Çalışana maliyetine ev
Eston Yapı, inşa ettikleri yüzlerce daireden Reşitpaşa konutlarındaki belli bir kısmını çalışanları için ayırdı. 170 kişinin çalıştığı şirkette daire sahibi olmak isteyen 130 kişi kendi dizayn ettikleri evleri normalden 2 kat ucuz bir fiyata aldı.
Eston Yapı, Eston bünyesinde 1998 yılında kuruldu. Yaklaşık 170 kişinin çalıştığı şirketin yaz aylarında çalışan sayısı taşeronlarla binlere kadar çıkıyor, kış aylarında da bu sayı düşüyor. 170 kişi beyaz yakalılar ve idari personelden oluşuyor.
Eston yaptığı daireleri uygun fiyatına çalışanlarına da veriyor. Fikir 2005 yılında ortaya çıkmış. Sektörün o zamanlarda çok açık olduğunu, insanların satış ofislerinde kuyruğa girdiklerini belirten Eston Yapı Genel Müdürü Kaan Yücel: "Şirketimizdeki arkadaşlar da bunu gördüklerinde ev almak istediler haliyle. Ne yapabiliriz diye düşündük ve bir model geliştirdik, bir kooperatif kurduk. İK Müdürümüz Uygur Aydemir ve ben kuruculardanız. Ev almak isteyen arkadaşlarımızı buraya kaydettik. Talep topladık ve herkesi üye olarak kaydettik. Onlardan aidat aldık ve arsa bakmaya başladık kooperatif usülü. 2005 yılında hayata geçirdiğimiz proje sayesinde çalışanlarımız şu an kendi evlerine geçmeye başladılar." Eston Deniz Projesi yapılırken oradaki arsa sahiplerinden birinin bir arsası daha olduğunu öğrenmişler ve o arsa sahibiyle bir proje hayata geçirmeye karar vermişler. Reşitpaşa Projesi de bu şekilde doğmuş. Şirket yöneticisiyle konuşulmuş ve yapılan 800 evden bir bölümü çalışanlara ayrılmış. Yücel böylece hem projeye bir canlılık kazandırdıklarını, en azından evlerin yüzde 10-15ini satmış halde piyasaya çıkmış olacaklarını hem de kaynak yaratacaklarını söylüyor. Bu sistem yönetim tarafından da beğeniyle karşılanmış. Böylece bütün çalışanlara duyuru yapılmış: "Hem Estonun bir projesinde oturma imkanınız var hem de son derece uygun indirimlerle veriyoruz. Maliyetine ev sahibi olma şansınız var, gelin kooperatif olarak ev alın" demişler. 6 ay içinde bütün işlemler yapılmış, isteyen bütün çalışanlar ev sahibi olmuş. Estonun bütün ödeme şartlarından da faydalanmışlar. Yaklaşık 130 kişi ev sahibi olmuş. 10-15 kişilik bir kısım da taşeron sahiplerine ayrılmış. Başvuru için herhangi bir ön şart aranmamış. Bütün çalışanlar birbirine denk tutulmuş. Başvuru sayısı kadar ev verilmiş. Herkes kendi ödeme koşullarına göre ev sahibi olduğunu belirten Yücel bazı çalışanların birlikte ev tuttuklarını söylüyor: "Her türlü esnekliği sağladık. Teslimlere başladık. Oturmaya başlayan arkadaşlarımız da var. Madem hepimiz Estonda çalışıyoruz hepimizin burada bir evi olması gerekir dedik. Çok sayıda ev yapıyoruz ve bunların içinden bir kısmını çalışanlarımıza ayırmak istedik. Herkes aynı yerde. İşlerine de daha yakın oturmuş oluyorlar. Evleri çalışanlarımıza verdiğimiz fiyatın tam 2 katına satıyoruz dışarıya. Belki daha da fazladır. Evler villalarda kullanılan malzemelerle yapıldı. Yüzme havuzları var, sosyal imkanlar var. Ucuz konut üretmiş de değiliz."
AB standardını hedefliyoruz
Nasıl bir şirket istiyoruz diye beyin fırtınası yaptık diyen İK Müdürü Uygur Aydemir, Avrupa Birliği standardında bir inşaat şirketi olmak gibi bir vizyonları olduğunu söylüyor: "Zaten bu yapılan çalışmalar da bunun bir sonucu. Çalışanların kaynaştırılması, çeşitli aktivitelerin yapılması, grup halinde her ay operaya gitmek de bu sürecin içinde. Şirketler liginde futbol oynuyoruz. Futbol maçlarına Eston hep dahil olmuştur. Takım ruhu olmanın tadı başkadır. Yaşama Dair Sözcükler etkinliğimiz var. Birçok misafir davet ederiz ve bize yabancı olan konuları anlatır. Mesela Meyhaneci Refik, eski meyhanelerin nasıl olduğunu, içkilerin, mezelerin, müşterilerin nasıl olduğunu anlatır. Sonra bir futbolcu geldi ve futbol topunun hikayesini anlattı, aikidocu geldi aikidoyu anlattı. İnsanların kafasını dağıtmak, farklı iş alanlarında çalışanları şirketimiz çalışanlarıyla bir araya getirmek için bu etkinlikler önemli."
hürriet İK
Eston Yapı Genel Müdürü Kaan Yücel Türkiyede kurumsal anlamda çalışan inşaat şirketi bulmanın çok kolay olmadığını söylüyor ve ekliyor: "Eston olarak kurumsal bir yapı oluşturduk. Bu da çalışanlara en azından bir güven sağlıyor, mutluluk veriyor ve böylece çalışanlar kurumlarına bağlı oluyorlar."