Bülent Arınç'tan flaş Taksim açıklaması
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu’nun ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“Bakanlar Kurulu gündemimizde seçim sistemi konusu yoktu. Bildiğiniz gibi Demokratikleşme Paketi’ni açıklarken Sayın Başbakan muhalefetle birlikte bir öneri getirmişti. AİHM de yüzde 10’luk baraj bütün siyasi partiler için olduğundan hak ihlali olmadığını söylemişti. Üç seçeneğin olduğunu söylemişti sayın Başbakan. Bunlardan biri şu anki sistem. Diğeri daraltılmış sistem. Bir de bazı ülkelerde dar bölge sistemi vardır. Yani milletvekili sayısı kadar seçim bölgesi. Ne gariptir ki baraj üzerinde konuşanlar bu sistemler üzerinde hiç söz etmediler. Şu anda teşkilatımızda bu sistemlerden ikisi, daraltılmış bölge ve dar bölge, üzerinde çalışma yapılıyor. Bu çalışma bittiğinde karar verilecektir. Bugünkü seçim sistemi değişecekse bunun mutlaka haziran ayına kadar kanunlaşması gerekir. Çünkü Anayasa değişikliğin yapılacak seçimden bir yıl önce kanunlaşması gerektiğini belirtiyor. Bugün Nisan’ın 21’i ise önümüzde topu topu bir aylık bir süre var.”
“Sendikalar 1 Mayıs’ta Taksim’de gösteri yapmak istiyor sözü yanlış. Türk-İş Kadıköy’ü kabul etti. Bu konuda kanunlar geçerlidir. Taksim’in mitingler ve gösteriler için ayrılan bir alan olmadığı çok açıktır. DİSK’e başvuruları da olmadığı halde bu konuda bilgi verilmiştir. Ama onlar tartışmayı şiddetlendirmek gibi bir ısrarın içindeler. Taksim’de yayalaştırma projesi devam etmektedir. Hükümetimiz yıllar sonra 1 Mayıs’ı bayram olarak kabul eden ilk hükümettir. Sendikaları temsilen küçük bir grubun basın açıklamasına sanıyorum valilik izin verecektir. Ama günboyu sürecek bir eyleme kesinlikle izin verilmeyecektir ve yasadışı bir eylem olduğu için bunu yapanlar hakkında işlem yapılacaktır.”
“Seçimlerin iptali çok tabii bir şey. Başka ilçelerde de söz konusu. Ak Parti bu seçimlere hazırlanacak ve kazanmak için mücadele edecektir.”
“Dicle Üniversitesi Rektörü ile ilgili konu şüphesiz Bakanlar Kurulu gündemimizde değil. Ama özel olarak görüşlerimi ifade etmek isterim. Ben birkaç defa bu üniversitedeki etkinliklere katıldım. Kendisi iyi bir bilim kadını. Diyarbakır’ın evladı. Bildiğimiz kadarıyla çok mazbut, çok dindar ve çevresinde sevilen bir insan. Kamuda başörtüsü serbest bırakıldıktan sonra bir rektörün de bu şekilde görevine devam etmesi beni çok sevindirdi. Bu bence takdir edilecek bir davranış. Bu hanımefendi bizim bildiğimiz ve herkesin de tasdik ettiği gibi dindar bir hanımefendi ve görevlerini de başarıyla yerine getiriyor. Bu hanımefendi için böyle bir suçlamada bulunmak çok yanlış oldu. Ancak bir milletvekili bu baş örtmenin ardından kendisiyle ilgili geçmişe dönük bazı iddiaları gündeme getirdi. Elinde bazı deliller varsa niçin bugünü beklemiştir açıklamalıdır. Bir takım iddialardan kurtulmak için başını örttü deniyorsa bu çok çirkin bir iddia olur. Elinde belge ve iddia olanlar bir an önce yargıya başvurmalıdır. Yolsuzluk iddiası varsa ve bu gerçek ise niçin bugüne kadar bunlar ilgili makamlara verilmemiştir? Onun zamanlamasını rektör hanımın başını örtmesine paralel götürmenin şık olmadığı kanaatindeyim. Yine bu milletvekili arkadaşımız rektör hanımı paralelci olmakla suçluyor. Üniversitelerimizde geçmişte bu grupla faaliyette bulunmuş, onların düşüncelerini paylaşmış insanlar olabilir. Ama ne yapmışlardır? Suça karıştığına dair elinizde belge bilgi var mı? Bir değdi değmedi diye sağa sola selam veren herkesi suçlayacak değiliz. Adaletli olmak zorundayız. Önemli olan birine sempati duymak değil görevini kötüye kullanıp kullanmamasıdır. Ama o tutmadı bir de böyle deneyelim şeklindeki ithamları benim vicdanım kabul etmez. Ben sayın rektörün bu suçlamalar karşısındaki vakur duruşuna katılıyorum ve bu iddiaların süratle yargı tarafından incelenmesini istiyorum.”
“Don felaketinden mağdur olan vatandaşlarımızla ilgili bir Bakanlar Kurulu karanının çıkacağını düşünüyorum.”
“1 Mayıs gösterileri sırasında bir takım polislerin görevlerini yerine getirmeyeceği, amirlerinin, hükümetin emirlerini yerine getirmeyeceği yönündeki iddialar tahammül edilemez. Ben hukuka, kanunlara riayeti namus bilen polisimizi bilirim. Siz öyle bir şey söylüyorsunuz ki bu bize 80 öncesini hatırlatıyor. Buna asla müsaade etmeyiz. Kesinlikle böyle bir şey yok ve buna müsaade etmeyiz.”