Brexit sonrası bankacılık yarışını Paris kazandı

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

2016 yılındaki Brexit referandumundan sadece bir yıl sonra ABD bankalarının büyük çoğunluğu Avrupa Birliği merkezlerini Almanya’nın finans şehri Frankfurt’a kurmuştu. Uluslararası okulların bulunduğu bölgeler İngiltere’den gelecek bankacılar için rezerve ediliyordu ve emlak fiyatları fırlamıştı.

Ancak fırsat arayan tek ülke Almanya değildi. Financial News’in haberine göre Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aşırı sağcı aday Marine Le Pen'i yenerek zafer kazanan Emmanuel Macron, dünyanın en büyük yatırım bankalarına kur yapmaya başladı.

FN haberine göre ismi verilmeyen büyük bir Wall Street bankasının CEO’su “Fransızlar, ticaret birimleri açabileceğimiz muhteşem, tarihi binaların fotoğraflarını çalışanlarımıza mesaj atıyor, harika yemekleri ve harika altyapıları olduğunu söylüyorlardı. Gelir vergilerini, kurumlar vergisini düşüreceklerini ve çalışanları işten çıkarma süreçlerimizi kolaylaştıracaklarını söylediler. Yapacaklarını söyledikleri her şeyi yaptılar” ifadelerine yer verdi.

Altı yıl sonrasında ise Frankfurt birçok bankanın resmi olarak AB merkezi olmayı sürdürse de Paris yetenekli bankacılar için yapılan mücadeleyi kazandı. Bank of America Brexit’ten sonra Paris’i tercih eden ilk Wall Street bankası oldu. Bankanın şu anda Fransa’nın başkentinde 600 çalışanı bulunuyor. Bu bankacıların 180’i sabit gelirli satış ve ticaret birimlerinde çalışıyor. Brexit öncesinde ise bu rakam 20’den biraz daha fazlaydı.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, Brexit öncesinde Paris’te sadece 17 bankacısı bulunan Goldman Sachs ise bugün 500 bankacısını şehirde bulunduruyor. JPMorgan’ın Paris ofisinde 900 çalışanı bulunuyor ve bunların 600’ü piyasalar biriminde istihdam ediliyor. Banka Paris’teki çalışan sayısını 1.000’e çıkarmayı planlıyor. Citigroup ve Morgan Stanley de Paris’te büyüyen Wall Street devleri arasında.

BofA Menkul Kıymetler Avrupa CEO’su ve Fransa Birimi Başkanı Vanessa Holtz, “Paris’te çok büyük fırsatlar var. Brexit'ten bu yana, manzara daha da dinamik ve rekabetçi hale geldi. Paris, Avrupa'nın önemli bir finans merkezi olarak kendini kanıtladı ve şimdi çok geniş bir finansal hizmet yelpazesi sunuyor” açıklamasında bulundu.

Yetenek krizi

Paris’in bir AB Finans merkezi olarak başarısı giderek artan sorunları da beraberinde getirdi. Uluslararası bankalardaki artış, firmaların personeli Londra'dan taşımaktan Paris’in yerel bankacılarını işe almayı tercih etmesine neden oldu. Ancak ülkedeki yetenekli bankacı sayısının azlığı sektör içerisinde rekabete yol açtı. Bu arada, yüksek maaşlı ticaret bankacıları, ailelerini İngiltere’den taşınması da bir diğer sorun olarak öne çıkıyor.

Geçen yıl Fransa'nın başkentine taşınan Citigroup'un Avrupa Pazarları Başkanı Fabio Lisanti, “İnsanları Londra'dan Paris'e taşıyoruz, ancak Birleşik Krallık'ta aile bağları olan ve taşınmak istemeyen çok sayıda çalışan var ve bu da durumu daha karmaşık hale getiriyor, çünkü çoğu zaman yerel olarak işe alım yapmamız gerekiyor ve bu zor bir görev” ifadelerine yer verdi.

Goldman Sachs'ın Paris ofisinin eş başkanı Marc d'Andlau, "Paris'te büyük bir yetenek ekosistemi var, ancak Londra kadar likit değil. Bu olacak, ancak yer değiştiren birçok insan şu anda işlerinde mutlu."

Söz konusu yetenek krizi, personel göçüyle mücadele etmek zorunda kalan Fransız bankaları için de yeni bir soruna yol açıyor. BNP Paribas, Crédit Agricole ve Societe Generale gibi şirketlerin Paris'te çok sayıda piyasa çalışanı var. Ancak gelen ABD firmaları daha büyük ödeme paketleri sunuyor ve daha fazla finansal güce sahip. Bu da yerel bankalarının bazı en iyi personellerini elinden kaçırmasına neden oluyor. Wall Street devleri çalışanlarına daha sıklıkla verilecek %30 prim ve daha fazla sermaye sunuyor ve bu ayrıcalıklar daha büyük ikramiyelerle destekleniyor.

FN haberine göre, ABD'nin önde gelen bir bankasının piyasalar başkanlarından biri, Fransız bir rakibinde bir meslektaşıyla öğle yemeği yemek için anlaştığını söyledi. Ancak Wall Street bankasının büyük bir işe alım çılgınlığı içerisinde olduğuna dair ayrıntılar ortaya çıktığında, yemek aniden iptal edildi. Öğle yemeğini asla yeniden planlamadılar.

İsmi verilmeyen bankanın piyasalar başkanı rakipleri için “Bu açıkça onları yanlış yola sürüklüyor. Onların en iyi çalışanlarını alıyoruz, ancak diğer yedi rakibimiz ve bazı hedge fonları da aynısını yapıyor. Bu da bankacıların maliyetlerini büyük ölçüde artırıyor” ifadelerine yer verdi.

Millennium Management, Point72 ve Exodus Point gibi hedge fonları da Fransa'nın başkentinde büyümeyi hedefliyor ve bankalardaki yetenek krizinde bunun da bir etkisi var.

Goldman'dan d'Andlau, "Hedge fonlarının Paris'e gelişi, bankalardaki çalışanları harekete geçirdi. Bu, iş piyasasında daha fazla hareket yaratabilir" ifadelerine yer verdi.

Bank of America'da EMEA birimi eş başkanlarından Jan Smorczewski, "Yetenekli bankacıları elde tutmak için çok çalışmak zorunda kaldık. Zira Paris'te kurulan ilk banka bizdik ve sonuç olarak işe alım yapabilecek bariz adreslerden biri olduk. Ancak, Paris önemli bir merkez haline geldikçe, yetenekli çalışanları çekmeye de yardımcı oldu" açıklamasında bulundu.

Birçok ticaret bankacısının Paris’ten memnun olmasının bir nedeni Fransa’nın genellikle ‘gutbetçi vergi yasası’ olarak da bilinen ‘Le régime des impatriés’ yasası. Bu yasa gurbetçilerin kazançlarının %30'una kadarının vergiden muaf kalmasını sağlayabilen vergi avantajları sağlıyor. Söz konusu avantajlar yüksek maaşlı ticaret bankacılarını Paris'e çekmenin anahtarıydı.

Ancak bankacılar iş değiştirdiğinde bu vergi avantajları ortadan kalkıyor. Bu da herhangi bir bankanın ticaret bankacılarının kaybolan avantajlarını telafi etmesi için daha fazla para harcaması gerektiği anlamına geliyor. FN haberine göre bankalar ve lobi grupları yetenekli bankacıların daha özgürce hareket etmesine imkan sağlamak için yasada bir değişiklik yapılması konusunda bastırıyor.

Citi’den Lisanti yerel işe alım stratejileriyle ilgili açıklamasında, “Yerel platformlardan bazı harika bankacıları işe aldık. Bu bankacılar bizimki gibi dengeli bilançoları ve risk yönetim limitleri olan platformlara katılmaktan gerçekten fayda sağladılar. Mevcut platformları nedeniyle düşük performans gösteren bazı olağanüstü yetenekleri ortaya çıkardık” ifadelerine yer verdi.

Paris’in altyapısı iyi derecede gelişmiş olsa da bankacıların Fransa başkentine akın etmesiyle konut kira piyasasında da bir miktar baskı oluştu. Üst düzey bankacıların çoğunluğu varlıklı kesimin bulunduğu 15. ve 16. bölge etrafında kümelendi. Bu da kira fiyatlarını baskıladı.

Fransız emlak şirketi Savills Paris’teki kira fiyatlarının 2016’dan bu yana sadece %3,6 arttığını, Londra’da ve New York’ta sırasıyla %7,6 ve %15,3 arttığına dikkat çekti. Ancak Savills'in küresel araştırma ekibinde yer alan Kelcie Sellers'a göre şehirdeki mülk talebi yüksek:

"Paris'teki kira piyasası, Asya'dan dönen gurbetçilerden, Londralı bankacılardan ve çalışma haftası boyunca birkaç günlüğüne kullanmak için bir ‘pied-à-terre’ arayan Fransız vatandaşlarından kaynaklanan taleple, özellikle birinci sınıf mobilyalı varlıklar için yüksek düzeyde talep gördü."

Bu arada, İngiltere'den taşınan kıdemli tüccarlar ve bankacılar da Fransa'nın başkentinde çocuklarını kaydedebilecekleri uluslararası okullardaki kontenjan eksikliğinden şikayet ediyor. Üst düzey bankacılar, FN'ye verdiği demeçte, yüksek öğrenim için yılda 28.000 euroya kadar ücret alan bir okul olan L'École Jeannine Manuel'in özellikle popüler olduğunu söyledi.

Kıdemli bir ticaret bankacısı okullarla ilgili açıklamasında, “İçeriye girmek çok zor ve karmaşık hale geliyor. Bu incelenmesi gereken bir husus” ifadelerine yer verdi.

Neden Paris?

Üst düzey bankacı, Paris'in çoğu büyük yatırım bankası için tercih edilen yer haline geldiğini belirtiyor. Bunun önemli bir sebebi ise personel talebi. Brexit'ten sonra AB'deki müşterilerle iş yapamayan birçok bankacı veya tüccar, Avrupa Birliği sınırları içerisine taşınmak veya işlerini kaybetmek gibi keskin bir seçimle karşı karşıya kaldı. Londra'ya sadece iki saatlik bir yolculuk uzaklıkta olan Fransız başkenti, popüler bir seçim haline geldi.

Goldman'dan d'Andlau Paris tercihleri ile ilgili açıklamasında, "Brexit'in hemen ardından Fransa'ya odaklanmak için büyük bir planımız yoktu, ancak kıta Avrupası'ndaki varlığımızı artırmak istedik Ancak adım adım Paris, birçok personelimiz için diğer şehirlere göre tercih edilen yer haline geldi. Bu da bazı düşüncelerimizi yönlendirdi. Cumhurbaşkanı Macron'un iş dünyası yanlısı gündemi de çok yardımcı oldu" diyor.

Citigroup'tan Lisanti, "Paris'i seçmemizdeki en büyük itici güç, yetenekli bankacılara erişim ve çalışanları Londra'dan diğer Avrupa şehirlerine göre daha kolay taşınmaya ikna etme yeteneğiydi. İnsanlar artık kalıcı olarak yer değiştiriyor, ancak Eurostar’ın (hızlı tren ağı) ve Londra'ya erişim kolaylığının kesinlikle insanların taşınma isteği üzerinde bir etkisi var" diye ekledi.

Paris’te büyük ödeme paketleri alan bankacıların akınına uğruyor. Avrupa Bankacılık Otoritesi’nin yüksek gelirli bankacılara ilişkin en son raporuna göre, Fransa’da 2021’de 1 milyon eurodan fazla kazanan 371 bankacı bulunuyor. Bu rakam 2020’de ise 226’ydı.

Bank of America'nın Küresel Piyasalar Başkanı Jim DeMare, AB merkezi hakkında "Bu, zorunluluktan doğan bir, ancak gerçek bir rekabet avantajına dönüşen bir hareketti. Etkilerini müşterilerimizden duyuyoruz ve menkul kıymetler akışlarımızda görüyoruz" açıklamasında bulundu.

Alman ilaç devi Bayer'e para cezası

AB, küresel finans düzeninde değişiklik istiyor

Fareleriyle ünlü Paris’i bu kez de tahtakuruları bastı