Standard & Poor’s özellikle geçen haftaki analizimizde vurgu yaptığımız şekilde hareket ederek bize göre sürpriz olmayan kendi standartları doğrultusunda bir karar verdi. Öyle veya böyle Türkiye’nin notunun yükseltilmesi sonrası, borsa yükseldi, dolar biraz geriledi, tahvil oranları ise yükseliş eğiliminin ardından yataya döndü. Sonuç olarak dünya piyasalarında belirgin ayrışmada Türkiye olumlu tarafta yerini pekiştirdi. Zaman Gazetesi Yazarı Selim Işıklar çözüm sürecindeki gelişmeleri ve borsaya etkilerini değerlendirdi. Bu gelişmelerin ardından İsrail’in özrü ve şipşak not artışının gelmesinin beklenen bir gelişme olduğunu vurgulayan Işıklar hafta içinde Merkez Bankası’nın toplantısında alınan kararlar piyasalarda olumlu karşılandığını yazdı. İşte o yazı:
Borç verme oranlarındaki 100 baz puanlık indirimler ve zorunlu karşılıklarla ilgili bir gelişmenin olmayışı lirayı güçlendirirken piyasalarda rahat havanın sürmesini sağladı. Şubat ayı dış ticaret verilerindeki beklenmedik gerilemeler ise sürekli olumlu gelen haberlere bir yenisini ekledi. Tüm bu olumlu gelişmeler Türkiye piyasaları için belki de son dört yılın en iyi haberlerinin bir arada gelmesi Borsa’yı 86 bine taşıdı.
Önümüzdeki hafta içeride dördüncü çeyrek ve yıllık büyüme rakamları, mart ayı enflasyon verileri, dışarıda ABD istihdam verileri ve Avrupa Merkez Bankası toplantısı kritik olarak izlenecek haber akışı olarak gözükmekte. Borsa daha önce ocak ayında gördüğü lira bazında 86 bin 700, dolar bazında ise 88 bin puan seviyelerini görmeye çalışırken bir yandan da kâr satışları ve dış gelişmelere odaklı temkinli bir duruş sergileyebilir gibi gözüküyor. Uzun süreden beri yabancı alımlarıyla ve belirli sayıda hisse öncülüğünde yükselen Borsa’nın bu kadar olumlu gelen haberlerin yabancıların işine geldiği unutulmamalıdır. Tahvil piyasasındaki gelişmeler ve yukarı yönlü baskılar ilgi çekici olmaya devam ediyor. Dışarıda Güney Kıbrıs’ın ardından bazı ülkelerde de benzer sıkıntılar yaşanabileceği söylentileri, Avrupa piyasalarında karışık seyirlerin yaşanmasına sebep oluyor. Bu gelişmelere rağmen halen rekor seviyelerde hareket eden ABD borsalarını paranın tercih etmesi mecburiyetten mi tartışılır.
Türkiye için yükseliş normal ama ABD, Almanya, hatta Japonya piyasaları suni bir şekilde hareket ediyor denilebilir. Bir tarafta para basarak, merkez bankasının zorlamaları ile hareket eden ve temerrüde düşmek üzere olan ABD’nin borsaları rekor üstüne rekor kırarken bunun ne kadar sağlıklı olduğu elbette tartışılır. Dikkat çekiyorum, büyük düşüşler büyük yükselişlerin ardından başlar. Zamanı henüz belirli değil ama ABD borsalarında tarihi zirveler bir noktada sona erecek. Büyük ihtimalle bu yaz ortası yaşanacak gelişmeler, FED kararları ve türev piyasalarındaki balonlar, 2008 yılı benzeri gelişmelere yol açabilir. Ama zamanlama konusunda farklı tarihler de söz konusu olabilir. Sonuç olarak borsa endeks hareketleri ekonomilerin iyice ısındığı dönemlerde çok sert aşağı dalgalanmalar yapmışlardır. Türkiye’de önümüzdeki hafta adını Borsa İstanbul olarak duyacağımız endeksin de eski zirve noktasını yakalayıp geçmesi an meselesi. Sonuç olarak beklentilerin sona ermesi ya da yabancı yatırımcıların satışa geçip geçmeyeceği oldukça önemli. Şu an derecelendirme kuruluşlarından gelecek yatırım yapılabilir not beklentisi iyice artmış durumda. Bu nedenle endeks riskli bölgelere yaklaşsa da her düşüş yeni alıcıları beraberinde getiriyor. 86 bin 700-88 bin ve 82 bin aralığı Borsa’nın birkaç haftalık seyri için takip edilmeli. 92 bin ise dolar bazı zirve noktası olan 51 bin dolar seviyesidir. İMKB son dönemde rekorlar kırsa da bu yükseliş Borsa’nın geneline halen yansıyabilmiş değil.
Avrupa Merkez Bankası kararı sonrası Euro’da neler olabilir?
Avrupa’nın bitmek bilmeyen sorunları, mart ayında Euro’ya en keskin düşüşlerinden birini yaşattı. Yaklaşık iki ay önce Euro/dolar paritesi 1,37 seviyesine kadar yükselmişken ABD ekonomisine ilişkin riskler ağır basmıştı. AB’nin şimdi de Güney Kıbrıs’ta yaşanan olumsuz gelişmeler ve sırasını bekleyen diğer ülkelerle ilgili sıkıntılarla boğuşması, belirsizliği tırmandırdı. Önümüzdeki hafta kritik Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısı sonrası Euro 1,2692-1,3045 bantta dalgalanma yaşayabilir. ECB’nin
faiz oranları 0,50 seviyelerinde, bu toplantıda oranların değişmesi beklenmiyor. Ancak son gelişmeler para birimini baskıda tutuyor. Büyük düşüş trendinde 1,2692 aşağı kırılırsa 1,23-1,20 seviyeleri görülmesi muhtemel dip seviyeleri. Uzun zamandır gündemde olmayan ABD istihdam verileri ile ilgili gelişmeler pozitif olmaya devam eder ise paritedeki düşüş desteklenir. Trendin gelişimine bakacak olursak bu seviyelerden sert yukarı dönüş ihtimali de mümkün. 1,3045 bu noktada önem kazanıyor.