Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Big Four muhasebe ve danışmanlık firmalarında (KPMG, EY, PwC, Deloitte) görülen bir dizi skandal ve stratejik yanlış adım 2023 yılına damgasını vurdu. Dünyanın en büyük dört mali denetim firmasının yönetimlerindeki eksiklikler ortaya çıktı ve yönetimin başındakilere nasıl hesap sorulacağı konusu yeniden gündeme geldi.
Financial Times haberine göre, Ernst & Young’ın ABD ortakları yönetim birimlerini denetlemek ve stratejileri onaylamak için bir kurulun oluşturulmasını da içeren yeni bir yönetişim biçimini Noel öncesinde oyladı. Temmuz ayında yürürlüğe girecek olan yenilik EY’nin danışmanlık ve mali denetim olarak ikiye bölünme planının veto edilmesinin ardından ABD yönetim ekibi tarafından önerildi. Başarısız olan EY’nin bölünme planı birçok ortağın öfkesine yol açmıştı.
PwC’nin Küresel Başkanı Bob Moritz FT’deki açıklamasında Avusturalya’daki yönetim reformuna açıklık getirdi. İlk defa firma dışından bir başkanın atanmasını içeren reform Moritz’e göre küresel ağlarındaki diğer ülkeler için de bir yol haritası haline gelebilir.
Bu arada, ABD denetim düzenleyicisi, mevzuat standartları karşılamayan halka açık şirket denetimlerinin sayısındaki artışın nedenini ortadan kaldırmak için firmalar hakkında bir "kültür incelemesi" başlattı. İnceleme, ABD Halka Açık Şirket Muhasebe Gözetim Kurulu'nun (PCAOB) aralık ayında yaptığı açıklamaya göre, "tepedeki gidişat" ile ilgili bir şeylerin yanlış gidip gitmediğini inceleyecek. Aynı zamanda firmaların organizasyon yapısı da inceleme altında olacak.
Londra Üniversitesi Bayes İşletme Okulu’nda School'da profesyonel hizmet firmalarının yönetimi konusunda uzmanlaşmış bir profesör olan Laura Empson'a göre, toplu olarak 1,5 milyon kişiyi istihdam eden ve dünyanın en büyük halka açık şirketlerinin çoğunu denetleyen Big Four firmalarındaki yönetişim tartışması, yıllarca süren baş döndürücü büyümenin sonucunda gerçekleşti.
Empson konuyla ilgili açıklamasında, “Big Four şirketlerinin mevcut yönetimi, ortaklık yönetişiminin en kötü yönlerini ve kurumsal yönetişimin en kötü yönlerini kapsamaktadır. Ortaklık modeli, hissedarların, yöneticilerin ve büyük üreticilerin bir ve aynı olması nedeniyle asil-temsilci sorununu ortadan kaldırır. Küçük ölçekte çok etkili bir şekilde çalışabilen bir modeldir. Sorun şu ki, ölçek büyütüldüğünde, liderlik ortaklardan giderek daha fazla ayrılmaya başlar" ifadelerine yer verdi.
Big Four firmaları ortaklıklar yerel bazda oluşur ve firma küresel ağlar olarak faaliyet gösterir. Dolayısıyla bu firmalar yönetim kurullarının önemli bir etkiye sahip olduğu çok uluslu şirketlerden farklı bir işleyiş yapısına sahiptir.
Ortaklık yapısında yönetim şirketin farklı bölümlerinden gelen uzun süreli ortaklardan tarafından denetlenir. Firmanın icra kurulu başkanı veya kıdemli ortağı atama sorumluluğuna ve stratejilerin onaylanması konusunda önemli bir role sahiptir. Eleştirmenlerse bu yönetim yapısındaki döngüselliğe dikkat çekiyor. Zira uzun süredir ortak olanlar bile pozisyonlarının bir kısmını veya tamamını genel müdürlüğe borçlu konumda.
PwC’nin Avustralya’daki yönetim hamlesi de bu sebeple ciddi bir önem taşıyor. Söz konusu bölge aynı zamanda vergi birimindeki ortaklardan birinin elde ettiği ticari sırları bir teknoloji firmasına danışmanlık yaparken kullanmasıyla gündeme gelmişti. Şirkete ilişkin raporda PwC’nin yönetim yapısının CEO’ya aşırı güç veren bir çeşit kulüp atmosferi yarattığı belirtilmişti. PwC Avustralya buna cevaben yönetim birimlerini denetleyen yönetim kurullarının güçlendireceklerini ve biri başkan olmak üzere en az üç bağımsız yönetim kurulu üyesi getireceklerini açıklamıştı.
PwC'nin Küresel Başkanı Moritz, son altı yıldır dışarıdan bağımsız yöneticileri firmaya dahil ederek yönetişimi iyileştirmek için yerel ortaklıkları teşvik ettiklerini belirtiyor.
Big Four mali denetim firması EY, küresel yönetimini denetleyen bir yönetim kuruluna sahip olmaması veya yerel ortaklıkların bu düzenlemeyi zorunlu kılmaması aykırı bir konuma yerleştiriyor. Dolayısıyla kasım ayında EY’nin 18 üyeli küresel yönetim kurulu tarafından Carmine Di Sibio yerine seçilen yeni CEO da alışılmadık derecede önemli bir pozisyonda oturuyor. CEO’nun seçimi EY’nin yönetim konseyi tarafından onaylandı. Ancak bu konsey 38 kişiden oluşuyor ve yönetişim uzmanlarına göre konseyin aktif olarak karar verme yapısı fazlasıyla hantal.
EY'ın üst düzey yöneticileri, küresel CEO olarak seçilen Janet Truncale’in denetimini üstlenecek olan yönetişim reformu önerileri üzerinde çalışıyorlar.
ABD, seçilmiş ortaklar tarafından seçilecek ve EY'nin ABD lideri üzerinde işe alma ve işten çıkarma yetkisine sahip olacak yeni bir kurulun oluşturulmasını onaylayarak şimdiden kendi pozisyonlarını belirledi. FT kaynaklarına göre yerel yönetim kurulu nihayetinde firma dışından gelen üyelerden de oluşabilecek.
Devletlerin mevzuat kurumları Big Four şirketlerinin nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda farklı görüşlere sahip. Avrupa’da bazı ülkeler gözetim kurullarının oluşturulmasını ve en azından bazı bağımsız yönetim kurulu üyelerinin atanmasını zorunlu kılıyor. ABD’de ise PCAOB bir denetim firmasının yönetim kurulunda veya başka bir tür danışma organında ortak olmayan en az bir kişinin bulundurulmasını zorunlu kılmayı öneriyor.
Gelirlerine göre dünyanın en büyük 10 muhasebe firmasından biri olan Baker Tilly International'ın CEO'su Francesca Lagerberg, bağımsız yönetim kurulu üyelerinin sektör için gerçekten pozitif bir gelişme olacağını söyledi. Lagerberg firmaların "kendi yankı odalarını kırmalarına" imkan sağlanacağını ve yönetimi eskimiş aynı yöntemlerle yapıp yapmadıklarını sorgulamaya teşvik edeceğine dikkat çekti.
2013-2016 yılları arasında KPMG’nin İngiltere biriminde bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan Bayes İşletme Okulu’ndan Empson ise bu yöntemden çok fazla bir şey beklememek gerektiği konusunda uyarıyor:
“Firmalar, düzenleyici kurumların kendilerinden beklediği rolü yerine getirmek için yönetici olmayanların ne kadar katılıma sahip olmaları gerektiği konusunda henüz bir anlaşmaya varmadılar. Büyük denetim firmaları, yönetici olmayan yönetim kurulu üyelerinin sürelerini ve bağlılığını küçümser. Onlara ne kadar ödemeleri gerektiği konusunu da hafife alır. Sonuç olarak, bu iş için yeterince doğru insanı çekmek her zaman kolay değildir.”
KPMG ‘Big Four’ rakiplerinin gerisinde kalıyor
Mali denetim sektöründe büyük kavga
EY’yi ‘Everest’ fiyaskosundan kurtaracak isim
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.