<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemBinlerce kamu çalışanı da deprem kurbanı----

Binlerce kamu çalışanı da deprem kurbanı

Binlerce kamu çalışanı da deprem kurbanı
25 Şubat 2023 - 13:00 www.finansingundemi.com

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketlerinde onlarca kamu görevlisi de hayatını kaybetti. Uzmanlar, kendi memurları da kayıp veren kamunun afet sonrası nasıl davranması gerektiğini anlattı

Türkiye'de 'Asrın Felaketi' olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerde devletin önemli kurumlarında yaşanan ölümler, gereken müdahalenin gecikmesine neden olan sebepler arasında görülürken Ali Kemal Erdem'in Independent Türkçe'deki haberine göre gelecekteki olası afetlere karşı kurumların hazır ve zarar görmemiş halde olması afet yönetimi açısından kritik öneme sahip.

Kamu kurumları depremde kaybettikleri personellerini açıklıyor. Kimi kurumlar yüzlerce çalışanını yitirdi. Uzman isimler, afet halinde devletin işleyişini kaybetmemesinin yollarını anlattı.

Depremler sadece gündelik yaşamın değil, kamu hizmetlerinin akışını da alt üst eden afetlerden.

Özellikle can kaybı ve ciddi hasarla sonuçlanan depremlerin ardından kısa sürede yardımın gelmesi, düzenin sağlanıp, yaralıların hastaneye ulaştırılması ve enkazlarda aramaların başlaması için ciddi bir organizasyon gerekiyor.

Bu organizasyonu sağlamak da en başta devletin görev ve sorumluluğunda.

Devlet denilen yapı de farklı kurumlardan, bu kurumları da insanlar oluşturuyor. Dolayısıyla bir büyük afet, herkes gibi devlette çalışan insanları da etkiliyor.

6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 44 bin 218 kişiye yükseldi.

Bu kişiler arasında çok sayıda kamu görevlisi de var.

En çok kayıp sağlık ve emniyette verildi

Depremde hayatını kaybedenlerin bir kısmı bağlı bulundukları kurumlarca açıklanıyor.

Halen ne kadar personelinin yaşamını yitirdiğini duyurmayan bakanlıklar ve kurumlar da var.

Ayrıca açıklasa dahi henüz kayıpları netleşmeyenler de bulunuyor.

Bir depremde en hayati öneme sahip yerler arasında olan sağlık kurumlarında çalışanlar bu depremde en çok kayıp veren kamu görevlileri arasında.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, önceki gün Twitter hesabından yaptığı açıklamada depremde 448 sağlık çalışanının öldüğünü, 528 sağlık çalışanının da yaralandığını duyurdu.

Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) paylaşımına göre bu sağlık çalışanlarından 101'i hekim.

Emniyet Genel Müdürlüğü de çok kayıp veren kamu kurumların arasında yer aldı.

201'i polis, 4'ü bekçi, 9'u sivil memur olmak üzere 214 emniyet mensubu depremde yaşamını yitirdi.

İçişleri Bakanlığı'na bağlı olan jandarma teşkilatı da 5'i korucu geri kalanı jandarma olmak üzere 71 personel hayatını kaybetti.

Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdür Turan Kuloğlu'nun paylaşımına göreyse depremde aralarında hakim ve savcıların da olduğu 110 personelini yitirirken, Diyanet 69 çalışanını kaybettiğini duyurdu.

Karayolları gibi kritik kurumların bağlı olduğu Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yaptığı açıklamada yaşamını yitiren 62 personelini duyurdu. Bu kişilerden 21'i de PTT mensubu.

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Twitter hesabındaki açıklamaya göre hayatını yitiren personel sayısı 123 kişi.

Kurtarma ekibi personelleri depremde hayatını kaybetti

Deprem sonrasındaki çalışmalarda kritik öneme sahip Kızılay ve AFAD da çalışanlarını depremde yitirdi.

Kızılay'dan yapılan açıklamaya göre depremde 15 personelleri vefat etti. AFAD'ın açıklamasına göreyse 7'si kurum bünyesinde, 3'ü de farklı kurumlardan gelerek bünyelerinde çalışmaya başlayan kişilerden olmak üzere 10 personelleri depremde hayatını kaybetti.

Hayatını kaybeden öğretmen ve belediye çalışanları sayısı henüz bilinmiyor

Depremde yaşamını yitiren belediye çalışanlarının sayısı ise ancak bütün belediyelerden bu konuda açıklama yapıldığında anlaşılacak.

Henüz deprem bölgesindeki büyükşehir, il, ilçe belediyelerinden bu konuda net bir açıklama yok.

İtfaiye çalışanları da belediyelere bağlı olduğundan bu meslekte yaşamını yitirenlerin sayısı da ancak o şekilde anlaşılacak.

Depremde kaç eğitimcinin yani öğretmenin yaşamını yitirdiği ise Milli Eğitim Bakanlığı'ndan henüz bir açıklama yapılmadığından bilinmiyor.

Konuyu sorduğumuz öğretmen sendikaları da kendilerinde net bilgi olmadığını söyledi.

Yine depremin ardından ilk göreve koşması beklenen belediye çalışanlarından ölenlerin sayıları da her biri farklı bir belediyeye bağlı olduğu için henüz net bilinmiyor.

Birçok belediye buna dair özel bir açıklamayı şu ana kadar yapmadı.

Belediye işçilerinin örgütlendiği sendikalara bu soruyu sorsak da ancak kendi sendikalarına üye olanların sayısını bilebileceklerini, şu an o konuda dahi ellerinde net sayı olmadığını önümüzdeki günlerde açıklayacaklarını söylediler.

Türkiye'de itfaiye teşkilatları belediye bünyesinde olduğu için deprem olan illerde yaşamını yitiren itfaiyeciler de ancak bu rakamlar açıklanınca anlaşılacak

Önümüzdeki günlerde bütün kurumların kaybettikleri personellerine dair daha net açıklamalar yapması bekleniyor.

Yardıma koşacakların bir kısmı da enkaz altındaydı ya da ailesi mağdurdu

Depremden sonraki ilk saatlerde yaşanan organizasyon sorunları sıklıkla gündeme geldi.

Yaşanan aksaklıklar da organizasyon bozukluğu kadar bölgedeki kamu personelinin de depremden ağır şekilde etkilenmesinin de etkili olduğunu biliniyor.

Gerçekten de görev başında olması gereken kamu personelinin de bir kısmı da ya enkaz altındaydı ya da enkaz altındaki bir yakını için mücadele ediyordu.

Bu durum beklenen büyük Marmara depreminde de devlet kurumlarının benzer bir sonuçla karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor.

Peki bu durumda ne yapılmalı ki devletin işleyişi afetin ilk saatlerinde de sürdürülebilsin?

"Halk da önceden afete hazır olmalı"

Meteoroloji ve Afet Yönetimi Uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, afet yönetimine sadece kurumların değil, o kurumları oluşturan çalışanların yani halkın da hazır olmasının esas olduğunu söyledi.

"Afet yönetimini bir kere biz Türkiye'de yanlış anlıyoruz" diyen Kadıoğlu, "Afet yönetimi, felaket olduktan sonra arama-kurtarma, çadır kurmak değildir. Öncesinde riski azaltmak ve yönetilebilir seviyeye indirgemektir. İndiremezseniz afetten sonra ikinci bir afet yaşarsınız. Altında kalırsınız. Kritik tesislerinizde, kritik yetişmiş uzman kişileri de kaybedersiniz" dedi.

"Herkesin güvenli bir binada yaşaması garanti önemli"

"Halkın durumu neyse, onlar nerelerde oturuyorsa kamu çalışanlarının durumu da odur" diyen Kadıoğlu, "Bireysel çözümler fayda sağlamaz. Yani belki birkaç kişiyi lojmanda filan barındırabilirsin. Ama tüm kamu çalışanlarını, doktorunu, polisini, itfaiyesini hepsini aynı şekilde barındıramazsınız. O yüzden toplum olarak herkesin güvenli bir binada yaşıyor olmasını garanti etmemiz lazım ki deprem olduğu zaman oradaki doktor, polis, itfaiyeci, kamu yöneticilerini kullanarak yani yerel imkanlarla afetle baş edilebilecek hale gelsin" diye konuştu.

"Silahlı kuvvetlerin rolü"

Kendisine ait blog sayfasında Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) adlı yazı paylaşan emekli tuğgeneral Osman Aydoğan, Türkiye'nin bütün gücüyle depreme hazırlanması gerektiğini, bunun içinde mutlaka TSK'dan faydalanılması gerektiğini belirtti.

Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini hatırlatan Aydoğan, "Büyük bir depremde göreve ilk kim gidecek" diye sordu.

Görev gitmesi gereken insanların da bir kısmının enkaz altında kaldığına işaret eden Aydoğan, şunları söyledi:

"Dolayısıyla silahlı kuvvetler bu maksatla yeni baştan organize edilip, eğitilmeli ve teçhiz edilmeli. Diyelim ki İstanbul'da bu şartlarda büyük deprem oldu. Yardıma gelecek itfaiyenin anne, babası, çocuğu da enkaz altında olabilir. Oysa askeri kışlalar en fazla üç katlı, sağlam yapılar. Askerin elinde malzeme vardır, alanda çadır kurmayı, seyyar hastane, mutfak açmayı bilir. Kısaca asker dışında kimsenin ilk andan itibaren yardıma koşma şansı yok."

"Almanya gibi Türk askeri de afetlere karşı hazırlanmalı"

Askerin istihkam birlikleri sayesinde kapanan yolları aşma imkanına ve hava – deniz gücüyle ulaşılamayan yerlere de gitme imkanına sahip olduğunu belirten Aydoğan, TSK'nın deprem hazırlığında ve anında daha fazla rol almasının hayati önem taşıdığını ifade etti.

Türkiye'nin elinde sadece bir tane doğal afet tugayı olmasına karşın deprem bölgesi olmayan Almanya'nın bir kolordusunun afetlere müdahale amacıyla oluşturulduğunu anımsatan Osman Aydoğan, "TSK'da artık bir kolordu afetlere karşı hazırlanmalı. Askerin elinde telsizler var, iletişiminin kesilmesi mümkün değil. Açık alanda kalmaya yetecek imkanları var. TSK dışında kimse böylesine bir felakete daha organize müdahale edemez. ABD'den sonra dünyanın en büyük helikopter filosuna sahibiz. TSK, böylesi bir afete karşı hazırlanmalı, buna müdahale edecek birlikler, her birlik bünyesinde birimler oluşturulmalı" değerlendirmesinde bulundu.

"Hastanelerin ayakta kalamaması"

Deprem anında en önemli unsurun hizmet verecek sağlık kurumlarının ayakta kalması ve çalışır vaziyette olması olduğunun altını çizen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kongre Delegesi Dr. Recep Koç da "Büyük bir deprem illaki doktorları ve ailelerini de etkileyebilir ancak etkilemeyenler mutlaka en kısa sürede görevlerinin başında olurlar. Ama bunun için çalışacakları kurumların ayakta ve işler vaziyette olması lazım. Malzeme depolarının dolu olması gerekir Maalesef son depremde birçok sağlık kurumu çalışır halde değildi" ifadelerini kullandı.

"Hatay'a gelen personel ilk 2 gün dışarıda kaldı"

Depreme maruz kalan kentlere etkilenmeyen yerlerden en kısa sürede sağlık personeli sevk edilmesi için hazırlıklar yapılması gerektiğini belirten Koç, şunları kaydetti:

"Ancak bunun için de kurumların ayakta olması lazım. Bu insanların kalabileceği yerler, malzemeleri olmalı. Depremde ilk günden itibaren Hatay'a giden arkadaşlarımız oldu. Bırak çalışacak yer bulmayı bir tane kalabilecekleri çadır bulamadılar. Bildiğin ilk iki gün sokakta kaldılar. Kısaca insan kaynağı sağlasan dahi onu çalıştıracak koşulların olması lazım."

"Aile sağlık merkezleri de hazır halde olmalı"

Koç, olası bir depremde faal olması gereken ilk yerlerin hastanelerin acilleri olduğunu ama yolların kapanması nedeniyle buralara ulaşmanın sorun haline gelebileceğini belirtti.

Bu nedenle mahallelerdeki aile sağlığı merkezlerinin de acil müdahaleleri ve hastanelerin tıbbi müdahale önceliklerini belirleme birimlerinin hazırlanması gerektiğine dikkati çeken Dr. Recep Koç, bunun için de organizasyon yapacak ve koordinasyon sağlayacak bakanlık, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşların birlikte çalışmaları gerektiğini sözlerine ekledi.

Bozdağ: Gerekiyorsa kamu görevlilerine soruşturma açılacak

Deprem bölgesine kamu ihtiyaçları için 1,5 milyar TL

Kamu, "Borcu yoktur" belgesi istemeyecek

Afet bölgesindeki kamu çalışanlarına ilişkin alınan tedbirler Resmi Gazete'de

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)