<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemBrexit anlaşması İngiltere’yi 4 alanda yoksullaştıracak----

Brexit anlaşması İngiltere’yi 4 alanda yoksullaştıracak

Brexit anlaşması İngiltere’yi 4 alanda yoksullaştıracak
25 Aralık 2020 - 10:51 www.finansingundemi.com

Brexit süreci sona ererken, Avrupa Birliği ile İngiltere bir ticaret anlaşması üzerinde mutabakata vardı. Ancak anlaşmaya rağmen, İngiltere dört alanda yoksullaşacak

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

İngiltere ve Avrupa Birliği bir ticaret anlaşması üzerinde mutabakata vararak, son dört yıldır süren belirsizliğe noktayı koydu. Brexit’in ardından, İngiltere’nin en büyük ihracat pazarıyla ticaret ilişkilerinin nasıl olacağı belirsizlik konusuydu. İngiliz şirketleri, 450 milyon tüketicinin yer aldığı bir pazarda gümrük vergisi olmadan ticaret yapabilecek olmanın rahatlığını yaşıyor. Avrupa Birliği tüketicileri, İngiltere’nin ihracatının %40’ından fazlasını alıyor ve blok ülkenin ithalatının %50’sinden fazlasını karşılıyor.

İngiltere Avrupa Birliği’nden ayrılma kararının ardından, geçiş sürecinde önceki ticari ayrıcalıklarını kullanmaya devam etti. Bu anlaşmayla, İngiltere pandemiyle baş ederken en kötü sonuçlarla karşılaşmaktan kurtuldu. Anlaşmanın İngiltere ekonomisine kısa süreli bir canlanma sağlaması bekleniyor. Ancak ticaret anlaşması, işsizlik krizi ve 300 yılın en kötü resesyonuyla baş eden ülke için yine de yoksulluk yaratacak.

Avrupa Birliği Baş Müzakerecisi Michel Barnier, “İngiltere Avrupa Birliği’ni ve ortak pazarı terk etme kararı aldı ve üye ülkelerin avantajlarından feragat etti” dedi. Açıklamasının devamında, "varılan anlaşma bu hakları ve avantajları yeniden sağlamıyor ve bu nedenle, anlaşmaya rağmen bundan sonra büyük değişiklikler olacak” ifadelerini kullandı. İngiltere ve Avrupa Birliği arasındaki bu yeni ilişkinin, Avrupa Birliği’nin geri kalanına kıyasla, ekonomik çıktılarda uzun vadede %4 düşüşe neden olması bekleniyor.

İngiltere Bütçe Sorumluluk Ofisi’ne göre, Avrupa Birliği’nin ortak pazarını ve gümrük bölgesini terk etmek, İngiliz şirketleri için daha yüksek maliyetler anlamına geliyor. Bunun sonucunda tüketici fiyatları artabilir ve daha fazla işsizlik görülebilir. Aynı zamanda anlaşmanın çoğunlukla mal ticaretini kapsadığı görülüyor. Bu alanda İngiltere’nin Avrupa Birliği üyesi komşularıyla açığı var ve ülkenin liderlik ettiği finans alanı gibi kilit hizmet sektörlerini kapsamıyor.

CNN'in haberine göre, JPMorgan’dan Malcolm Barr, anlaşmanın imzalanmasından önce yaptığı açıklamada, “iyi haber yıkıcı sonuçları olabilecek ‘anlaşmasızlığın’ önlenmiş olması” dedi. Açıklamasının devamında, “görüşümüze göre, İngiltere için kötü haber; Avrupa İngiltere’yle ticaretindeki birçok avantajını korumasını sağlayan bir anlaşma imzalarken, İngiltere’nin daha önce avantajlı olduğu alanlarda düzenleyici yapıları kullanma fırsatı kazandı” ifadesini kullandı.

Ticaret engelleri

İngiliz şirketleri Avrupa Birliği’ne engelsiz erişim olanağını kaybetti. Anlaşmayla birlikte yüksek maliyetli gümrük vergileri önlenmiş olsa da yeni ithalat ve ihracat bildirimleri bile İngiliz şirketlerine yılda 7,5 milyar sterline mal olacak. 

Yeni gümrük kontrolleri nedeniyle, ürünler sınırda bekletilirse ve tedarik zincirleri zarar görürse, maliyetler hızla artacak. İngiliz limanları, Brexit öncesi stokların da etkisiyle şimdiden yoğun. Perakendecileri ve gıda üreticilerini temsil eden sektör grupları, geçiş süreci sona erdiğinde baskının artacağı konusunda uyarıda bulunuyor.

Yetersiz istihdam

İngiltere’nin yeni göç sistemi Ocak ayında yürürlüğe girecek. Sistem, İngiltere’ye gelen vasıfsız işçilerin sayısını azaltmak ve hükümete göre, ülkenin “düşük vasıflı, ucuz işgücüne eğilimine” son vermek amacıyla tasarlandı. 2016 Brexit referandumunda, göç kilit bir konuydu. Bir Avrupa Birliği ülkesi olarak, İngiltere insanların serbest dolaşımına izin veren sistemin bir parçasıydı. Bu da şirketlerin tarım ve sosyal hizmet gibi sektörlerde, Avrupa Birliği vatandaşlarını kolaylıkla işe almasını sağlıyordu.

2016’dan bu yana İngiltere’ye gelen çalışanların sayısı sert bir şekilde düştü. Bu nedenle iş verenler, Avrupa Birliği dışındaki ülkelerden göç artışta olsa bile, yetersiz istihdamdan endişeli. İngiliz çiftlikleri, her yıl 70,000 ila 80,000 arasında mevsimsel işçiye ihtiyaç duyuyor. İngiltere Ulusal Çiftçiler Birliği (NFU) hükümetle, bir mevsimsel işçi programı oluşturmak üzere müzakereler sürdürüyor.

Yatırımların kaybı

Avrupa Birliği’yle olan ticaret anlaşmasına dair yıllar süren belirsizlik, İngiliz ekonomisini zayıflattı. Gayrisafi yurtiçi hasıla büyümesi, Haziran 2016’da gerçekleşen Brexit referandumunun ardından gelen üç yılda, %1,6’ya düştü ve Berenberg analistlerine göre, şirket yatırımları durdu. İngiltere’nin Avrupa Birliği’yle olan ilişkilerinin geleceğine yönelik öngörülebilirlik faydalı olabilir.

Earnst&Young’ın Nisan ayında yaptığı bir anket çalışmasında, yatırımcıların %24’ünün Brexit’i bir risk faktörü olarak gördüğünü ortaya çıkardı. Bu rakam geçtiğimiz yıl, %38 seviyesindeydi. 

Earnst & Young’a göre, 2019 yılında, İngiltere’ye yönelik doğrudan yatırım projelerinde artış görüldü ve üç yıllık düşüş sona erdi. Ancak Nissan ve Honda gibi Japonya’nın otomobil üreticilerinin İngiltere’yi bundan sonra Avrupa’ya giriş kapısı olarak görmeme riski bulunuyor.

Tüm Avrupa’da, Çin yatırımları Brexit referandumunun ardından yükselişe geçerken, İngiltere’de düştü. Küresel bankalar ise bazı operasyonlarını Londra’dan Avrupa Birliği şehirlerine taşıdı.

Finans hizmetlerinde engeller

Londra’nın Avrupa’nın finans başkenti olma statüsünü, Frankfurt ya da Paris karşısında kaybedeceğine yönelik endişelerin abartılı olduğu görüldü. İngiltere finansal hizmetlerde dünyanın en büyük ihracatçısı ve 2019 yılında, rakipleri ABD, İsviçre ve Singapur’u geride bırakarak 60,3 milar sterlin ticaret fazlası verdi.

Yine de uluslararası Finans hizmeti şirketleri 1,2 trilyon sterlin değerindeki varlıkları taşıdı ve 7,500 çalışanını, 2016 referandumundan bu yana Avrupa Birliği’ne aktardı. Avrupa Birliği ve İngiltere arasında, henüz İngiliz bankaları ve varlık yöneticilerinin Avrupa pazarına erişimi konusunda bir anlaşma yapılmadı.

Avrupa Birliği düzenleyicilerinin, Londra’nın çeşitli yükümlülükler altına girmeksizin, ortak pazarın avantajlarına sahip olmasını istemiyor. TheCityUK CEO’su Miles Celis, Perşembe günü yaptığı açıklamada, “anlaşma iyi bir gelişme olsa da finans ve ilgili profesyonel hizmetler alanında, gelecek yıllarda iki tarafın da aralarındaki ilişkiyi geliştirme ihtiyacı konususunda dikkatli olması gerekiyor” dedi.

Brexit anlaşması sonrası İskoçya'dan bağımsızlık çağrısı

 

AB-İngiltere arasında tarihi anlaşma

 

UNESCO uyardı: 10 milyon kişi işini kaybedebilir

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)