BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaYaşam-MagazinBütün kötülüklerin anası uykusuzluk!----

Bütün kötülüklerin anası uykusuzluk!

Bütün kötülüklerin anası uykusuzluk!
08 Kasım 2016 - 14:51 www.finansgundem.com

Uyku Tıbbı bilimi, trafik kazalarından sonra alkol bağımlılığı ve obezitenin de başlıca nedenlerinden birinin uykusuzluk olduğunu kanıtlıyor...

Trafik kazaları kayıtlarında baş sorumlu olan uykusuzluğun, şimdi de obezite ve alkol bağımlılığının önemli nedenlerinden biri olduğu savunuluyor. Uyku tıbbı uzmanları, kamuoyunu bu iki sorundaki sebep sonuç ilişkisinde bugüne kadar uygulanagelen yaklaşımı, bundan sonrasında “tersten okumaya” davet etti. Araştırmalarına göre zannedilenin aksine alkol bağımlılığı ve obezitede uykusuzluğun sonuç değil, sebeplerden biri olduğunu belirten uzmanlar; uykusuzluğun tedavisinin bu hastalıkların tedavisindeki önemini vurguladı.

Bilimin yeni keşif alanı uykuyla ilgili son bilimsel araştırmaların tartışıldığı “17. Ulusal Uyku Tıbbı Kongresi” sona erdi. Antalya Belek’te 4 gün süren kongrede, günümüzün giderek yaygınlaşan uykusuzluk hastalığının, sonuçları hakkında çarpıcı sonuçlar aktarıldı.

Türkiye Uyku Tıbbı Derneği (TUTD)’nin sayıları her yıl artan uyku tıbbı hekimi ve teknisyenine yönelik olarak düzenlediği kongrede, uyku bilimindeki son araştırmalar ve tartışma konuları tüm yönleriyle değerlendirildi. Kongrede en dikkat çeken bulgulardan biri, alkol bağımlılığı ve şişmanlıkla “insomnia” adı verilen uykusuzluk hastalığı ve uykuda solunum bozuklukları hastalıkları arasındaki paralellik konusu oldu.

Derneğin daha önce başkanlık görevini de yürüten ve geçtiğimiz iki yıl boyunca yönetim kurulu üyesi olan uyku tıbbının önde gelen akademisyenlerinden Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksu, kongredeki sunumunda, obezite ile uykusuzluğun yakın ilişkisine değinerek şöyle konuştu:

“Uykunun temel fonksiyonu, aslında yalnız dinlenmek ve vücudun kendisini yenilemesi yeniden yapılandırması değil aynı zamanda enerji dengesini sağlamaktır. Yani uykunun en önemli işlevi, alınan enerji ile harcanan enerjiyi dengede tutmaktır. Bu bağlamda bakacak olursak görülmektedir ki tüm uyku sorunları, obeziteye bir eğilim oluşturur. Oysa bugün toplumca bu ilişkiye ters yönden bakıyor durumdayız. Obezite, uyku sorunlarının bir nedeni değil; uyku sorunları obezitenin önemli bir nedenidir. Siz uyku sorunlarını çözmezseniz, obeziteyi çözemezsiniz. Kişi şişman, kilolu olduğu için uyku hastalıklarıyla boğuşmuyor, uyku sorunu yaşadığı için kilo alma eğiliminde” diye konuştu.

Nöroloji, göğüs hastalıkları, pisikiyatri ve kulak burun boğaz uzman hekimlerince ve uyku tıbbı teknisyenlerince izlenen kongre sonunda, derneğin yeni yönetimi de belirlendi. İki yıldır dernek yönetim kurulu başkanlığı görevini yürüten Prof. Dr Oya İtil yönetim kurulu üyeliğine geçerek, yerini Prof. Dr. Fuat Özgen’e bırakırken; başkan yardımcılığına da Doç. Dr. Hikmet Fırat seçildi. Prof.Dr. Hikmet Yılmaz, Prof.Dr. İbrahim Öztura, Prof.Dr. Sinan Yetkin ve Doç.Dr. Banu Salepçi de derneğin seçilen diğer yönetim kurulu üyeleri oldu.

ALKOL MÜ UYKUSUZLUĞU YOKSA UYKUSUZLUK MU ALKOLÜ BESLİYOR?

Derneğin yeni Yönetim Kurulu Başkanı olan psikiyatrist Prof. Dr. Fuat Özgen de konuşmalarında uykunun toplumdaki öneminin henüz yeterince anlaşılmadığı, oysa uykusuzluğun bedelini her gün milyonların ödediği üzerinde durarak, şöyle konuştu;

“Araştırmalar, total uyku yoksunluğunda, belli bir süre sonra önüne geçilmez ölümler olduğunu ortaya koyuyor. Yapılan hayvan deneylerinde bu sürecin, üstelik öyle aylar, yıllar değil; günler içinde gerçekleştiği görülüyor. Kronik ileri derecede insan hayatını etkileyen uykusuzluğun, hem kişinin kendisince, hem başvurduğu hekimlerce çok dikkatlice ele alınması gerekiyor. Çünkü bugün biliyoruz ki uykusuzluk yaşayan insanların kendi kendini tedavi çabalarında en sık başvurulan yöntem, alkol almak. Oysa bu tam tersi şekilde tablonun çok daha ağırlaşmasına yol açıyor ve alkol bağımlılığına kadar ilerleyebiliyor. Alkol, uykunun derin uyku ve REM uykusu bölümlerini baskılayarak, daha yüzeysel bir uyku uyunmasına yol açar. Bedenin gerçek uykuda yapması gereken onarımları gerçekleştirmesini engeller. Kişi sorunu giderek daha ciddi boyutta yaşarken alkol alımını da kronikleştirmeye başlar. Bu da uyku ritmi ve kalitesini ileri derecede bozar. Sonuçta kronikleşmiş uykusuzluk, kronikleşmiş alkol bağımlılığı ile çoğalarak iki büyük probleme dönüşür…”

Uyku tıbbı uzmanlığını, göğüs hastalıkları uzmanlığı üzerinden tamamlayan Prof. Dr. Oya İtil ise alkolün ayrıca özellikle uykuda solunum bozuklukları açısından ciddi sorunlar yarattığını belirterek, şöyle konuştu;

“Bizim solunum sistemimizde üst hava yolunu genişleten bir kas grubu vardır. Alkol bu kasların fonksiyonlarını bozar ve dolayısıyla uykuda horlamanın sonunda oluşan solunum durmalarının sürelerini ve sayısını artırır. Bizler uyku tıbbı uzmanları olarak, alkolü, özellikle uykuda solunum bozukluğu yaşayan hastalarımızda, kesinlikle yasaklıyoruz.”

UYKU HASTALARININ KAZA YAPMA RİSKLERİ 7 KAT FAZLA…

Uykuda solunum bozukluğu hastalığının, obezite ile paralel ilişkisine vurgu yapan İtil, beden kitle indeksi 30’un üzerinde olan kişilerin risk grubunda olduğunu kaydederek şöyle devam etti:

“Bu kişilerde boyun ve karın çevresinde oluşan lokal yağlanma, hem solunumu hem de havayolunu etkileyerek, kişilerin horlamasını ve ‘apne’ dediğimiz solunum durmasını veya ‘hipopne’ dediğimiz solunum azalmasını artıran bir rol oynar. Apne-hipopnelerle uykusu bölünen kişi, uyuduğunu zannetse de aslında son derece huzursuz, yüzeysel ve bölünmüş bir uyku uyumaktadır. Bu durum sabah dinlenememiş uyanmaya, gündüz uykululuğuna yol açar. Karşılaştığımız o kadar ağır vakalar var ki yemek yerken başları düşebiliyor. Bu hastalar, iş yerinde uyuklayabilir, iş kazaları geçirebilir veya bu yüzden işlerini kaybedebilirler. Araştırmalar, bu kişilerde trafik kazası yapma riskinin 7 kat arttığını ortaya koyuyor. Dolayısıyla uykuda solunum bozuklukları, mutlaka uyku merkezlerinde tedavi edilmesi gereken en ciddi uyku bozukluklarından biridir. ”

ÇALIŞAN KESİMİN YÜZDE 10’U UYKUDA SOLUNUM BOZUKLUĞU İLE YAŞIYOR

Dernek ikinci başkanı seçilen göğüs hastalıkları ve tüberküloz uzmanı Doç. Dr. Hikmet Fırat da Türkiye’de dünyadakine benzer şekilde en sık görülen uyku bozukluklarından biri uykuda solunum bozukluğu olduğunu kaydederek şunları şöyledi:

“Bu hastalar tüm toplumun yüzde 2’si ila 4 arasında sayılsa da çalışma yaşamının 20 ila 60 yaş arasında olduğunu dikkate alırsak, bu oran iş yaşamında neredeyse yüzde 10’u bulabilecek bir orana yaklaşıyor. Türkiye’nin nüfusunu düşünürseniz, uykuda solunum bozuklukları olan hastaların bu oran çerçevesinde ne kadar fazla olacağını tahmin edebilirsiniz.”

Uykuda solunum bozukluğunun, “Polisomnografi testi” denilen bir uyku testi ile belirlendiğini kaydeden Fırat, bu ölçümlere ilişkin şu bilgileri verdi:

“Biz bu testte, hastanın saatteki tam veya kısmi nefes durması sayısını ölçüyoruz. Bizim “apne-hipopne indeksi” dediğimiz kriter budur. Eğer apne-hipopne indeksiniz, saatte 5 ve üzerinde ise sizde uykuda solunum bozukluğu var teşhisi koyabiliyoruz. Bu indeks üzerinden ayrıca hafif, orta ve ağır olmak üzere hastaları üç gruba ayırıyoruz. İndeks değerleri, 5 ile 15 arasında olanlar hafif derecede; 15 ila 30 arasında olanlar orta derecede; 30 ve üzeri olanlar ise ağır derecede uykuda solunum bozukluğu hastalığına sahip demektir. Dolayısıyla kendilerini risk grubunda görenlere, mutlaka erken teşhis ve tedavi için bu testleri yaptırmalarını öneriyoruz.”

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)