Milliyet yazarı Cem Kılıç bugünkü köşesinde çalışma hayatına ilişkin çarpıcı bir yazı kaleme aldı. İşte Kılıç'ın o yazısı;
Çalışanın tek geçim kaynağı olan ücretine ulaşması için çok uzun bir süreçten geçmesi gerekiyor. Bu kişinin borçlu olması halinde ise iş hayatı daha başından etkileniyor.
Borçluluğun risk taşıdığını düşünen işverenler, çalışanların işe girmeden önce herhangi bir borçlarının olmamasını istemekte ve borcun olmadığını gösteren belge talep edebilmekteler.
Yargıtay da borcu olan kişinin bankacılık gibi bir alanda işe alınmamasını haklı buluyor ve bunun ayrımcılık oluşturmayacağına hükmediyor. Yargıtay, kişinin borçlu olduğunun bilinmesine rağmen, çalışan adayı borçlarını ödeyeceğini belirttiği için işe alınıyorsa, bu kişinin maaşına haciz gelmesi halinde yapılan feshi geçerli buluyor. Aynı şekilde, bankada çalışırken yüklü miktarda borçlanan çalışanların da işten çıkartılması mümkün.
Borç yerine kredi Eskiden borç para iş arkadaşından, eşten dosttan istenirdi. Günümüzde kişiler borç istemek yerine kredi çekiyor. Buna rağmen çalışanlar bankaların
faiz oranlarından kaçmak için iş arkadaşlarına başvurmayı seçebiliyor.
İş hayatında iyi yönetilemeyen bir borç ilişkisi kişinin işini kaybetmesine neden olabilir. Örneğin, iş arkadaşlarından sürekli borç isteyen kişilerin işyerindeki uyumu bozduğu için iş sözleşmeleri sona erdirilebilir. Mevzuat iş arkadaşlarından sürekli borç istemeyi geçerli fesih nedeni saymış, işçinin söz konusu nedenle işten çıkartılabileceğini belirtmiştir. Ancak işten çıkartılan işçi haklarından mahrum kalmaz.
Çalışan borç istemeyi alışkanlık haline getirmiş olmasa da aldığı borçları geri ödemediyse, bunun da işyerindeki uyumu bozacağı düşünülüyor. Borç veren çalışanın durumu işverene bildirmesi halinde, işveren tanıklarla tutanak tutabilir ve borç alıp ödemeyen işçiyi işten çıkartabilir.
Yargı kararlarıYargıtay çalışma arkadaşlarından aldığı borçları ödemeyen işçilerin, işten çıkarılmasını geçerli bir neden olarak kabul ediyor. Borç alan ve borcu ödemeyen çalışanın, iş arkadaşları tarafından şikâyeti üzerine işten çıkarılması haklı bulunuyor. Borç alınmasının ve ödenmemesinin işyerindeki uyumu bozan bir hal olduğunu vurgulayan Yargıtay, işçinin geçerli nedenle işten çıkarılabileceğine karar vermiş. Fakat dikkat edilmesi gereken nokta, bunun işveren açısından bir derhal fesih nedeni değil sadece geçerli bir fesih nedeni olması. Yani, işçinin tazminatsız kalmaması, kıdem tazminatı ödenerek işten çıkarılması gerekiyor.
Bankaya borçlanmak Bankaya borçlanmayı tercih edenler için de risk devam ediyor. Bankaya borcun ödenmemesi halinde icra devreye giriyor ve çalışanın maaşına haciz gelebiliyor. Maaşına haciz gelen işçiler de işten çıkarılabilir. Maaşına sürekli haciz gelen işçilerin, işverenin ilgili birimlerinin iş yükünü artırması nedeniyle işvereni zarara uğrattığı ayrıca bu durumun işyerindeki çalışma ortamını bozduğu düşünülüyor. Tek bir haciz işten çıkarılmasını geçerli kılmasa da hacizlerin sıklık kazanması işten çıkarılmasına sebep olabilecektir. İşçi kıdem tazminatına hak kazanacak fakat işinden olacaktır.
İş arkadaşlarından sürekli borçlanan veya maaşına haciz gelen kişilerin öncelikle uyarılması gerekmektedir. İşverenin uyarmaması halinde yapacağı feshin geçersiz sayılma ihtimali bulunmaktadır.
İhbar tazminatı ödenir Çalışma arkadaşlarından sık sık borç isteyen işçi ancak yasal hakları verilerek işten çıkarılabilir. İş arkadaşlarından sürekli borç isteyen bir çalışan işten çıkarılabilir ancak kıdem tazminatına hak kazanır. İşverenin bu durumda dahi bildirim sürelerine uyması gerekiyor. Çalışanı hemen çıkarmak isteyen işveren kıdem tazminatına ek olarak ihbar tazminatı ödeyerek işçiyi derhal işten çıkarabilir.