Brüksel'de HSYK değişikliğini anlattı
Başbakan, soruşturmalardaki akıl almaz usulsüzlük ve hukuksuzluklardan misaller vermenin yargıdaki paralel yapıyı anlamalarına yettiğini söyledi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel'de AB liderleriyle temaslarda bulundu. Brüksel ziyaretinde kendisine en çok sorulan soru ise HSYK ile ilgili düzenlemeler oldu. Başbakan, AB liderlerinin HSYK ile ilgili kuşkularını giderebildi mi? Hürriyet yazarı Akif Beki, Başbakan Erdoğan ile Brüksel dönüşü uçakta yaptığı görüşmeyi köşesine taşıdı. Beki'nin yazısından bazı bölümler şöyle:
Başbakan'a o soruyu sordum, “Avrupalıya paralel devleti anlatmak güçtür, siz anlatabildiniz mi?” dedim.
Düşündüğüm gibi, HSYK düzenlemesiyle ilgili görüş alışverişi kolay geçmiş. AB ülkelerindeki uygulamalarla da örneklendirip ‘bağımsız yargı’ kaygılarını gidermiş Başbakan.
Ama bizdeki Cemaat garabetini Avrupalılara anlatmanın zorluğu konusunda fena yanılmışım. Meğer onda da hiç zorlanmamış. “Zaten bir anlayış geliştirmişler bu konuda, bir fikirleri oluşmuş, ne olduğunu biliyorlar. Paralel örgütü anlatmak zor olmadı” dedi.
Hazır bir altyapı üzerine gelince, 17 Aralık’ın antidemokratik bir komplo olduğunu izah, iş olmaktan çıkmış. Muhatapları, leb demeden leblebiyi sökecek durumdalarmış.
Görüşmelerde, yargıdaki paralel çarkı hangi verilerle somutlaştırdığını da merak ediyordum.
Başbakan, soruşturmalardaki akıl almaz usulsüzlük ve hukuksuzluklardan misaller vermenin yettiğini söyledi.
“AB Konseyi, Komisyonu ve Parlamentosu başkanlarına gösterdiğiniz kumpas emarelerini Kılıçdaroğlu niye göremiyor peki? Brüksel’de, Ankara’dakinden farklı şeyler mi döktünüz ortaya” dedim.
“Hayır” cevabını verdi...
Paralel örgütlenmeyi Barosso idrak edebilirken Kılıçdaroğlu kavrayamadı mı sorusuna da, “Aklıselim, aklıhalim farkı” şeklinde bir açıklama getirdi.
Brüksel dönüşü, Erdoğan’la uçakta topluca konuştuğumuz diğer soru ve cevaplarsa şöyle:
- Paralel yapıyı nasıl anlattınız?
İkna olduklarını zannediyorum. Paralel yapıyı anlattım. Bazı örnekler verdikten sonra onlar da olaydan rahatsız oldular. Mesela ikinci dalgada 25 çuval belgenin açılmadan hemen gözaltı talimatı verilmiş olması. Çolakkadı bunları duyunca yeni görevlendirme yapıyor. 4 savcı daha sonra görevlendirme oldu ya. Bununla olayın aslı meydana çıkıyor. Yani mühürleri sökerek incelemeye başlayanlar yeni görevlendirilen savcılar. İncelemeden gözaltı kararı vermiş olanların hedef aldıkları işadamları da enteresan. Ağırlıklı olarak bir havalimanı işini ve üçüncü köprü işini alanlar.
- AB’de de güçlü bir destek aldınız. Bunu nasıl değerlendirdiniz?
‘2014 milat olabilir’i bunun için söyledim. AB sıkıntımız Almanya, Fransa ittifakı nedeniyle. Almanya seçimi yaşadı. Olumlu bir koalisyon oldu. Fransa’da iyi yaklaşımı olan bir idare geldi. Hollande Ankara’ya geliyor ve temaslarımız... Almanya seyahatim olacak. Bu görüşmelerle birlikte bloke edilen fasıllarla ilgili mesafe alabiliriz. Eğer mesafe alabilirsek bu yıl farklı olabilir.
- Paralel yapılanmayı fark etmeniz 7 Şubat mı yoksa daha önce mi?
En somut olay MİT krizi. Onu biz bizzat yaşıyoruz. Somut hale gelmesi için bazı şeylerin yaşanması lazımdı. Yaşananlar kimin kiminle bağlantılı olduğunu gösteriyor.
- Brüksel’de genelde laiklik konuşulurken şimdi Cemaat ile anılmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin aldığı mesafe ortada. İslam ve laiklik konusunda kazandırdıklarımızı gayet iyi biliyorlar. Mısır’da laiklikle ilgili yaptığım konuşmayı da biliyorlar. Orada laiklik konusunun İslam’la ters düşmediğini Müslüman Kardeşler’e de anlatmıştım. Kaldı ki bizim parti tüzüğümüze göre de laiklik devletin bütün inanç gruplarına aynı mesafede olması.
- Medyaya düşen Suriye fotoğrafları konusunda AB yetkililerinin tepkisi ne oldu?
Hepsi bundan çok rahatsız. Ciddi adım atılmasından yanalar. AB’nin çok daha kararlı davranması gerektiğine inanıyorlar. Putin’in Avrupa seyahati var yakında. Bunu ona da anlatmaları gerektiğini söyledim.
- Bu ziyaretinizde siz kendinizi Avrupa’nın siyasi kanadına anlatma imkânı buldunuz. İş dünyasına nasıl anlatmayı düşünüyorsunuz? Davos daveti bu açıdan bir fırsat olabilir miydi?
Ali Bey ve Mehmet Bey oradalar. Onlar gerekeni anlatıyorlar. Bu zaten onların görevidir. İlerleyen zamanlarda da değişik ülkelere ziyaretlerimiz de söz konusu olacaktır. Gittiğimiz yerlerde kendimizi anlatma fırsatı buluruz.