BNP Paribas: Yunanistan’ın anlaşması olası

 AYÇA KARACA – FINANSGUNDEM.COM

Bugün Yunanistan’ın ay sonunda süresi dolacak kurtarma paketini görüşmek üzere toplanacak olan Euro Grubu Maliye Bakanları toplantısı öncesinde BNP Paribas tarafından yayınlanan raporda kısa dönemli finansman sağlanmasında anlaşmaya varılabileceği belirtiliyor.

BNP Paribas analisti Thibault Mercier tarafından hazırlanan raporda, geçtiğimiz hafta Yunanistan ve Avrupalı partnerlerinin derin fikir ayrılıkları yüzünden uzlaşmaya varamadıkları belirtiliyor. Yunan tarafı Troyka programının sona erdirilmesini ve borçların yeniden yapılandırılması yoluyla sosyal harcamaların arttırılmasını talep ederken Avrupalı partnerleri ise mali disiplin ve koşulluluğa bağlı mali prensiplerden yana tavır aldı.

En acil çözüm gerektiren konuların başında gelen Yunanistan’ın kısa dönemli fonlama ihtiyacının ise bugün düzenlenecek toplantıda ele alınması bekleniyor.  Yunan Hükümeti 1,8 milyar euro’su Avrupa Mali İstikrar Fonu’ndan ve 3,5 milyar euro’su IMF’den gelen resmi yardım dilimlerinin yerine  8 milyar euro Hazine bonosu  ihracına izin verilmesini talep ediyor. Yunanistan halen 15 milyar euro’luk borçlanma tavanında zaten sınıra erişmiş bulunuyor.  Ayrıca Yunan tahvil  portföyünden Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) elde ettiği 1,9 milyar euro’luk karın da serbest bırakılması talep ediliyor. Son olarak Yunan hükümeti faiz dışı fazla hedefinin 2015’te %3’ten %1,5’e indirilmesini istiyor.

Ancak kreditör ülkeler Yunan taleplerini karşılayacak gibi görünmüyor. Yeni bir fon verme niyetlerinin bulunmadığı belirtiliyor. Ancak likidite baskısı Yunan Hükümetini ödün vermeye zorlayabilir.  Yunan Hükümetinin Mart’ta IMF kredisinin geri ödemeleri için 1,5 milyar euro ve ECB tarafından elde tutulan tahviller için 6,7 milyar euro temin etmesi gerekiyor. Dış destek olmadan Yunanistan’ın mali imkanları Yunan bankalarının kısa dönemli Hazine bonolarını alabilme kapasitesine bağlı görünüyor. Bankaların davranışı da ECB’nin Yunan devlet tahvillerini Acil Likidite Yardımı (ELA) teminat olarak kullanma olasılığına dayalı bulunuyor. Ancak ECB Yunan tahvillerini teminat olarak kabul etme uygulamasını kısıtlamaktaki kararlılığını da ortaya koydu.

Bu kapsamda raporda, Yunan hükümetin halen uygulanan Troyka programının reformlarının %70’ini ve ayrıca OECD ile üzerinde anlaşmaya varılan 10 yeni reform önlemini içeren bir program üzerinde çalıştığı belirtiliyor. Ancak uzlaşma için daha fazla ödünün gerekebileceği belirtiliyor.
 
YUNANİSTAN TEMERRÜDE DÜŞEBİLİR
 
Bu çerçevede Avrupalı partnerleriyle anlaşmaya varmadığı takdirde Yunan hükümetinin IMF’e ve ECB’ye olan borç ödemelerinde büyük olasılıkla temerrüde düşeceği belirtiliyor. En kötü senaryo kapsamında bankalardan mevduat kaçışının başlamasıyla ELA fonlarına erişimin kesintiye uğrayacağı, Yunanistan’ın sermaye kontrolleri uygulamasına zorlanacağı ve Euro Bölgesi’nden çıkışın gerçekleşeceği öngörülüyor. Bu nedenle Yunan hükümetinin Avrupalı partnerleriyle ortak bir zemin bulma konusunda yoğun bir baskı altında olduğu ifade ediliyor.

Yunan Hükümetinin faiz dışı fazla hedefini önemli ölçüde indirme konusundaki taleplerine ise kreditör uluslar çok sıcak yaklaşmıyor çünkü bu hedefteki bir indirim daha fazla resmi fon yardımı gerektiriyor.  Avrupalı Hükümet ve Devlet Başkanları Yunanistan sermaye piyasalarından yeniden finansman sağlayana kadar daha fazla yeni finansman (yeni krediler ya da borç hafifletme yoluyla) sağlanması konusundaki istekli olduklarını gösterdiler. Ancak yeni finansmanın genişlemeci mali politikayı ve 2010’dan beri yapılan mali düzenlemeleri tersine çevirecek adımları finanse etmek için sağlanmasına sıcak bakılmıyor. Yunanistan’a yapılacak yeni yardım ancak Troyka’nın mali tasarruf önlemlerini içeren reform programına bağlı kalınması koşuluyla sağlanabilecek. Bu çerçevede, Faiz dışı faiz hedefinde bir indirim de reform programından sapma yaratacağı ve yeni fon yardımı gerektireceği için istenmiyor.

Raporda, Yunanistan’ın kısa dönemli kredi imkanını ve orta dönemli borç düzenlemelerini içeren bir çözümün ülkenin likidite sıkıntılarını (ayrıca faiz dışı fazla yükümlülüklerini)  hafifleteceği ve mali programın koşulsallığına da bağlı kalmış olacağı öngörülüyor. Yeni bir programın Yunan hükümetinin vergi toplama ve ekonomiyi daha fazla rekabete açma alanlarında önemli reformları gerçekleştirmeden sağlanmayacağı belirtiliyor. Bu çerçevede Yunanistan’ın kısa dönemli fon ihtiyacını sağlamada karşılıklı kabul edilebilir bir çözümün olası olduğu kaydediliyor.