Çağlayan sigortacılardan ne istedi?

1-Bakanın sigortacılığa önyargı ile bakması.. 2-Bakan gibi bir cok insanın algısının bu yönde olması 3-sigorta şirketlerinin bu duruma(algıya) gecmiste cok müsade etmesi.. tüm yönleri ile geldiğimiz nokta budur..gecmişte hicbir yetkinliği olmayan insanlara acentecilik vs verilirse ve şirketlerinde bu durumu göz ardı etmesi ile maalesef 40+ yas üstü yurdum insanının düşüncesi bu olur..

Sn. Mine Ayhan son sözleriyle sigortacılığı zaten çok güzel özetlemiş. Sigortayı anlamak için önce sigortanın anlamını bilmek gerekir. Okuyup öğrenmek bu kadar mı zor?

vural bey,bankacı olduğunuz için ve kredili hayat sigortası satışı içerisinde olduğunuz için,sizin ürünlerinizin muafiyet ve kampasmları tam hayat sigortaları kapsamı gibi olmasını da beklememek gerek,sigorta ürünleri birbirini tamamlayıcıdır.tek bir ürünle tüm rizikolarını satamazsınız,ancak gerçekte kişilerin başına gelecek felaketleri tahmin etmeleri nasıl mümkün değilse,tüm rizk tespit analizleri yapıldıktan sonra da finansal danışmanın-sigortacının bu rizikoları tam sigortalayabileceği ürünler mevcuttur.iyi sigortacı da kendi şirketinde istenilen ürün yoksa bile müşterinin ihtiyacı olan ürün araştırması da üşteriye sunmalıdır,müşteri ihtiyacı ve memnuniyeti ancak mesleki bencillik olmadan ve tek düze hizmet vermemekten geçer,iyi çalışmalar size

sn. ışık. bir bankacı (kredici) olarak sigortacılık mevzuatına sizler kadar olmasa da konuya hakimim diyebilirim. mevzuatların %95'inin de yoruma açık olduğu aşikardır. belki sizin sigorta şirketiniz her kapsamda müşterilerinin yanında oluyordur ancak her şirket için bunu söylemek mümkün değildir. en azıdan yorumuma gösterdiğiniz ilgi ve cevap yazısı artık sigortacılarımızın da konuya hassasiyetle yaklaştıklarını gösteriyor ki bu durum beni oldukça memnun etmiştir. tşk.ler

ve eklemek istiyorum,sigorta beyanları tamamen iyi niyet prensipleri üzerine oluşturulur ve poliçeleştirilir ancak bunları sadece prensipte kalacak beyanlar olarak düşünmemek gerek,sigorta şirketine bulunduğunuz her beyan mevzuat ve doğruluk ve tazminat ödemeleri için hukuksal mevzuatlar çerçevesindedir.iyi niyet prensibi tüm taraflar için de aynı ağır koşulları taşır.

vural bey,şunu rahatlıkla söyleyebilirim eleştiride bulunduğunuz tüm konular mevzuat anlamında hazinenin kontrolündedir ve kesinlikle alınması gereken kararlardır,ve size şu konuda yardımcı olabilirim,vefat ve maluliyet ile ilgili bir hayat sigortası satın aldığınızda3-5 gün sonrayı bir yana bırakın priminiz sizden alındığı andan itibaren yaşayacağınız tüm risklerde teminat ödemesi gerçekleşir(hastalık-ecelen ya ada kaza sonucu,-yanlız ilk 3 yıl intihar ve daimi sürede aids teminat dışıdır)ancak kalpkrizi geçirdiniz ve hayatta kaldınız o zaman tazminat ödemesi için poliçedeki bekleme süresine bakılır(90-120 gün) olarak değişebilir.lütfen bişeyleri eleştirirken ve katıldığınız konularda asıl taraf ve mevzuatın kimin tarafından aslında sigorta şirketlerine ve sigorta mevzuatını hangi kurumun kararı ve gözetiminde olduğunu da bilerek yorum yapalım.check-up için de ;sağlık sigortası yaptırdığınızda ilk yenileme döneminiz itibariyle check-up yaptırabilirsiniz,tabii poliçe priminiz fazla çıktı diye siz sigortacınıza bunu çıkartın demediyseniz !!!her korumada belli koşullar için bekleme süresi vardır.sgk için de bekleme süreleri vardır, ve mevzuatlar hazine tarafından belirlenir ve son 10 yılda oluşturulan mevzauttaki gelişmeler iyiye gitmektedir,20 yıl önceki şayetler gibi geliyor hala bunlar.

bakana bir konuda katılıyorum. sigortalar tabiki kar maksatı ile kurulmuş kuruluşlardır. ancak sinekten yağ çıkarma huyları da bilinen bir gerçek. örneğin hayat sigortaları... sigortayı yaptırıyorsunuz ve size hangi sigorta şirketi chek up yaptırıyor ? hiçbiri. peki kendinizi sağlıklı hissedip herhangi bir rahatsızlığım yok diyorsunuz. aradan 3-5 gün sonra kalp krizi geçirdiniz ve mefta oldunuz. soruyorum, hangi sigorta şirketi zarar tazmini yapar ? cevap yine HİÇBİRİ... böylelikle hayat sigortalarından elde edilen primlerin en az %80'i kar olarak şirket kasasında kalır... sigorta şart ama Türkiye de olmasa da olur !!!

hazır sigortadan bahsetmişken,aracını sigortalatıp sonra planlayarak aracını perte çıkartıp malını nakite dönüştüren;konutunda hasar yaşadıktan sonra sigortalatıp hemen sigorta sigortacıya koşup konut sigortası yaptıran;işyerinde yangın tüpü dahi yokken sigorta şirketinden tam iş bekleyen,almadığı önlemler karşısında sigorta şirketlerine sürekli yüklenen,primini ödedim diyerek sigortacıları stres topu gibi gören ve ne yaparsanız yapın ne kadar doğru iş yaparsanız yapın ,mevzuatsız sandığı sigortaya sürekli muhalefet sanan terazinin hep kendi tarafında olduğunu düşünen katı beyinleri de bi irdelesek !!

Sayın bakan cok iyi bir noktaya deginmiş. Aracı kasko yaparken sıfır degerinden sigortalayıp hasar oluştugunda neden piyasada ki 2.el degerinden odeme yapıyorlar.TARSİM de de durum aynı urunu sigortlarken beyana gore police oluşturulur hasar oluştugunda senin agacın bu kadar urun vermez al şu fazla yatırdıgın prim hasar odemeside yok diyenlere çok iyi deginilmiş.

sigorta şirketlerinin olmadığı bir gün düşünün. sokağa çıkamazsınız.

Bunlar neden Gündeme Gelmiyor ; Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşların Sigortacılık Yaptığı, Esnaf birliklerinin sigortacılık yaptığı, Şoförler Odalarının Sigortacılık yaptığı, kooperatiflerin, derneklerin tobb un Sigortacılık yaptığı ve iç anadoluda en büyük Sigorta komisyonu Kazandığı lider olduğu, Neden Sigortacılık Kanunu işletilmediği, Neden Sigortacılar Ek iş yapamazkan , Başkaları ek iş Yapıyor, neden, Başka kuruluşlara al sana sigortacılık ek 2 iinci iş yap diye izin veriliyor, Bunlar neden konuşulmuyor