Denizbank, Türkiye bankacılık sektörünün yalnızca büyüme ve değerlenme hızıyla değil, iç ve dış pazardaki atak ve aktif yapısıyla de en dikkat çeken bankalarından biri. 2012 yılında Rusya’nın en büyük bankası Sberbank’ın yüzde 99,85 oranındaki hissesini 3,6 milyar dolara satın almasıyla büyümesini hızlandırdı. Ekonomist’ten Kıvanç Özvardar, Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ile bankacılık sektöründen uzun vadeli hedeflerine kadar birçok konuyu konuştu. Türk bankacılık sektörünün gücüne güvenen Ateş, başta enerji olmak üzere uzun vadeli proje finansmanına devam edeceklerinin altını çiziyor.
-
Ana ortağınız Rus Sberbank yetkilileri, Rusya’nın baş aktör olduğu Kırım ve Ukrayna’daki gelişmelerle ilgili ne gibi değerlendirmelerde bulunuyor?
Başta korkuttu. Ukrayna ve Kırım Rusya’nın arka bahçesi, oradaki gerginlikler endişe yarattı. Batı’da çok tepki olmadı. Obama’nın açıklamaları, bu bölgeye müdahale düşünmedikleri yönünde oldu. Yaptırım ambargo gündemde değil. Bu bakımdan bizi etkilemeyecek. Turistler açısından etkileyebilir. Rus turistler daha önemli. Yatırımları etkilemez. Türkiye ile olan ilişkileri ve turizmi etkileyeceğini sanmıyorum.
-
Rusya’da çıkan fonların Türkiye’ye kayması söz konusu olabilir mi?
Bunların çok spekülatif olduğunu düşünüyorum. İzlemesi zor. Rosatom’un özvarlığı 1,5 milyar dolar olarak bankamıza yattı. Dolayısıyla doğrudan yatırıma devam ediyorlar. Birçok Rus şirket Türkiye’ye yatırım yapıyor, otel, ev alıyor. Rusya ve Türkiye’nin hem siyasetten hem de ticaretten çok yakın çalışması gerekiyor. Birbirinden ayrılmaz iki coğrafya.
PERAKENDE KREDİLERDE TALEP YAVAŞLADI
-Türkiye piyasasındaki dalgalanmalarla ilgili Rus ortaklarınızın tepkisi nasıl oldu?
Her ülkede seçim öncesi piyasada bazı dalgalanmalar olur, Türkiye’de bu dalgalanmalar biraz fazla oldu. Türkiye piyasalarındaki etki aslında ‘tapering’ ile başladı. Yani gelişmekte olan ülkelere eskisi kadar fon gelmeyeceği, daha pahalı ve daha zor fon geleceği bir dönem başlamıştı zaten. Faizler yükseliyor. Yerli faizlerimizin değil de, döviz cinsinden faizlerin yükselme ihtimalini görüyorum.
-
Fonlama maliyetlerinin yükseldiği, iç talebin daraldığı bu ortamda bankacılık sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Sektörümüz son derece sağlam. Sermaye yeterliliği, likidite, insan kalitesi bakımından çok sağlam. Gelişmekte olan ülkelerdeki
faiz artışı, kurun değerlenmesi ve içeride de makro ihtiyatı tedbirlerin üst üste gelmesiyle sermayemizde gerileme oldu ve faiz artışı nedeniyle talepte de daralma oldu. Tüm bu faktörleri düşündüğümüzde, ortalama karlılığımız zaten yüzde 13’lere gelmişti. Bu yıl herhalde yüzde 10-11’ler civarında olacak. En fazla yüzde 12 olur diye düşünüyorum. Bu da hoş değil. Çünkü biz sermayeyi, karı
banka bünyesinde tutarak, içeriye koyarak yapıyoruz. Sermayeyi sürekli dışarıdan bulmak zor bir şey…
-
Kredi büyümesinde yavaşlama gözleniyor. 2014’e ilişkin beklentiniz nedir?
Perakende kredilerde talep yav
aşladı.
Faiz oranı yüzde 0,65’ten iki katına yükseldi. Konut kredisine 400 TL ödeyen biri şimdi 800 TL ödüyor. Maliyetler arttı, bu nedenle de talebin daralması normal. Faiz seviyesine çok bağlı.
ULUSLARARASI ÇAPTA ÇOK GÜZEL PROJELER VAR, BÜYÜK KAYNAK AYIRIYORUZ
-
Denizbank nasıl pozisyon alacak? Sektörün üzerinde büyüme hedefliyor musunuz?
Rüzgara karşı koşmayacağız. Bireyselde yüzde 25-35 arasındaki büyüme yüzde 10-15’lere düşecek. Bizde ondan payımızı alacağız. Bunu toptan pazarlardaki proje kredileriyle ikame edeceğiz. Uluslararası çapta çok güzel projeler var. Hem Sberbank hem de Denizbank olarak büyük kaynak ayırıyoruz.
-Uzun dönemli finansmanda aktif rol almaya devam edecek misiniz? Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR tarafından İzmir Aliağa’ya yapılacak STAR Rafinerisi’ne sağlayacağınız kredide hangi aşamadasınız?
Evet, uzun dönemli finansmana devam ediyoruz. SOCAR, Azerbaycan’dan gelen en büyük yabancı yatırımcılardan biri. İzmir’de PETKİM’e rafineri, limanı, enerjisi olarak baktığımızda 20 milyar doları bulan bir yatırım yapacak. Enerji ve liman tarafına odaklandılar. Biz de tekliflerimizi verdik, çok hızlı bir şekilde sonlandırmaya doğru ilerliyoruz. 15 yıllık bir finansman bu. Biz de ticari
banka olarak katkımızı vermek istiyoruz.
-Üçüncü Havalimanı, Üçüncü Köprü gibi projelerle ilgileniyor muyuz?
Evet, kesinlikle. Havaalanıyla ilgileniyoruz. Elimizde şu anda TANAP, İzmir rafinerisi gibi 45 büyük proje var. Ayrıca realize ettiğimiz 20’nin üzerinde proje var. Bunlar irili ufaklı ama çoğunlukla büyümeye başladı. Ticari bankacılık, 2015’ten sonra başlayacak.
-
ÇED raporunun alınmasıyla ilgili sorunlar aşıldı mı?
Onlar aşıldı. Fransa’da 86 tane nükleer santral var. Almanya da eski tesisleri kapattı ama yenileri devam ediyor. Nükleerden uzak kalırsanız sizi mahkum eder. Enerji sıkıntımız ikinci kurtuluş savaşıdır. Nasıl 1923’te cumhuriyetimizi kurduk, bağımsızlığımızı kazandık. 2014’te de kendimize yetecek enerjiyi sağlamak zorundayız. Her yıl 60-70 milyar dolarlık cari açık veriyoruz, ratingimiz düşüyor, yüksek faizle borçlanıyoruz. Bu bir kısır döngü. Türkiye’nin bunu aşması lazım…
‘’SBERBANK BİZDEN TEKNOLOJİ TRANSFER ETTİ’’
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, yabancı pazarlara açılırken Türk bankacılığının da Avrupa’da bir çok imkanı olduğunu belirtiyor. Ateş, Sberbank’ın Denizbank’ı satın almasından sonra Rus şirketlerinin Türkiye’ye yatırım yaptığına dikkat çekerek, şu örnekleri veriyor:
‘’Sberbank’ın ardından Rosatom, Yandex gibi Rus firmaları, Türkiye’deki yatırımlarını başlattı ya da geliştirdi. Bunlar finansın arkasından geliyor.
Finans her zaman küresel sermaye akışlarında merkezi konuma sahip. Bu konumu Türk bankacılığı iyi kullanmalı. Türk bankacılığı da artık dışarı bakmak zorunda. Londra, Paris gibi merkezlerde Türk bankacılığının yeri var. Bireysel bankacılıkta en iyi know how bizde. Sberbank bizden teknoloji transfer etti. Yurt dışında çok fazla Pazar ve imkan var. Ekonomimizi sadece lokal olmaktan kurtarmak ve finansın öncüsü haline getirmek gerek.”