Beyaz Saray’dan ABD ekonomisi raporu

AYÇA KARACA – FINANSGUNDEM.COM

Financial Times’ta yer alan ve Beyaz Saray tarafından yayınlanan raporda ABD  ekonomik toparlanmasına yönelik riskler tanımlanıyor. Rapora göre hızlanan ABD ekonomik toparlanması zayıf gelir büyümesi, eşitsizlik ve düşük işgücüne katılım oranları nedeniyle zayıflıyor.

Başkan Obama’nın Ekonomik Danışmanlar Konseyi’nin tahminlerine göre ekonomik büyüme 2018’e kadar trendin üzerinde gerçekleşecek ve işsizlik oranları da %5’in altında olacak. Bu dönemin rekor düzeyde kesintisiz özel sektör iş kazanımlarının olduğu bir dönem olması bekleniyor.

Konsey yıllık raporunda, güçlenen ekonomik görünümün yetersiz ücret büyümesi, bozuk gelir dağılımı ve işgücü katılım oranlarının diğer büyük ülkelerden daha düşük olması nedeniyle gölgelendiğini belirtiyor.

Geçtiğimiz 65 yıl boyunca orta sınıfın gelirini her jenerasyonda ikiye katladığına ancak bu dönemde nerdeyse hiç büyüme işareti göstermediğine de dikkat çekiliyor.

Her ne kadar enflasyona göre ayarlanmış saatlik kazanç oranları 2013’te %0,7 ve 2014’te %0,8 artış gösterse de “bu oran on yıllar boyunca yetersiz artış gösteren ücretlerdeki açığı kapatmaya yeterli değil“ ifadesi kullanılıyor. Başkan Obama da bu konuda “Her ne kadar ekonomik kalkınma daha fazla yaşamı etkilese de fırsatlar ve çalışma arasında daha fazla bağlantı kurmalıyız” yorumunda bulunuyor.

Bu rapor Başkan Obama’nın bu ay altyapı ve eğitim harcamalarının finansmanı amacıyla zenginlere ve çok uluslu şirketlere daha fazla vergi artışı öngören 4 trilyon dolarlık bütçe teklifinden sonra yayınlandı.

Yıllık rapor, iş vergi reformu, daha yüksek asgari ücret, ücretli izin, serbest toplum koleji ve daha büyük çocuğa devlet desteği gibi birçok konuyu yeniden ele alıyor.  Ancak bu gündemin Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu ve kendi politikalarını geçirmeye çalıştıkları Kongre’de önemli bir mesafe kaydetme şansının az olduğu vurgulanıyor.
Beyaz Saray raporu, ABD’nin hane halkı servetinin ve ticaretin Büyük Depresyon’u aşan bir oranda çöktüğü finansal krizden sonra sürekli bir kalkınma içinde olduğunu belirtiyor.