek konular olmayacak yerlere taşındı; sanki akidevî savaş ilanı ve seferberliği var. İşi bir imha hareketine ve organize bir tekfir ve tadlil kampanyasına vardırdılar.

“Fitne çıkarmayın” diyen insanların aynı tavsiyeyi iktidardakilere ve meydanlarda hakaret yağdıranlara da söylemeleri gerekmez mi? Aksi halde, bırakın eleştiriyi, bir nasihat, bir tavsiye hatta bir imada dahi bulunamayan kimselerin sözleri -bugün en kolay iş haline dönüşen- Camia’ya vurmaktan öte bir mana ifade etmez.
YORUMLAR (16)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • a21 Mart 2014 19:11

    Daha 20 yıl öncesine kadar sokaklarda birbiriniz siyasi görüşleri için birbirlerini öldüren insanlar şimdi el ele oldular ondan sonra AKP demokrasiyi yok ediyor diyorlar.....

  • tarih21 Mart 2014 18:59

    cogu genclik gecmişi bilmedigi anlaşılıyor yabancılar istiyordu yokluk oluyordu istedikleri zaman karaborsa oluyordu istedikleri zaman ülke karışıyordu bunları yaşayanlar cok iyi bilir

  • tarih 21 Mart 2014 18:54

    sayın başbakanım sonuna kadar yanındayız bir söylem vardır biz onların gençliginde biliriz diye

  • tarih21 Mart 2014 18:51

    kalan vatandaşımız başbakanımızın kazanmasına yetecek işallah din ile devlet işlerini karıştırırsanız sonuc bu olur hoca siyasetci sanatkar herkes kendi işini yapsa böyle olmaz

  • Formül =21 Mart 2014 16:51

    CHP'nin ileride olduğu yerlerde MHP CHP'ye versin + MHP'nin ileride olduğu yerlerde CHP MHP'ye versin = MUTLU TÜRKİYE :)

  • ugur21 Mart 2014 16:23

    Ne güzel söylemiş hoca efendi." Ama herkes sözünde, sohbetinde, tavrında, davranışında kendi karakterinin gereğini aksettirir. Kimseye bir şey diyemeyiz vesselam." Yaptığı bedduayı unuttu galiba.

  • TARİH ANLATACAK21 Mart 2014 16:06

    BİZENE...KİME OY VERECEKMİŞ..

  • Halil21 Mart 2014 11:15

    Vallahi bu hocanın adamları olmasa bu kadar hırsızlığı yolsuzluğu nereden öğrenecektik? Ben lafa değil icraata bakarım oyum hoca efendiye :DDD

  • fonseca21 Mart 2014 11:11

    eğer türkiyeye ciddi bir değer katmak istiyorsa kalitesiz atışmaların hiç muhatabı olmadan tr deki çökmüş ve ülkeyi felakete götüren sistem üzerinde entellektüel bir tartışma açmasını öneririm herkese eşit yürüyen bir ekonomi adalet ve devlet yönetme sistemi nasıl kuracağız ? yani sorun ben iyisini bilirim adam yetiştirip devlete yerleştirirsen sorun biter konusu değil kalıcı ve başarılı sistem kurmak çok derin bir iştir, öyle bir sistem olmalıki devleti yöneten herhangi biri emlak işlerine vakit ayırmayı aklına getirmemeli, devlet yönetiminde check balans nasıl olmalı gibi konular

  • fonseca21 Mart 2014 11:02

    herne kadar abd sistemi de kendini yenileyememiş ve çöküş sürecine girmişse de, abd nin başarısını anlamak için abd yi kuran kurucu babaların devleti kurarken devletin sistemi ve anayasası hakkında yaptıkları tartışmaları ve jeffersonın düşüncelerini okumasını tavsiye ederim eğer okunmamışsa

  • fonseca21 Mart 2014 10:59

    abd de savcıda yaşadığı olay doğrudur, orada devlet görevlisi 10 dolardan fazla hediye zaten alamaz süren bir davada kesinlikle hediye teklif bile edilemez abd de halk siyasilerde ve kamu görevlerinde üç şeyi affetmez 1- yalan 2- yolsuzluk 3- aldatma bunları yapanların prestiji çok düşer toparlanamaz

  • fonseca21 Mart 2014 10:57

    devletin içinde kadrolaşıp tüm sistemi ele geçirerek demokrasi ve adelet sistemine darbe vurmak herkese zarar verir çünkü eşit adalet ve eşit rekabetin olmadığı sistemler yozlaşır ve çöker daha iyi sistemlere yani başka ülkelere yenilir

  • fonseca21 Mart 2014 10:55

    anladığım kadarıyla klasik islami uygulamaları günümüz şartlarına yavaş yavaş uyarlamaya ve modern dünyayla entegre etmeye çalışan biri islami martin luter denebilir

  • yavuzhan21 Mart 2014 09:50

    ağlama fetoş baslamıssın gene masum edebıyatı yapmaya ..madem masumsun yemıyor degılmı ülkeye dönmek yabacıların bu güzelim ülkede yasayabılmek ıcın neler yaparken sen dönemıyorsun niye ..yemıyor tabı VATAN HAİNLİĞİNDEN YARGILANACAKSIN KIMIN ADAMISIN İSRAİL VE AMERIKANIN BILMEYEN YOK..BİR KERECIK MÜSLÜMANLARA ATILAN BOMBALAR İÇİİN AFGANISTAN ,FİLİSTİN VE SURİYE DEKI MUSLUMANLARI KATLEDENLER İÇİN BEDDUA ETTİNMİ ..EDEMEZSIN AMERİKAN UŞAGISIN SEN ÇÜNKÜ

  • yaaaa21 Mart 2014 08:44

    kimsenin üzüldüğü yok. aksine senin ne tür sinsi olduğun ortaya çıktı. ne tür potansiyel suçlar çevirdiğin ispatlandı. ülkene dön. yargıya hesap var. hala alttan alttan masum edebiyatı yapma

  • özgur21 Mart 2014 08:30

    MİLLET ARTIK SANA İNANMIYOR BOŞUNA YIRTINMA.........