Borsa İstanbul özelleştirme sürecinde değerini artırmak için artık her veriden ücret istiyor. Mevcut ücretlerin fiyatını yükseltiyor. Amaç kârını artırmak. Ama yükün bindiği yatırımcı sayısında ise azalma bekleniyor.
Milliyet'ten Zeynep Aktaş'ın haberine göre,Borsa İstanbul’u büyük, kârlı ve de potansiyeli bulunan bir şirket olarak gösterme çabası, nihayetinde yatırımcının cebinden daha fazla nakit çıkması ile paralel bir durum sergiliyor. Piyasadaki işlemlerin takip edilebilmesi ve kamunun bilmesi gereken veriler dahi ücretlendirme potasına girmiş durumda. Sorun ise zaten az olan yatırımcı sayısının bu ücretlendirme politikası ile daha da azalacağı kaygısı. Yüksek fiyatların yer aldığı ancak iş yapmayan bir borsaya ilgi düşük seviyede kalacağı gibi yatırımcıların çekilmesi de ayrı bir sorun olarak öne çıkacaktır.
Hedef yabancı
Borsa yetkilileri fiyatlama politikasında gelişmiş borsaları baz aldıklarını söylüyor. Özelleştirilmede zaten yabancı yatırımcı hedefleniyor. Halihazırda Borsa İstanbul’un yüzde 49’unun Hazine’ye, yüzde 36.6’sının Borsa İstanbul’un kendisine, yüzde 5’i ise Nasdaq OMX’e ait bulunuyor.
Kalan yüzde 1.30 Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’ne, yüzde 8.10 da diğer ortaklara ait. Halka arzda Borsa’nın tahmini değeri 1.5-2 milyar dolar arasında öngörülüyor.
Yeni hükümete kadar borsa yatay
BİST 100 Endeksi, koalisyon hükümetinin kurulacağına dair güçlü işareti görünceye kadar 81.000-83.000 aralığında yatay harekette bulunacağı anlaşılıyor. Koalisyon görüşmeleri devam ettiği sürece yukarı yönlü hareketlenme ile endeksin 83.000’in üzerine doğru atakta bulunması mümkün.
Piyasaların beklentisi olan geniş tabanlı bir koalisyon ihtimalinin güçlenmesi halinde ise Endeksin 83.000 seviyesinin üzerine çıkarak 87.500’e doğru atak yapması gündeme gelecektir. Koalisyon görüşmelerinin sorunlu geçmesi durumundaysa 81.000’deki destek aşağı doğru kırılacaktır. Koalisyonun kurulamaması gibi olumsuz beklentinin güçlenmesi halinde ‘stop loss’ satışları devreye girecektir ki böylesi bir durumda sert düşüşlerin yaşanması kaçınılmazdır.
Koalisyonda dolar 2.65’in altına iner
Borsa, döviz ve
faiz üçlüsünden en fazla takip edilen bist 100 Endeksi ile dolar kuru. Hükümetin kurulmasını beklemeyenler dolar/TL’de pozisyon alırken, hükümetin kurulacağı öngörüsü ile hareket edenler alım için bekliyor. Koalisyon hükümetinin kurulması ve ekonomi yönetiminin belirlenmesiyle birlikte dolar kuru 2.65’in altına sarkabilir. Hatta böylesi bir durumda 2.60’ın altı dahi görülebilir.
Koalisyon görüşmelerinin olumsuz sonuçlanması durumundaysa erken seçim ihtimali gündeme gelecektir. Böylesi bir durumda da kurda, 2.75-2.80 ve 3.20 hedeflerine doğru atak yaşanacaktır.
BÜTÜN HİZMETLER ZAMLANDI
Borsa Aracı Kurum Yöneticileri Derneği Başkanı Metin Ayışık, halka arzı düşünerek Borsa İstanbul’da önemli hizmet artışlarının gerçekleştiğine ve borsa paylarının yüzde 100 arttığına dikkat çekiyor. Emir iptali, kötüleştirme ve miktar azaltımı gibi ücretlerde yüzde 25 ile yüzde 300 arası artış gerçekleştirildi. Verilerle ilgili de ciddi ücretlendirme politikasına dönüldü. Daha önce ücretlendirilmeyen yüzeysel veriler ücretlendirme kapsamına alındı. Derinlikli hisse verilerinde ise ücret yüzde 50 arttırıldı. Mobil’de de ücret yükseltildi. Ayışık, yatırımcıların bu artışları karşılamakta zorlandığını ve verileri izleyen yatırımcı sayısında ister istemez azalma yaşanacağını söylüyor.
YÜK YATIRIMCININ SIRTINDA
Borsa İstanbul, dolaylı maliyet artışına sebep olacak uygulamalara da gidiyor. Borsa üyelerinin 7-8 kat fazla maliyetle terminal aldıkları görülüyor. Maliyet artışlarının bir şekilde yatırımcıya yansıtılması bekleniyor. Borsa İstanbul’un kârlılığını artırıcı bir perspektifle hareket etmesinin şüphesiz anlaşılır bir yanı bulunuyor. Ancak gözardı edilen husus her verinin ya da hizmetin ücretlendirilmesi durumunda ortada yatırımcının kalmayabileceği. Borsa İstanbul kârını artırmaya çabalarken sayıca artıramadığı yatırımcı sayısını daha da azaltma riski ile karşı karşıya. Gerçekleştirilen fiyatlandırma politikası ise Borsa İstanbul’un bu riski fazla önemsemediğini gösteriyor. Borsa kaynaklı maliyet artışlarının devam edeceği anlaşılıyor. Şüphesiz tüm bu artışlar yatırımcılara ve aracı kurumlara yansıyacaktır.