<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkBiz kandık siz kanmayın----

Biz kandık siz kanmayın

Biz kandık siz kanmayın
30 Temmuz 2012 - 07:53 www.finansgundem.com

"Wall Street'i işgal et" hareketinin teorisyeni Charles Eisenstein finans sistemine karşı Türkiye'yi şu sözlerle uyardı

Kaldıraçlı işlemleri, karmaşık finansal ürünleri ile dünyayı krize sokan ardından Libor ve para aklama skandallarına imza atan finans piyasalarına karşı 'isyanın' simge ismi Charles Eisenstein, SABAH'a çarpıcı açıklamalarda bulundu. 'Wall Street'i işgal et' hareketinin teorisyeni olarak dünyayı peşinden sürükleyen araştırmacı, yazar ve düşünür Charles Eisenstein finans sistemine karşı Türkiye'ye KRİZE sebep olan bütün kurumların üzerine bastıkları toprağın altlarından kaydığını da söyleyen Eisenstein, "Aslında hızla kayıyor ayaklarının altından. Temellerinden çürüyorlar! Evet, dışarıdan bakıldığında, her zamankinden daha güçlü gözüküyorlar; ama, meşruiyetlerinin dayandığı ideolojik temeller, her geçen gün biraz daha çözülüp dağılıyor" dedi. 
şu uyarıda bulunuyor: "Biz bankacılara kandık siz kanmayın ...
TÜRKİYE LİDER OLABİLİR
Krizin ardından yaşanan gelişmeleri değerlendiren Eisenstein, "Bugün Türkiye'de yaşıyorsanız, evet, doğru, sistemin temel olarak işlemekte olduğuna inanmanız çok daha kolay. Batının endüstrileşmiş toplumlarında yaşayan bizler, bedeli görmezden gelmeyi artık sürdüremiyoruz. Samimiyetle ummak istiyorum ki, Türkiye bizim geçmişteki hatalarımızı tekrarlamaz. Biz kandık siz kanmayın. Türkiye'nin bu yolu yürümekten vazgeçip, kendi alternatiflerini yaratmak için hem hâlâ zamanı, hem de uygun kaynakları var" dedi. Türkiye'nin yirminci yüzyılın tüm bu hastalıklı yaklaşımlarını bir yana bırakarak, doğrudan yirmi birinci yüzyılın yeni üretim ve yaşam biçimlerine sıçrayabilecek bir imkânı olduğunu söyleyen Eisenstein, "Yenilenebilir enerji, güneş enerjisi, permakültür, yerel ekonomiler gibi yenilikçi yaklaşımları sahiplenebilir, bu kavramlara dayanan yeni politikaların liderliğini yapabilir" dedi.
TUZAĞA DÜŞMÜŞ HİSSEDİYORLAR
"Kurallarını değiştirmekten aciz oldukları sistemin çarkları arasında, tuzağa düşmüş, sıkışmış hissediyorlar kendilerini" diyen Eisenstein sözlerine şöyle devam etti: "Bu tuzak, bir anlamda, Finans endüstrisinin yerleşik adetlerinden, alışkanlıklarından, normal olarak tanımlanan iş yapma biçimlerinden kaynaklanıyor. O dünyanın kültürü böyle bir şey; içinde yaşayan bireyleri şartlıyor ve dönüştürüyor. Bu kültür iklimiyle uyumlu değilseniz, o dünyanın içinde var olamazsınız."
PİYASALAR TEMELLERİNDEN ÇÜRÜYOR!
Krize sebep olan bütün kurumların üzerine bastıkları toprağın altlarından kaydığını da söyleyen Eisenstein, "Aslında hızla kayıyor ayaklarının altından. Temellerinden çürüyorlar! Evet, dışarıdan bakıldığında, her zamankinden daha güçlü gözüküyorlar; ama, meşruiyetlerinin dayandığı ideolojik temeller, her geçen gün biraz daha çözülüp dağılıyor" dedi.
KUTSAL EKONOMİ KİTABIYLA KİTLELERE ULAŞTI
Yale Üniversitesi'nden matematik ve felsefe dereceleri bulunan 45 yaşındaki Charles Eisenstein, son kitabı "Sacred Economics: Money, Gift and Society in the Age of Transition" ile dünya çapında büyük tartışmalara yol açtı. Özellikle 2008'de yaşanan küresel finans krizinden sonra yaşananların önümüzdeki dönemde toplumları çok daha büyük değişimlere iteceğini ileri süren Eisenstein, önemli bir kitlesel hareketin de fikir babası. Dünyada milyonlarca insanı peşinden sürükleyen 'Occupy Wall Street Hareketi'nin teorisyeni olan Charles Eisenstein, yeni öngörülerini 11 Eylül'de Eurasia - Bilişim Zirvesi'12'de açıklayacak.
KâR KAVRAMINI YENİDEN TANIMLAMALIYIZ
"Ben eminim ki, kurumların yöneticileri ve çalışanları, yüreklerinin en derinlerinde hizmet misyonunu bir halkla ilişkiler ambalajı değil de, gerçekten 'gerçek' meseleleri, gerçek dertleri olmasını arzuluyorlar" diyen Eisenstein, pazarın rekabetçi baskısının olmaması durumunda başarı kaygısı ve performans kriterleri olmasa şirketlerin gerçek bir hizmet misyonunu sahiplenebileceğini söyledi. Eisenstein, "Şimdi ise gerçekten isteseler bile, yapmalarına olanak yok; zira, pazarın baskısı, hissedarların, paydaşların beklentileri, kâr maksimizasyonunu tek geçerli yol olarak dayatıyor. Kâr kavramını, toplumun ve gezegenimizin bütününün çıkarlarıyla örtüşecek biçimde, yeniden tanımlamamız gerekiyor" dedi. 
BARIŞ ERGİN - SABAH

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)