Büyüme yüzde 4'ü rahatlıkla geçer

Denizli Büyükşehir Belediyesi, Denizli Ticaret Odası (DTO), Denizli Sanayi Odası (DSO) ve Denizli Ticaret Borsası (DTB) tarafından yaptırılacak hizmet binasının işbirliği protokolü imza törenine katılan Bakan Zeybekci, törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bakan Zeybekci, ikinci çeyrekteki büyüme oranı ve buna doların etkisine yönelik soru üzerine, 2014 yılında 2,9 oranında büyüyen Türkiye'nin büyüme rakamlarında G7 ülkelerinin daha fazla, G20 ülkeleri içinde ise en iyi ilk 5 arasında olduğunu vurguladı. 
Türkiye'nin 2014'e ilişkin orta vadeli büyüme programında, en sonra revize edilen 3,3 rakamına ulaşamadığını kaydeden Zeybekci, bunu değerlendirirken çevrede yaşanan gelişmelerin göz ardı edilemeyeceğini belirterek, "Ukranya, Rusya, Kafkaslar'da Gürcistan bölgesindeki gelişmeler, İran'daki yaptırımlar, Irak'ta ülkenin yarısının bir terör örgütü tarafından işgal edilmiş olması, Suriye'nin yerle bir olması, en büyük ihracat ve müteahhitlik pazarlarımızdan Libya'ya olan ihracatımızın yüzde 40 seviyesinde aşağıya geliyor olması, Avrupa Birliği'nde büyüme rakamının hemen hemen sıfıra yakın olması ve ithalatla ilgili rakamların yüzde 1 seviyesinde artıyor olması... Bunlara rağmen Türkiye'nin yüzde 2,9 büyümesi inanın son derecede önemlidir" görüşünü aktardı. 
"2014'ün trendine bakıldığında, 2015'in ilk çeyreğinde büyümeyle ilgili rakamların istendiği gibi olmadığının, 1,5'lar seviyesinde olduğunun görüleceğini" ifade eren Zeybekci, şöyle konuştu:
 "Ama ikinci, üçüncü ve dördüncü çeyrekte almış olduğumuz son tedbirlerle iç piyasanın, iç üretimin, iç tüketiminde büyümeye etkisini çok üst seviyede görmeye başlayacağız. Ve 2015 yılı sonu itibariyle Türkiye rahatlıkla, şu andaki tüm şartların aynı kalması, farklı negatif bir şey olmaması halinde Türkiye'nin 2015 yılı büyüme rakamları yüzde 4'ün üzerine rahatlıkla çıkacaktır diye düşünüyorum. Bir de ihracattaki paritenin baz etkisi, büyük bir güçlü dalgası ilk dört ayda bitmiş olacak. 2015 yılının dördüncü, beşinci aylarından itibaren, paritenin baz etkisi ortadan kalktığında ihracatımızda gözle görülür bir toparlanma inşallah nisan ayından itibaren görmeye başlayacağız."
Yatırım mallarının ve ara malların vadeli ithalatında Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) oranının sıfıra indirilmesine ilişkin kararın ekonomiye ve iş dünyasına etkisine ilişkin soru üzerine Zeybekci, doğrudan nakdi olarak 500 milyon liranın üzerinde bir rakam olacağını belirterek şu cevabı verdi:
"Ama sanayi ve sermayemize etkisi, arkadaşlarımızın yaptığı bir çalışmayla yıllık olarak 1 milyar lira civarında öngörüldü. Yani cebinde kalan para anlamında. Ayrıca sanayicimize, üreticimize ve ihracatçımıza, sermayeye katkısı olacak. Yani borçlanabilme kabiliyeti... Yurt dışındaki bir müşteriden malı 6 ay veya 1 yıl vadeli aldığında, bununla ilgili bir maliyet olmadığından doğrudan üreticimizin, sanayicimizin cebinde kalan para olarak düşünün. Ve bunun sermayeye katkısını, Türkiye'de üretime, yatırma ve büyümeye katkısını düşündüğünüz zaman çarpan etkisi olacaktır. Mesela geçen hafta Başbakanımızın açıklamış olduğu 7,5 milyar liralık paketin çarpan etkisi gibi, Türkiye'deki üretime, ekonomiye 4-5 misliyle etkisi olacaktır." 
"Denizli'nin ihracatındaki düşüş ve sanayicilerin 2023 hedeflerini tutturamayacağı endişesine" ilişkin soru üzerine Zeybekci, Türkiye'nin mart ayı ihracat rakamlarının yüzde 13 seviyesinde, üç aylık ortalamanın da yüzde 7,5 seviyesinde düştüğünü belirtti. 
Bunun sebebinin bire bir parite olmadığını vurgulayan Bakan Zeybekçi, şöyle devam etti:
"Her yerde söylediğimiz şu; 2015 yılında dolar - avro paritesi 1,14 ortalamada olursa bunun bir önceki yıla göre ihracat üzerindeki 'eksi etkisi' yaklaşık olarak 10 milyar dolar olacak. Sadece paritenin etkisi... Ama 'Türkiye'de ihracat 10 milyar dolar sadece pariteden mi düşecek' derseniz hayır... Bunun olmaması yönünde Türkiye'de hükümetimiz elinden geleni gayreti gösteriyor. Miktar, adet bazında baktığımız zaman ihracatımız şuanda artı durumda.
Şuna da hazırlıklı olmamız lazım; biz bunları doğru bilirsek doğru tartışırız. Petrolün 60 dolarlık varil fiyatı 2014 yılı ortalamasında olursa, gerek enerjiye gerekse enerjinin emtia fiyatlarına, mal fiyatlarına eksi olarak yansıması
Şu anda dünya borsalarında külçe demirde yüzde 50'ye, bakırda yüzde 40'a yakın, benzer emtia fiyatlarında da aşağıya doğru bir gidiş var. Bu emtia fiyatlarınında aşağıya doğru gitmesinden dolayı Türkiye'nin ihracatı ayrıca eksi yönde etkilenecek. Toplam olarak baktığımız zaman 18-20 milyar dolar civarında eksi olarak etkilenme etkisi olacak. Etkileyecek, eksilecek demiyorum, etkilenme etkisi olacak... 
Şunu söylemek istiyorum; Cari açığımızda tarihi bir iyileşme, enflasyonda tarihi bir iyileşme, dış ticaret açığımızda tarihi bir iyileşme, ihracatın ithalatı karşılama oranlarında da tarihi bir yüksek rakamlara Türkiye inşallah 2015 yılında ulaşacaktır diye düşünüyorum." A.A