Bursa Teknik Üniversitesi’nden ‘finans sektöründe çalışanlar’ anketi

Günümüz rekabet koşulları örgütler ve yöneticileri yeni çözüm yolları aramaya itmiş ve sadece  geleneksel yöntemlerle örgütler başarılı bir performans sergilemekten her geçen gün uzaklaşmışlardır. Rekabetin yoğun yaşandığı sektörler hiçbir ayrıntıyı göz ardı etmeden, onları rekabette ileriye taşıyacak her ihtimali  değerlendirmeye çalışmaktadırlar.

Sadece ürün odaklı bir anlayışla çalışan işletmelerden bu güne örgütlerde insan faktörünün daha da önem kazandığı yapılan çalışmalarla da desteklenmektedir.

Üzerinde rekabet baskısını her geçen gün daha fazla  hisseden örgütler çalışanlarından iş tanımlarında bulunmamasına rağmen , yapıldığında işletmeye olumlu katkısı olacağını düşündükleri davranışlar sergilemelerini beklemektedirler.Bu davranışlar literatürde “duygusal emek” adıyla kavramlaştırılmıştır.

Çalışan için kendini mecbur hissederek , istemeden sergilediği bu davranışlar çalışma veriminde düşüş, işe devamsızlıkta artış, işten ayrılma niyetinin oluşması gibi işyeri ve çalışan için olumsuz sonuçlar doğurabilir. Ayrıca bu isteksiz duygu gösterimlerimesleki tükenmişliğin sebeplerinden biri olarak görülmektedir.

Çalışan üzerindeki ekstra iş baskısını azaltmak, sağlıklı bir iş ortamının oluşmasını sağlamak ve çalışan verimliliğini arttıracak düzenlemelerle, örgütsel faaliyetleri maksimize etmek örgütler için oldukça önem arzetmektedir. Bunun için çalışanların iş tanımlarında belirlenmiş rol ve görevlerin dışında daha içten gelen gönüllülük esasına dayalı biçimsel olmayan rol ve görevleri de üstlenme isteğinde olmaları, yüksek aidiyet duyguları taşımaları örgütler için dikkate değer bir konudur.

Tüm bu değişkenler kişilerin demografik özelliklerine göre de değişim göstermektedir.

IŞIK TUTACAK BİR ÇALIŞMA

Bursa Teknik Üniversitesi Yüksek Lisans Programı kapsamında konu ile ilgili bir araştırmaya ev sahipliği yapıyor.

Doçent Doktor Ali Çağlar Çakmak konuya ilişkin açıklamasında şunları söylüyor:

“Çalışma yaşamında rekabet baskısı her geçen gün daha da artıyor. Örgütler küreselleşen piyasalarda kendilerine daha sağlam yer edinebilmek için her alternatifi tekrar tekrar gözden geçiriyorlar. Gelişen teknolojilere ayak uydurabilmek, yenilikleri takip edebilmek elbette önemli ancak işyerlerinde insan faktörünün göz ardı edilmesi de düşünülemez. Çalışanların işveren ve iş beklentilerine uygun cevap verebilmesi fakat aynı zamanda kendi beklentilerini de karşılayabiliyor olmaları bir işyeri ortamı için istenebilecek önemli bir konu.
Biz de bu düşünceden hareketle işverenin çalışanlardan beklediği duygu düzenleme ve bu doğrultuda davranış gösterimlerinin bir tükenmişlik sendromuna dönüşüp dönüşmediğinin anlaşılabilmesi ve iş tanımlarında yer almamasına rağmen içten gelerek yaptıkları, biçimsel olmayan görevler üstlenmeleri çalışanları nasıl etkilemektedir sorunsalına bir nebze ışık tutacak bir çalışma başlattık.
Bu konuda finans sektöründe çalışan bireylerin hem iş özellikleri hem de sosyal ve kişisel farkındalıklarının yüksek olması bakımından çalışmamıza katkılarının dikkate değer olacağını düşünüyoruz. Çalışmamıza katkı sağlamak isteyen okuyucuların anket linkimize tıklayıp anketimizi eksiksiz doldurmalarını bekliyoruz. Araştırma sonuçlarımızı portal okuyucuları ile paylaşmak için de heyecanlıyız.”

ANKET İÇİN TIKLAYIN