BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaLeasing-FaktoringBu sektör görmemezlikten gelinemez----

Bu sektör görmemezlikten gelinemez

Bu sektör görmemezlikten gelinemez
21 Haziran 2011 - 15:31 www.finansingundemi.com

TEB Factoring Genel Müdürü Çağatay Baydar Finansgundem.com’a konuştu.

Factoring sektörü giderek büyüyor ve hızla ivme kazanıyor. Ancak sektör hızlı büyüse de önünde engeller var. Sektör Faktoring kanununun çıkmasını ve bu kanunda factoring şirketlerinin vergisel haklarının, faaliyet sınırlarının belirlenmesini istiyor. Çünkü bu kanun çıkar ve vergisel haklardan yararlanabilirse şirketler çok daha hızlı bir büyüme kaydedecekler. Dünyada muhabirli işlemlerde ikinci sırada yer alan TEB Factoring’in genel müdürü Çağatay Baydar ile sektörün sorunları, hedeflerini ve beklentilerini konuştuk.
BERRİN UYANIK BEKAR/FİNANSGUNDEM.COM
Kurum olarak önemli bir birleşme sürecinden geçiyorsunuz. Bu süreç sizin açınızdan nasıl geçti, neler yaşandı? Bu birleşme sizin açınızdan ne gibi etki ve sonuçlar yaratacak?
Çağatay Baydar: TEB, Fortis birleşmesi sonucunda bankacılıkta 600’ü aşkın şube ağına ulaştık. Ama faktoring şirketleri birleşmedi, çünkü BNP’nin satın aldığı kısımda faktoring şirketleri yok. Biliyorsunuz BNP, Fortis'in Belçika tarafındaki kısmını satın aldı. Fortis'in faktoring şirketleri Hollanda'nın sahip olduğu tarafta kaldı. Dolayısıyla Fortis Faktoring ile bir birleşmemiz söz konusu olmadı. Fortis Faktoring'in adı ABN Ambro olarak değişti. 600’ü aşkın bir şube olması faktoring için tanıtım ve büyüklük açısından çok işine yarayacak bir yapılanma oldu. TEB Faktoring sektörde üçüncü sırada. Birinci Yapı Kredi Faktoring, ikinci Garanti Faktoring. TEB Faktoring 300 şube ile üçüncü konumda. Bugün 600 şube ile ikiye katlamak gibi bir imkana sahibiz. TEB - Fortis birleşmesiyle şube sayısının ve personelinin artması işlerimizi ciddi boyutta geliştirecektir.
Bu birleşme sektördeki yerinizi nasıl etkileyecek? Sıralamada daha yukarı çıkma hedefiniz var mı?
Çağatay Baydar: Birinci olmak gibi bir hedefimiz var ama grubumuzun faaliyet alanları diğer şirketlerin faaliyet alanlarından farklı. O yüzden çok da kolay değil. İhracatta muhabirli işlerde birinciyiz. FCI’daki muhabirli işlemlerde ve garantili faktoring işlemlerinde 2010 yılında en fazla işlem hacmini gerçekleştiren şirket olduk Türkiye’de. Mart sonu itibariyle dünyada ikinci sıradayız. Birinci sırada ihracat faktoringi yapan Bank Of China, ikinci ise Teb Faktoring, bu dünyada çok önemli bir sıralama. Teb Faktoring aynı zamanda iki yıldan beri dünyanın en iyi ihracat faktoring şirketi seçiliyor. Bir Türk şirketinin de bu ödülü iki yıl üst üste alması büyük bir başarıdır. Ben FCI’ın başkan yardımcılığını yapıyorum . Türkiye’de faktoringin gelişimi devam ediyor, çok iyi bir noktaya geldi ve daha da gelişecektir.
Çin gibi bir ülkeden sonra ikinci sırada olmayı nasıl başardınız?
Çağatay Baydar: Türkiye muhabirli ihracat işlemlerinde dünyada üçüncü sırada. Birinci Çin, İkinci Tayvan, Üçüncü ise Türkiye. Bizden sonra Hong Kong, Yunanistan, İspanya ve Japonya geliyor. Muhabirli işlemlerde gene dünya sıralamasına baktığımız zaman Bank Of China birinci, TEB ikinci, HSBC Tayvan üçüncü sırada. Hem ülke olarak hem de şirketimiz olarak ihracat faktoringini kullanan, ihracatçılara bunu kullandıran hacim yaratan bir ülke ve şirket konumundayız. Bu nasıl oluyor derseniz Türkiye’deki ihracatların çoğunun mal mukabili ve hesabı Avrupa ve Amerika ülkelerine gidiyor. Tekstil, kuru gıda, enerji, petrol malzemeleri ve hatta otomotiv yan sanayi gibi factoringe uygun mallarımızın ihracı var Türkiye’de. Faktoringe uygun olunca biz de bunu gidip ihracatçılarımıza anlatıyoruz. Bu aslında bir odaklanma meselesi. Şirket olarak strateji ve vizyon olarak ihracata ve KOBİ’lere destek vereceğiz dedik ve bu kapsamda da ihracatçılarımızı destekliyoruz. TEB Faktoring bu yıl 1.1 milyar dolar ihracat hacmi yapmıştı . Biz Türkiye ihracatının yüzde 1’ini bir faktoring şirketi olarak üzerimizden geçiriyoruz.
Bütün bu gelişmeler de yabancı bir banka ortaklığının olmasının payı var mı?
Çağatay Baydar: Yabancı bir bankanın ortaklığının avantajı var. Mesela BNP’nin Hollanda, Belçika, İspanya, İtalya ve Portekiz’de faktoring şirketleri var. Hem buradaki faktoring şirketleri ile sinerji yaratmamızı, hem de BNP’nin uluslararası kaynaklarından yararlanmamızı sağlıyor. Bu yüzden de sektörde piyasa yapıcı rol oynayabiliyoruz. İhracat işlemlerinde piyasa yapıcı bir rolümüz var. Uzman ve tecrübeliyiz stratejimizde de ihracatı büyütmek var başarı sonrasında kendiliğinden zaten geliyor. Türkiye’nin 113 milyar dolar ihracatının yüzde 60’ı açık hesap yani 60-65 milyar dolar ihracat açık hesap yapılıyor. Bunun yüzde 60’ı da Avrupa’ya Amerika’ya yapılıyor. Aslında faktoringe uygun kabaca baktığımız zaman 40 milyar dolarlık bir hacim var bunun ise toplam yüzde 10’u faktoringden geçiyor. Türkiye’nin ihracatı, mal mukabili açık hesap olduğu müddetçe faktoringden yararlanma potansiyelinin ve imkanının arttığını görüyoruz. Bizim işimizde bunu değerlendirmek. İhracattaki büyüme sektöre de yansıyor. Türkiye dünyanın üçüncü faktoring ihracı yapan ülkesi haline geldi. Türkiye’nin bir şirketi ikinci sıraya yükselmiş ve en iyi faktoring şirketi ödülünü dünya da iki yıldan beri kazanıyor ve bir yönetici FCI’ın başkan yöneticisi.Dolayısıyla uluslararası bazda faktoringde ülkenin geldiği yer parmakla gösteriliyor, gurur duyuluyor ve gurur duyulacak bir yere geldi. Bunu kanun koyucularımızın görüp “bu sektör de iş var, potansiyel var, biz bu sektörü desteklemeliyiz, bu sektör faydalı bir iş yapıyor” demesi lazım. Bu kadar kritik bir noktadayız . Bir kanun tasarısını geliştirmeye çalışıyoruz, bir takım vergisel problemleri çözmeye çalışıyoruz. Bu başarılardan dolayı önümüzü açmalarını bekliyoruz. Bize destek olmalarını bekliyoruz. Çünkü çözülmesi gereken problemlerimiz var.
Peki çözülmesi gereken sorunlar neler ?
Çağatay Baydar: Bankacılık kanunu gibi bir faktoring kanunumuz yok. Faktoring kanunun çıkmasını ve bu kanunda faktoring şirketlerinin vergisel haklarının, faaliyet sınırlarının belirlenmesini istiyoruz. Mesela Maliye'de faktoring şirketleri denetim altına girdi ve şüpheli alacaklarımızla ilgili, bankaların ayırdığı karşılıklar gibi karşılık ayıramıyoruz. Aslında bankalar gibi bir finansman işi yapıyoruz. Banka para kaybettiği zaman karşılık ayırıyor, vergiden düşüyor. Ama biz para kaybettiğimiz zaman karşılık ayırıp vergiden düşemiyoruz. Benzer bir iş yapıyoruz ama onların sahip olduğu vergisel haktan faydalanamıyoruz. Bankalardan kredi kullanıyoruz yüzde 5 BSMV ödüyoruz. Müşteriye kredi kullandırıyoruz bir yüzde 5 daha BSMV daha ödüyoruz. Durduk yerde maliyetimiz yüzde 10 artıyor. Ama aslında müşterinin maliyeti artıyor ve müşteri bundan rahatsız oluyor. Vergiler yüzünden kaynak maliyetimiz artıyor ve müşteriye bunu yansıtmak zorundayız. Bu yüzden bizim bu dolaylı vergilerden kurtulmamız ve sektör olarak uluslararası normlara gelmemiz gerekli. Mesela bankalararası piyasadan para kullanabilmemiz gerekiyor. Bankalar Merkez Bankası'ndan alıyor, müşteriye para satıyor. Fakat biz bunu yapamıyoruz. Taşıma suyu ile değirmen döndürmeye çalışıyoruz. Faktoring dünyada prestijli üst düzey bir konuma geldikçe Türkiye’de daha faydalı olacağı yerde kısıtlı imkanlarla daha az fayda sağlayabiliyoruz. Biz firmalara üç tane hizmet veriyoruz. Kısa vadeli ticari alacağa karşı doğmuş veya doğacak ticari alacağa karşı verilen garanti , tahsilat ve finansman hizmetlerinin toplamını yapıyoruz. Sadece garanti verebiliriz, sadece tahsilat ta yapabiliriz, finansman hizmeti de verebiliriz. Ticaret varsa faktoring var ve ticareti destekleyen bir sektörüz. Biz de desteklensek ticareti daha çok destekleyeceğiz. 2008 krizinde dünyadaki krizde para batıran ihracatçılarımız faktoringe geldi çünkü anladılar ki karşı tarafta bir ödenmeme riski , paralarını tahsil edememe riski var. Para kaybettikleri zaman akıllandılar. Şimdi faktoring büyüyor, çünkü alacaklara karşı garanti veriyoruz. Artık pabuç pahalı ve dünyada çok ciddi bir şekilde garanti ve teminat sıkıntısı da var. Bu yüzden biz iyi bir hizmet veriyoruz.
Yani krizde faktoringin önemi anlaşıldı?..
Çağatay Baydar: İhracat faktoringin panzehiridir diyebiliriz . Global krizde büyümek için faktoring çok ideal bir üründür. Korkmadan mal sevkiyatınızı sağlıyorum. 2010 yılında faktoring işlem hacmi yüzde 70 artmış. Enflasyonun yüzde 6 ,büyüme hızının yüzde 7 olduğu bir ülkede nasıl olmuşta faktoring bu kadar hızlı büyüyebilmiş, finansmanlarımız ve alacaklarımız yüzde 48 -50 artmış. Çünkü 2008 yılında krizden dolayı faktoring şirketlerine gelen talep, firmaların garanti ihtiyaçları ve tahsilat hizmeti ihtiyacı arttı. Bankalar krizde finansmanları kısarken, faktoring şirketleri KOBİ’lere, ticari alacaklara para vermeye devam etti. Biz hem dünyada, hem Türkiye’de rüştümüzü ispatladık.
Sektör olarak beklentileriniz neler ve bu istekleriniz yapılarsa ne kadar büyürsünüz?
Çağatay Baydar: Her yıl yüzde 30 büyürüz ve hatta düzenlemeler olursa da çok daha hızlı büyür ve 100 milyar dolarlara geliriz. Bugün 52-53 milyar dolardayız. Dolayısıyla yüzde 30 büyüsek 3 yılda 100 milyar doları yakalarız ve gayri safi milli hasıla içinde yüksek bir paya sahip oluruz. Sektörlerin bizi iyi kullanması lazım.
Biz geçen yıl yüzde 90 civarında büyüdük. Sektörden daha fazla yüzde 40 gibi büyürüz. TEB - Fortis birleşmesi de hacimlerde bize çok yardımcı olur diye düşünüyorum. Sektördeki ilk üç oyuncudan birisi olarak faaliyetimize devam ederiz. Vizyon olarak ise şunu benimsedik; birincisi küçük KOBİ’lere hizmet verelim. Faktoring ürünü KOBİ’ler için yaratılmıştır. Dünyada 1960’dan beri kullanılıyor, küçük ve orta ölçekli firmalara göre şekillendirilmiş. Onların kredi, sigorta, tahsilat hizmetlerine daha çabuk ulaşmalarını sağlayan bir ürün. Şirket olarak biz de 5 yıl önce birincisi KOBİ’lere gidelim ikincisi ise ihracata gidelim dedik. İşte bu kapsamda götürmeye devam ediyoruz.
Sektör her yıl ne kadar büyür.?
Çağatay Baydar: Geçen yıl işlem hacmi olarak yüzde 70, aktif toplam olarak yüzde 48 büyüdü. Faktoring sektöründe çok ciddi bir büyüme var. 20 yıldan beri ortalama büyüme hızı yüzde 44 çünkü , Türkiye’de ticaret vadeli ve işletme sermayesi eksik olduğu için çok ciddi bir vadeli çek sirkülasyonu var . Vadeli çek ve vadeli alacaklar piyasada döndüğü müddetçe faktoring için kullanım alanı hep olacak .Bu piyasada bankalar ve çok iyi şirketler var. Piyasanın ihtiyacını karşılayan 78 tane BDDK izinli faktoring şirketi var ve hep olacak çünkü Türkiye’de işletme sermayesi açığı var.
Sektörün BDDK’ya bağlanması ile imajı düzeldi mi?
Çağatay Baydar: BDDK’ya bağlandıktan sonra faktoring sektörünün çok önemli artıları ve kazanımları oldu. Bizim için bir dönüm noktasıdır. İkinci önemli katkısı ise açık ekonomi dediğimiz kayıtsız ekonomi kayıt altına alındığı müddetçe faktoringe girecek olan işlem hacmi artacaktır çünkü işlemi yapmak için fatura istiyoruz. Kayıtsız ekonomi demek faturasız ekonomi demek. Bu satışlar ne kadar çok faturalandırılırsa ve kayıt altına girerse o kadar çok faktoringe tabi işlem olacaktır. Sektörü desteklemeliler çünkü faktoring kayıt altına alıyor.
Türkiye’de kredi sigortaları neden yavaş gelişiyor ?
Çağatay Baydar: Türkiye’de kredi sigorta sistemi yavaş yavaş gelişiyor. Çünkü Türkiye’deki bilançolar kayıtsız ekonomi nedeniyle şeffaf ve doğru değil. Halbuki toplam bilançolar şeffaf olsa ve kayıt altına alınsa bizim bu işleri yapmamız ve sağlıklı olarak değerlendirmemiz da kolaylaşacak. İşte size yeni bir potansiyel. Türkiye’nin AB ve modernleşme , gelişme yolunda attığı her adım faktoringe yarayacak.
Dünyadaki faktoring işlem cirolarına bakıldığında Türkiye'de alacak çok yol var. İngiltere’de faktoringin işlem cirosu 200 milyar dolar ve GSMH'nın yüzde 13’ü... İspanya’da GSMH'ye göre oranı yüzde 10, işlem hacmi ise 150 milyar dolar. İngiltere, İspanya, Fransa’da 150 -200 milyar dolar hacim var ve bu GSMH'nın yüzde 10’una denk geliyor. Bizde 50-52 milyar dolar hacim var ve GSMH'nın yüzde 7‘sine denk geliyor. Dünya standartlarına göre bu hacmi ikiye katlayabiliriz. Sektörün dünya çapında 2 trilyon dolar hacmi var. Dünyada bu kadar hacim var ise demek ki bu ürün faydalı. İşte bu yüzden ben diyorum ki dünyanın en iyi faktoring şirketlerinden biriyiz. İmaj sorunu diye bir şey yok aslında... El üstünde tutulan ve alnımızda dünya şampiyonu yazan bir sektörüz. Ama maalesef kayıtsız ekonomi ve kayıt dışı işlemler nedeniyle bir imaj sorunu var. Bugün Türkiye’nin en büyük 10 şirketinden 8’i faktoring yapıyor. Bizim aslında kurumsal bazda tanınırlığımız ve bilinirliliğimiz var. Sektörde denetlenemeyen yanlış uygulamalar yüzünden imaj bozuluyor. Faktoring derneği olarak imaj sorunu için tanıtım ve bilgilendirme kampanyası yapıyoruz.

Taleplerinizi ilgili kurumlara ve kamu oteritelerine iletiyor musunuz?
Çağatay Baydar: İletiyoruz ama yasa komisyon bekliyor. Şimdi yine seçim sonrasına kaldı. Kanun çıkarsa birlik olacak birlikten sonra sektör biraz daha regüle olacak. Daha biz yeni yeni sektörleşiyoruz. Kimse bu sektörü görmemezlikten gelemez. Piyasaya verdiğimiz para aktif toplamı 10 milyar dolar (15 milyar TL). Biz böyle bir hacim yarattık, bu yüzden imaj sorununun olmaması lazım. Zaten BDDK ya da kanun koyucularda böyle bir problem yok. Problem KOBİ’lerde ürünü iyi tanımayan firmalarda. Faktoringi tefeci zanneden firma da “faktoring kullanırsam beni zor durumda düşünürler” diye düşünüyor. O imaj halen var. Böyle düşünen insanları biliçlendirmek lazım. Faktoring, bankadan daha iyi. Banka ipotek alıyor ben alacağına para veriyorum. Bana göre faktoring ile çalışmak daha esnek, daha çabuk ,daha faydalı. İşletme sermayesi alacağından kaynağını sağlıyorsun. Bizim işimiz süper. Ama biliçlendirmeyi tabana yaymak lazım.
Sektör olarak bu yönde yeni adımlar atacak mısınız?
Çağatay Baydar: Sektör olarak yeni tanıtımlar bilgilendirmeler yapıyoruz. Bu tanıtımlara Eylül ayında başlayacağız.İletişim kampanyamızı dernek yönetimi yapıyor. Bu sonbaharda yetkiyi aldık yapacağız.
Faktoring derneğinin logosu değişecekti bir gelişme var mı?
Çağatay Baydar: Değişecek var çalışıyoruz. Bana göre sektör sınıf atladı. 2008 ve 2009 çok faydalı oldu. Sadece Türkiye’de değil dünyada da faydalı oldu. FCI’ın 2010 rakamlarına göre dünya da bizim yaptığımız faktoring hacmi yüzde 20 arttı euro bazında. Dünyada faktoring hacmi 2.2 trilyon Euro oldu. Yüzde 19 arttı. Dünyada da faktoringin kıymeti arttı.
Dünyada bize gelen işler garantiye de yönelik krizden dolayı garanti hizmeti de çok öne çıktı. Faktoringin dünyada önemi artıyor. Bu kadar kıymete binen başka bir sektör yok bana göre.
Bu büyüme dönemsel bir şey mi?
Çağatay Baydar: Hayır dönemsel bir büyüme değil. Türkiye’de ve dünyada vadeli ticaret devam ettiği sürece faktoringin gelişimi devam edecek. Hatta kredi sigorta sistemi iç piyasada etkin kullanılmaya başlanırsa hacim çok çabuk ikiye katlanır.
Türkiye’de kredi sigorta şirketleri var ve kredi sigortası yapıyorlar ama bizim istediğimiz yaygınlıkta değil. Faktoring şirketleri de henüz yeteri düzeyde kullanamıyor. Şu an işbirliği ile ilgili görüşmeler devam ediyor. Dünyada faktoring şirketlerinin kredi sigorta poliçeleri var. Faktoring şirketleri risklerini kredi sigorta şirketlerine sigorta ettiriyorlar. Biz henüz uygulama aşamasına gelemedik. Bunu yaptığımız zaman 150 milyar dolar olur. Çünkü o zaman risk satın alabiliriz.
Peki Türkiye’de kredi sigortalarını faktoring şirketleri neden kullanamıyor?
Çağatay Baydar: Bana göre Türkiye’de kredi sigortalarının yeterli derecede gelişememesinin sebebi bilançolarımızın yeterli şeffaflıkta olmaması. Avrupa'da şirketin vergi dairesine girdiğiniz zaman bilançosu ortaya çıkıyor. Ama biz burada ulaşamıyoruz. Böyle olunca da olmuyor tabi ki... Dolayısıyla kredi sigorta şirketleri riski almak için bu rakamların güvenilirliğine ihtiyaç duyuyor. Türkiye’de mali raporlama, denetim geliştikçe kredi sigorta uygulamaları da gelişecek. Türkiye’de yeterince gelişememesinin nedeni budur.
Türkiye son birkaç yılda çok farklı bir konuma çok gelişmiş ve kuvvetli bir duruma geldi. Tabi bunda düşük enflasyonun çok önemli bir katkısı oldu. Faktoring sektörü için önümüzdeki 10 seneyi yeni bir dönem olarak tanımlıyorum.
Sektöre yabancı ilgisi nasıl?
Çağatay Baydar: Yabancı ilgisi var... Zaten sektörde yabancı ortaklı şirketler olduğu için yabancı fonların geldiği şirketler de var... Faktoring sektörü biraz daha verimli çalışan bir sektör bu verimlilik yabancı sermayenin de dikkatini çekiyor. Yabancılar sektörünün geleceğini parlak görüyorlar. Ve bundan sonra da yabancı ilgisi artacaktır. Bilmemiz gereken şey; Türkiye de 2010 yılında toplam faktoring hacminin yüzde 91’i iç piyasadan yüzde 9’u ihracattan yapıldı.
En büyük beş şirketin pazar payı ne kadar?
Çağatay Baydar: En büyük beş şirket sırasıyla Yapı Kredi, Garanti, TEB, Vakıflar ve Fiba. Bu şirketlerin Pazar payları ise yüzde 63.

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • gençlik01 Haziran 2011 14:41

    bu eoportajı benden başka tam okuyan varmı :)) seviyorum am aben böyl eşeyleri... biraz daha vurgulu olabilirdi önemli noktaları, yazı rengi felan... ama başarılı buldum. sohbet havasında ...