Çelik'ten 'köye dönüş' çağrısı
Bakan Faruk Çelik TOBB'da konuştu: Gençlere hibe ve kredilerin köye dönüş projesine dönüştürülmesini istiyoruz. Haydi gel köyümüze geri dönelim...
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, 35 yaş altı gençlere verilen hibe ve kredilerin köye dönüş projesine dönüştürmek istedikklerini belirterek "Haydi gel köyümüze geri dönelim" dedi.
Çelik, ticaret borsalarının sorun ve çözüm önerilerinin ele alındığı "Ticaret Borsaları Konsey Toplantısı"nda, dünyada 1 milyar insanın aç, 2 milyar insanın yoksul olduğunu ifade ederek, 2050 yılında nüfusun 10 milyarı bulacağını söyledi. Tarıma elverişli 5 milyar hektar dünya arazisinden 1,3 milyar hektarının kullanıldığını anlatan Çelik, 2050 yılında 10 milyar insanın 1,3 milyar hektar araziyi bulamayacağını vurguladı.
Türkiye'de yaklaşık 24 milyon hektar tarıma elverişli arazi, 14,6 milyon hektar mera, 1 milyon hektar su alanları ve 3 milyon çiftçi bulunduğunu kaydeden Çelik, bu potansiyelin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti. Türkiye'nin üretici, sanayici memnuniyeti ve gıda arz güvenliği konusunda kendinden emin bir ülke noktasında olması gerektiğinin altını çizen Çelik, "Ticaret borsalarını, tarımsal üretimimizin değerini bulacağı mekanlar olarak görüyoruz. Tarımsal üretimde fiyat dalgalanmaları üretici ve tüketiciyi mağdur ediyor. Onun için ticaret borsalarının etkin şekilde piyasanın içinde olmaları önem arz ediyor" diye konuştu.
"Lisanslı depoculuğun önündeki engel biziz"
Bakanlık görevine başladığında değerlendirmeler yaptığını anlatan Çelik, "Lisanslı depoculuğun önündeki engel biziz, başkası değiliz ki. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) olarak biz engel olmuşuz. Kamu deponun içinde olduğu sürece, lisanslı depoculuk nasıl gelişir. Bir de destek çıkarmışız, lisanslı depoculuğa yüzde 50 kira desteği veriyormuşuz. Karşılasak bir şey ifade etmiyor ki çünkü kamu işin içinde. Olmamız gereken yerde olmamız, olmamamız gereken yerden elimizi çekmemiz gerekiyor. Gerekli talimatı verdim, hızlı bir şekilde lisanslı depoculuğun önünü açacak ve bu konuda atılması gereken ne adım varsa bakanlık olarak bir atmaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, canlı hayvan borsalarının hayvancılığın gelişmesi için son derece önemli olduğuna dikkati çekerek, yakın zamanda Afyonkarahisar'da canlı hayvan borsası açılacağını bildirdi.
Tarımsal ihracatın 2015 itibarıyla 19 milyar dolar, hasılanın 2014 itibarıyla 61 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirten Çelik, bu konularda 2023 hedeflerine ulaşılması için yoğun şekilde çalıştıklarını dile getirdi.
"11,6 milyar liralık destekleme gerçekleşecek"
Destekleme kalemleriyle ilgili çalışmalarda son aşamaya geldiklerine değinen Çelik, 11,6 milyar liralık bir destekleme gerçekleşeceğini kaydetti. Çelik, sertifikalı tohumda 1 milyon tona yaklaşıldığını, bunu 2-3 milyon tona taşımayı hedeflediklerini ifade etti.
Hayvansal varlığın arttırılması için çalışılması gerektiğini vurgulayan Çelik, "Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) iki şeye odaklanacak, bir sertifikalı tohum, iki damızlık hayvancılık. Damızlık hayvan mı talep ediyorsun kardeşim, TİGEM emrinde. Bu çalışmaları hızlı şekilde TİGEM bünyesinde sürdürüyoruz. Şu anda 13 bin civarında damızlık varlığımız var, neden 100-200 bin olmasın. Bu konuda yoğun bir gayret içindeyiz" şeklinde konuştu.
Çelik, bitkisel üretimde havza bazlı desteklemelere ve üretim modeline 2017'de geçileceğinin altını çizerek, şu anda çalışmalarla 30 havzanın belirlendiğini söyledi. Havza bazlı üretime geçişle ilgili nihai değerlendirmemizi ayrıntılı şekilde gerçekleştirdiklerini dile getiren Çelik, çalışmaları 5-6 ay içinde tamamlayacaklarını ve hayvancılıkla ilgili destekleme modellerini kısa süre sonra kamuoyuyla paylaşacaklarını kaydetti.
"Haydi gel köyümüze geri dönelim..."
TMO ve ET ve Süt Kurumunun (ESK) regülasyon göreviyle öne çıkacağını vurgulayan Çelik, "35 yaş altı gençlerimize dönük 30 bin lira hibe, 50 bin lira faizsiz kredi desteğimiz var biz bunu köye dönüş projesine dönüştürelim diyoruz. Haydi gel köyümüze geri dönelim..." ifadelerini kullandı.
"Fazla sütle ilgili fiyat düşürme ahlaki değil"
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun (TKDK) da faaliyetlerini hızlandıracağını belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Sütte iyi bir noktadayız, 18,5 milyon tonu aşan bir üretimimiz var. Son günlerde tartışılan sanki bakanlık bir baskı aracıymış, serbest piyasaya müdahale eder bir duruşu varmış gibi bir yaklaşım belli çevreler tarafından pompalanmaya çalışılıyor. Tümüyle yalandır. İçinde bütün kesimlerin bulunduğu Et Süt Konseyi benim hiç katılmadığım bir toplantı. Kendileri belirliyor ve diyorlar ki sütün litresi 1 lira 15 kuruş. Savaşlar yaşanıyor bir de laktasyon dönemi olduğu için üretim fazla olacak... Fazla sütle ilgili fiyat düşürme ahlaki değil. Sanayicilere sesleniyorum, sizin belirlediğiniz fiyat. Burada pazar daralması varsa, bunun çaresini gelin birlikte konuşalım. Nitekim geldiler, şu anda süt tozunun tonuna 4 bin 500 lira destek veriliyor. O halde bunu getirip üreticiye mal etmenin bir anlamı var mı?"
"Ette tavan fiyat belirlemesi yapılmalı"
Çelik, 1 milyon 150 bin ton et üretildiğini bildirerek, et ithal edilmemesi için çabaladıklarını ve bu noktada hayvan varlığını arttırmak istediklerini söyledi. Kıymaya 32 lira, kuşbaşı ete 34 lira fiyat belirlendiğini kaydeden Çelik, bu iki üründe tüketiciyi de dikkate alacak şekilde tavan fiyat belirlemesi yapılması gerektiğini vurguladı.
Dışarıdan canlı hayvanın pahalı geldiğine değinen Çelik, "Bunun fiyatını aşağı çekeceğiz, bunun yollarını da biliyoruz. Dışarıdan canlı hayvan daha düşük fiyata gelecek. Düşük fiyat nedir, üretici maliyetinin düşmesi demektir. Buradaki maliyet düşerse et fiyatını da düşürelim, üreterek et fiyatını düşürelim, girdileri indirerek et fiyatını düşürelim. Bizim çok ciddi bir ithal ihtiyacımız var, bu ihtiyacı ortadan kaldıracak şekilde hayvan varlığımız oluşturacağız" diye konuştu.
"Tarımsal destekler 81 ile yaygınlaştırıldı"
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da küresel piyasalarda her gün yeni bir çalkantı yaşandığını, dünya ekonomilerindeki belirsizliğin devam ettiğini, Avrupa'daki ekonomik büyümenin de kalıcı olamadığını söyledi.
Tarım sektörünün başka alanlara benzemediğini ve stratejik bir öneme sahip olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "Tedbir almazsak, bugün daha ucuz diye her ürünü ithal etmeye kalkarsak, gelecekte boğazımızdan dışa bağımlı hale geliriz. Gıda güvenliğimiz de tehlikeye girer" değerlendirmesinde bulundu.
Tarımda verimin artırılması noktasında çalışma yapılması gerektiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, tarımın ekonomik bir üretim sistemine dönüştürülmesinin önemli olduğunu bildirdi. Yüzölçümü olarak daha küçük ülkelerin Türkiye'den daha çok tarımsal ürün ihraç ettiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, bu kapsamda verimliliğin önemine değindi.
Şehirleşme ve kontrolsüz arazi kullanımı nedeniyle Türkiye'nin ekilebilir alanlarının azaldığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, küçük işletme ölçeklerinin de ayrı bir sorun olduğunu söyledi.
Tarımda yaşanan sıkıntıların kaynağının dönemsel değil, "yapısal" olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, tarım sektörüne, tarımsal desteklere ve ticarete yeni bir bakış açısı kazandırılması gerektiğini kaydetti.
Tarım sektörünün küresel rekabete uyumlu hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "TOBB olarak, ticaret borsalarımızla birlikte, tarım sektörünü daha da geliştirecek projeler ve çalışmalar yürütüyoruz. Borsalarımızın görüş, öneri ve sıkıntılarını siyasi iradeye iletiyoruz, çözüm yolları arıyoruz" şeklinde konuştu.
Tarımsal desteklerin 81 ile yaygınlaştırıldığını anlatan Hisarcıklıoğlu, coğrafi işaretler konusunda, oda ve borsaların daha aktif hale geldiğini ve Türkiye genelinde tescilli coğrafi işaret sayısının 200'e yaklaştığını söyledi.
Gaziantep baklavasından sonra, Aydın incirinin de AB nezdinde tescil ettirildiğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "Daha sırada Aydın kestanesi, İnegöl köftesi, Malatya kayısısı, Afyon sucuğu ve pastırması var. AB onayı için bekliyorlar. Uluslararası tescil, ürünlerimizin küresel anlamda markalaşmasında büyük önem taşıyor" diye konuştu.