Yüzde 66’sı yabancı yatırımcıların kontrolünde olan Borsa İstanbul, 5 Kasım 2010’da kırmış olduğu dolar bazında 51 bin 70 puan olan rekoruna geçen hafta oldukça yaklaştı.
Tarihinde üçüncü kez 50 bin puan sınırını aştı. Cuma günü enflasyon rakamlarının beklenenden de düşük gelmesi ve piyasalarda
faiz indirim beklentisinin artmasıyla BIST 100 Endeksi dolar bazında en yüksek 50 bin 143 puanı gördü, kapanışı ise 49 bin 645 puandan yaptı.
Zaman Gazetesi'nden Selim Işıklar'ın yazısına göre, geçen hafta üst üste yaşanan pozitif gelişmeler, TL bazında 87 bin puanda bulunan ara direnç noktasının geçilmesine yardımcı oldu. Teknik analizde bilinen en önemli kurallardan biri olan direnç geçilince al mantığı bir kez daha geçerli oldu. Endeksin yükselmesinde her zaman ana etken olan bankacılık endeksindeki sıçrama Borsa İstanbul’u rekora bir adım daha yaklaştırdı. İyi haberler neydi derseniz? Öncelikle ABD Merkez Bankası (FED) toplantısında varlık alımlarının devamına karar verildi. Ardından Türkiye dış ticaret açığı verileri geldi. Mart ayında ihracatın gerilemesine karşın enerji fiyatlarının geçen yıla göre düşük seyretmesi ithalatı zayıflatınca dış ticaret açığı az da olsa gerileyerek aylık 7,3 milyar dolar geriledi. Hemen ardından Avrupa Merkez Bankası’nın
faiz indirim kararı geldi. Bu karar beklenen bir karar olsa bile piyasanın oyuncuları karar sonrası alımlarını sürdürdü. Sonra nisan ayı enflasyon verileri açıklandı; TÜFE 0,42 artarken ÜFE 0,51 geriledi. Böylelikle yıllık TÜFE 6,13’e, ÜFE ise 1,70 seviyelerine gerileyerek Merkez Bankası’nın
Faiz indirim ihtimalini yükseltti. Bu gelişmeler not artışını bekleyen yabancıların
banka ağırlıklı alımlarının devam etmesini sağladı. BIST 100 Endeksi 90 bin puana kadar yükseldi (89 bin 986 puan).
Sürekli vurguladığımız gibi Türkiye’nin farklı bir hikâyesi var. Pozitif ayrışmanın en önemli sebebi şu an hem ekonomik hem de siyaset kaynaklı. Siyasi gelişmeler açısından son 30 yılın en önemli kararlarının alındığı bir süreç yaşanıyor. Bu durum kısa ve orta vade için piyasalar için durumu berraklaştırıyor. Tahvil fiyatlarının, 12 yıl önce hayal bile edilemeyecek seviyelere çekilerek yüzde 5’in altını zorlamaya başlaması, reel faizin sıfırlanması, hatta altına gerilemesi ekonomi için bir devrim niteliğinde. Cari açık sorunu devam etmekle birlikte büyüme ile birlikte GSYİH içinde gerilemesini sürdürüyor. Not artışı artık yakın değil, an meselesi. Sonuç olarak olumlu bir gidişat var. Son yapılan üçüncü havalimanı ihalesindeki rakamlar (22 milyar 152 milyon Euro) aslında bir güvenin ifadesi. Güven, piyasalara bu şekilde yansıyor. Borsa’da ise yanlış fiyatla yapılan halka arzlar ve sanayi şirketlerinin önemli bir bölümünün bu sıçramaya ayak uyduramaması nedeniyle yerli yatırımcılar açısından sönük bir bekleyiş hakim.
Teknik olarak değerlendirmeye devam ettiğimizde parasal genişleme sürecinin en azından devam edeceği haberleri, ABD borsalarının rekorlar kırması gibi dış kaynaklı gelişmeler, Borsa İstanbul endeksini pozitif etkiliyor. Belki kısa bir süre sonra yeni rekorlar kırılacak ama en önemlisi bu olumlu havadan tüm şirketlerimizin payını alması ve yükselişte katkıda bulunması olacaktı, olmadı. Rekor, birkaç hafta içinde kırılabilir. Geri çekilmelerde ise 87 bin destek görevi görebilir. Cuma günü vadeli işlemler borsasında birkaç dakika içinde bin puanlık geri çekilme bu tip yükselişlerde dikkatli olmayı da gerektiren bir uyarı olarak algılandı.
İlk çeyrek bilançoları gelmeye devam ediyor. Bankacılık sektörünün dışında çok önemli bir gelişme yok. Şirketlerin ilk çeyrek kâr rakamları şimdilik geçen seneyle paralel bir görüntüde. Önümüzdeki hafta bilançoları daha iyi gelen hisselere yönelik hareketlilik yaşanacaktır. Borsa rekorlar da kırsa diğer şirketlerin bilanço ve kendine özel hikâ-yeleri fiyat hareketlerinde etkili olacaktır.
Petrol yükseldi Euro/dolar paritesi kararsız
Hafta içinde ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantılarında alınan kararlar ve sonrasında açıklanan veriler petrol fiyatlarının 99 dolardan 104 dolara yükselmesine sebep oldu. FED toplantısında aylık 85 milyar dolarlık tahvil alımlarının devam edeceği, enflasyon ve istihdam verilerine göre alım miktarının değişebileceği vurgulandı. Avrupa Merkez Bankası’nın da beklendiği gibi faiz oranlarını 0,75’ten 0,50’ye indirmesi sonrası petrol fiyatları yükselişe geçerken parite 1,30 seviyesinden 1,32 seviyelerine kadar yükseldi. Petroldeki yükselişin geçici olduğunu düşünüyorum. Zira açıklamalar sürekli pozitif çıkıyor ama istihdamdaki artış önümüzdeki haftalarda hem pariteyi hem de emtia piyasalarını baskıda tutacaktır. Paritenin 1,27-1,30 aralığında bulunan denge noktası şimdilik aşağı yönde bozulmayacağa benziyor. 1,32 seviyesi yukarı kırılmadıkça 1,32-1,27 aralığı önemini sürdürecektir. Avrupa Merkez Bankası’nın faiz indirimi, FED kararlarını dengede tutarken kararsız olan parite 1,31 seviyesinin üstünde kapatmasına karşın son gelen istihdam verilerinin beklenenden yüksek çıkması yönü aşağı çevirebilir.
YATIRIMCI TAKVİMİ
6 Mayıs Pazartesi: Euro Bölgesi mayıs ayı PMI, Nisan ayı yabancıların borsadaki işlemleri
7 Mayıs Salı: Japonya nisan ayı hizmet sektörü PMI, Fransa nisan ayı dış ticaret verileri
8 Mayıs Çarşamba: Çin nisan ayı dış ticaret dengesi, Almanya mart ayı sanayi üretimi, TÜİK mart ayı sanayi üretim verileri, Hazine nisan ayı dengesi
9 Mayıs Perşembe: Çin nisan ayı TÜFE, İngiltere sanayi üretimi, İngiltere MB toplantı sonucu
10 Mayıs Cuma: Japonya mart ayı cari işlemler dengesi, Almanya mart ayı cari işlemler dengesi, ABD nisan ayı hazine bütçe dengesi