CDP 2015 Küresel Su Raporu açıklandı
Garanti Bankası’nın desteğiyle hazırlanan “CDP 2015 Küresel Su Raporu” ve Türkiye sonuçları açıklandı
Dünyanın en güçlü ve etkin yeşil sivil toplum kuruluşu CDP’nin, su kaynakları konusunda özel sektörü harekete geçirmeyi amaçladığı CDP Global Su Raporu ve Türkiye sonuçları, 27 Ekim 2015 tarihinde Salt Galata’da yapılan toplantıyla açıklandı.
CDP’nin ‘Aksiyonu Hızlandırma’ (Accelerating Action) başlıklı yeni Küresel Su Raporu’na göre dünyada toplamda sekiz şirket, su yönetimine yaklaşımlarından ötürü CDP Su A Listesi'ne girmeye hak kazandı. Bu liderler listesinde Türkiye’den bir şirket bulunmuyor.
Bu yıl ilk defa açıklanan Türkiye sonuçlarına göre ise şirketlerin %36'sı son raporlama yılında sudan kaynaklı olumsuz etkilere maruz kaldığını bildiriyor. Şirketlerin %64'ü suyun işletmeleri için önemli bir risk haline geldiğini bildirirken, %86’sı ise suyun şirketleri için fırsat yarattığını belirtiyor.
CDP Su Programı ilk kez 2015 yılında Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, Garanti Bankası’nın desteği ve işbirliğiyle hayata geçirildi. CDP 2015 Küresel Su Raporu’nun çıktılarının yanı sıra Deloitte Türkiye’nin de desteğiyle hazırlanan Türkiye’den yanıt veren şirketlerin analizini içeren CDP Türkiye Su Sonuçları Raporu 27 Ekim 2015 Salı günü Salt Galata’da gerçekleştirilen toplantıyla kamuoyuna duyuruldu.
CDP Küresel Su Raporu’nun ana çıktılarının ve CDP Su Programı’nın Türkiye sonuçlarının paylaşıldığı toplantıda açılış konuşmalarını Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Sondan Durukanoğlu Feyiz ve Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin yaptı. CDP Su Programı Başkanı Cate Lamb’in video mesajından sonra Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Dr. Melsa Ararat CDP Küresel Su Raporu ve Türkiye sonuçlarını sundu.
“Hesaplamalar, süregelen anlayışla yaşamaya devam edersek 2030 yılına kadar Türkiye'nin su sorunu yaşayan ülkeler değil su kıtlığı yaşayan ülkeler arasına gireceğine işaret ediyor.”
Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Sondan Durukanoğlu Feyiz, “Hesaplamalar, süregelen anlayışla yaşamaya devam edersek 2030 yılına kadar Türkiye'nin su sorunu yaşayan ülkeler değil su kıtlığı yaşayan ülkeler arasına gireceğine işaret ediyor. Bu gidişatı önleyebilmek için birey, kamu ve özel kurumlar olarak hepimizin sorumluluğu var. Endüstrinin hemen hemen tüm sektörlerinin en önemli tüketim girdisi maalesef su... CDP Su Programı gibi programların Türkiye'de iş dünyasının su konusunda duyarlılığı arttırmaya yardımcı olacağına hiç şüphem yok ve biliyorum ki programa katkı verecek kurumların desteği ile iş dünyasında farkındalık yaratılacak ve böylece sürdürülebilir güzel iş örnekleri oluşturulacaktır ” dedi.
“CDP Su Programı’na verdiğimiz destekle Türkiye’de entegre su yönetimi anlayışının daha geniş kitlelere yaygınlaştırılması ve su kaynaklarına ilişkin risklerin özel sektör tarafından benimsenmesi hedefliyoruz.”
Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, “Ülkemizde suyun durumunu çarpıcı sonuçlarla ortaya koyan CDP Global Su Raporu, bugünkü tüketim alışkanlıkları devam ettiği ve gerekli önlemler alınmadığı takdirde, suyun yakın bir gelecekte küresel bir kriz konusu olacağına, ülke ekonomilerinin ve dolayısıyla toplumların üzerinde ciddi etkileri olacağına işaret ediyor. Garanti Bankası olarak, sorumlu ve sürdürülebilir bankacılığın temel prensibinin, attığımız adımların sonuçlarını önceden düşünerek hareket etmek olduğuna inanıyoruz. İş dünyası olarak, operasyonlarımızda suyu verimli kullanmanın ötesine geçerek gereken önlemleri tüm değer zincirinde uygulamamız gerekiyor. Bu doğrultuda, CDP Su Programı’na verdiğimiz destekle Türkiye’de entegre su yönetimi anlayışının daha geniş kitlelere yaygınlaştırılmasını ve su kaynaklarına ilişkin risklerin özel sektör tarafından benimsenmesini hedefliyoruz. Ülkemizde hayata geçirilişinin ilk yılında, CDP Su Programı’na 15 firmanın yanıt vermiş olması bizim için ayrı bir gurur kaynağı oldu. Bu sayıyı her yıl arttırarak, su kaynaklarının tükenmesini, toplum ve çevre için doğuracağı yıkıcı sonuçları omuz omuza engelleyebilmek en büyük dileğimiz.” dedi.
“Dünya Ekonomi Forumu'nun dünyayı önümüzdeki yıllarda kötü etkileyebilecek kuraklık, artan sel tehlikesi ve bozulan su kalitesi gibi küresel su krizlerine dikkat çektiği 2015 zor bir yıl oldu.”
CDP Su Programı Başkanı Cate Lamb, “Dünya Ekonomi Forumu'nun dünyayı önümüzdeki yıllarda kötü etkileyebilecek kuraklık, artan sel tehlikesi ve bozulan su kalitesi gibi küresel su krizlerine dikkat çektiği 2015 zor bir yıl oldu. Su riski bu yıl bir numaradayken, üç yıl önce ilk 20’de bile değildi. Bence bu, kurumların su sorununa ve gelecekte ekonominin istikrarlı ve dirençli bir şekilde büyümesi için yapılması gerekenlere dair bilinçlenmelerinin bir yansıması... Bu yıl yaptığımız analizlerde, lider şirketlerin geride kalanlarla arayı açmasına rağmen genel performansta ciddi bir boşluk olduğu görüldü. Çok sayıda şirket hâlâ su risklerini anlamlı bir şekilde ele almıyor. CDP, bu ‘olağan akış’ yaklaşımını değiştirebilmeleri için şirketlere bir çerçeve ve kendilerini ispatlayabilecekleri bir alan sunuyor" dedi.
“CDP Su Programını başlatmamızın sebebi su ile ilgili risklerin daha kapsamlı ve sistematik bir biçimde ortaya çıkmasına aracılık etmek ve su güvenliğinin yeniden tesis edilmesine yönelik diyaloglar için itibarlı bir düzlem sağlamak”
CDP Su Raporu çıktılarını aktaran Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Dr. sMelsa Ararat, “Su ile ilgili riskler 2010 yılından bu yana CDP İklim Değişikliği programı kapsamında şirketler tarafından raporlanan iklim değişikliği kaynaklı iş riskleri arasında giderek artan bir yer tutmakta. Türkiye’nin genel olarak su güvenliği açısından yüksek riskli ülkeler arasında olduğu da son zamanlarda sıkça dile getirildi. Bu yıl CDP Türkiye operasyonu kapsamında CDP Su Programını başlatmamızın sebebi su ile ilgili risklerin daha kapsamlı ve sistematik bir biçimde ortaya çıkmasına aracılık etmek ve su güvenliğinin yeniden tesis edilmesine yönelik diyaloglar için itibarlı bir düzlem sağlamak” dedi.
CDP 2015 Küresel Su Raporu Ana Çıktıları
CDP şirketlere yönelttiği su ile ilişkili sorulara aldığı yanıtlar sayesinde su riskleri ve fırsatlarına dair dünyanın en kapsamlı kurumsal veri tabanını oluşturdu. Bu yıl 617 kurumsal yatırımcı, üretim sektörlerinde faaliyet gösteren ve su güvenliğinden büyük oranda etkilenen, dünyanın halka açık en büyük şirketlerinin 1.073'ünden su ile ilgili sıkıntılara nasıl uyum sağladıklarını ve kötüleşen su güvenliğine karşı nasıl önlemler aldıklarını açıklamalarını istedi. CDP'nin yeni küresel su raporunda, bu talebe yanıt veren (Türkiye'den şirketler de dahil) 405 şirket analiz edildi.
CDP tarafından bu yıl ilk kez yanıt veren şirketlere uygulanan CDP Su Derecelendirmesi sonuçları açıklandı. Asahi Group Holdings, Colgate Palmolive, Ford Motor Company ve Toyota Motor Corporation’ın da içinde yer aldığı sekiz şirket su güvenliğini arttırmaya yönelik çabaları ve su yönetimine yaklaşımlarından ötürü CDP Su A Liderlik Listesi'ne girmeye hak kazandı. Türkiye’den bu listeye girebilen bir şirket olmadı.
Küresel rapordan temel bulgular:
-Su güvenliğini iyileştirmeye yönelik aksiyonlar pek çok şirket için temel ticari bir zorunluluk haline geldi. Kurumsal su yönetiminin özellikle büyük şirketler tarafından daha iyi anlaşıldığı sonucuna varıldı. Yanıt veren şirketlerin neredeyse üçte ikisi su riskiyle karşı karşıya olduğunu, su riskinin finansal etkilerinin 2015 yılında 2,5 milyar doları aştığını söylüyor.
-Yatırımcılara karşı en az şeffaflık sergileyen şirketler su riskinin en büyük tehlikeyi oluşturduğu petrol ve gaz şirketleri oldu. Dünyanın en büyük halka açık enerji şirketlerinin sadece %22'si su yönetimi stratejilerini açıkladı.
-CDP Su A Listesi'nde yer alan 8 şirket piyasadaki performansın artmasına yardımcı olacaktır. Son beş yılda yapılan bildirimler analiz edildiğinde su yönetimi konusunda ciddi bir ilerleme kaydedildiği ama bazı konulara yeterince önem verilmediği ortaya çıkıyor. Tedarik zinciri riskleri, tamamlanmamış su risk değerlendirmeleri, anlamlı su politikalarının olmayışı ve açıklamaların evrensellikten uzak oluşu acilen ciddiye alınması gereken konular olarak karşımıza çıkıyor.
-Su yönetimi konusunda büyük şirketler ve diğerleri arasındaki uçurumun kapanması için acilen harekete geçilmesi gerekiyor. Yatırımcıların artan ilgisine rağmen piyasa yeterince şeffaf değil – CDP tarafından açıklama yapması için davet yollanan 1.073 şirketin sadece %38'i CDP’ye olumlu yanıt verdi.
-Su yönetimi risk altındaki şirketlere net faydalar sunuyor. Su yönetimine ilişkin olağan yaklaşımlarını stratejik su yönetimi çabalarına dönüştürebilen şirketlerin risk azaltımı, strateji geliştirme, yatırımcıların radarına girebilme ve daha dayanıklı bir hale gelebilme konularında ön plana çıktıkları görülüyor.
CDP Türkiye 2015 Su Programı Sonuçları
CDP Su Programı kapsamında, BIST-100 endeksinde yer alan şirketlerden suya bağlı risklere en çok maruz kalma olasılığı olan sektörlerde yer alan 51 şirkete davet gönderildi. Davet alan şirketler içerisinden yanıt veren 8 şirketin yanı sıra CDP’den davet almadığı halde gönüllü yanıt veren 7 şirket ile beraber bu sene toplamda 15 şirket CDP’ye yanıt verdi.
Temel Bulgular:
-Türkiye’de CDP’nin davet yolladığı şirketlerin yanıt verme oranı çok düşük. Davet yollanan 51 şirketin %84'ü 2015 yılında CDP Su Programı’na yanıt vermedi. Öte yandan CDP tarafından davet edilmeyen yedi şirket gönüllü olarak açıklama yaptı. Yanıt verme oranının düşüklüğü CDP Su Programı'na ilk defa davet edilmiş olma, şirketin etkin bir su politikasının olmaması, suya ilişkin verilerin eksikliği ve ulusal bir su stratejisinin olmayışı gibi birçok nedenle bağdaştırılabilir.
-CDP’ye yanıt veren şirketlerin %36'sı son raporlama yılında sudan kaynaklı olumsuz etkilere maruz kaldığını bildiriyor.
-Su güvenliği, Türkiye'deki pek çok şirket için temel bir ticari problem. Raporlama yapan şirketlerin %64'ü suyun işletmeleri için önemli bir risk haline geldiğini bildiriyor.
-Türkiye'deki hiçbir şirket etkili ve kapsamlı bir su politikası benimsemiş değil. Böyle bir politika için suya yönelik stratejilerin şirketin tüm stratejilerine entegre edilmesi, doğrudan operasyonlar ve tedarik zincirlerine yönelik performans standartlarının belirlenmesi, atılacak adımların net bir şekilde belirlenmesi, su, sağlık ve hijyenin insanların temel hakkı olduğunun kabul edilmesi gerekiyor.
-Artan su kıtlığı veya stresi, bozulan su kalitesi, kuraklık gibi fiziksel risk faktörleri yanıt veren şirketler tarafından en çok dile getirilen risk faktörleri. Suya ilişkin raporlanan 35 farklı riskin dörtte üçünün (%75) fiziksel riskler olduğu görülüyor.
-Yanıt veren şirketlerin %86'sı suyun operasyonel, stratejik veya ekonomik fırsatlar sunduğunu bildiriyor. Bu fırsatlardan en önemlileri 'maliyet tasarrufu' ve 'artan su verimliliği' ile ilişkili. Açıklamada bulunan şirketlerin çoğu su tüketimini azaltarak maliyet tasarrufu sağlanabileceğini düşünüyor.
-Su riski değerlendirmesi konusunda da büyük eksikler var. Bu şirketlerin sadece %14'ü doğrudan operasyonlarını ve tedarik zincirlerini kapsayan genel bir risk değerlendirmesi yapmış durumda. Türk şirketlerinin çoğu henüz değer zincirinde tedarikçileri su konularına dahil eden kapsamlı politikalar benimsemiş değil.
-Yanıt veren şirketlerin %79'u su politikalarının, stratejilerinin ve planlamasının, yani bütünüyle kurumsal su yönetimi konusunun yönetim kurulu seviyesinde ele alındığını bildiriyor.
-Yanıt veren şirketlerin yarısı suya yönelik hedefler belirlemiş durumda. Şirketlerin %79'u su yönetimini iyileştirmeye yönelik niteliksel hedefler koyarken, %50'si ise niceliksel hedefler bildiriyor.
-Şirketlerin bildirdiği niceliksel hedeflerin başında 'çekilen suyun azaltılması', 'su kullanımı takibinin iyileştirilmesi' ve 'su yoğunluğunun azaltılması' geliyor. Niteliksel hedeflerin başındaysa 'sürdürülebilir tarım', 'müşterilerin eğitimi' ve 'bölge halkıyla ilişkileri kuvvetlendirmek' geliyor.